7 Şubat 2012 Salı

Japon Bayrağı



Fenerbahçe taraftarı, İnönü'deki maça müze kapısından da olsa girince yasağa rağmen centilmence Beşiktaş taraftarını Kadıköy'e davet etmişti. Hatta maç günü de GFB tribün lideri Sefa Kalya ve Çarşı gurubu lideri Alen Makaryan yemekte bir araya geldiler. Dostluk mesajları verildi. 

Gerçekten olaylar çıkmayacak mıydı? Tabi ki hayır! Beşiktaş'ın meşhur taraftar gurubu ortalığı birbirine katıp terör estirmeye Zincurluya'daki metrobüs duraklarında başlamış, statta devam etmişlerdi. Lig Tv'de maç sırasında Beşiktaş taraftarlarının tuvaletlerden söktükleri rezervuarları tel örgülere asması aklıma Tarantino'nun kült filmi "Rezervuar Köpekleri" ni getirdi. Beşiktaş taraftarının olduğu tribünler, medya tarafından sürekli pohpohlanan sevimli(!) taraftar gurubu tarafından harabe haline getirilmişti. Aslında bir kaç sosyal olayda boy gösterip kaliteli(!) medyamızın hoşuna giden mesajlar verseler de gerçekler ya da olayı yakından bilenler için durum hiç de göründüğü gibi değil. Bu "sempatik" taraftar gurubunun CV'si epey kötü; Beşiktaş'ın büyük başkanı Süleyman Seba'ya ağza alınmayacak küfürlerle istifaya davet etmek,  FB taraftarının statta olduğu anda Kadıköy'de masum kadın ve çocuklara saldırmak, Kadıköy'deki her maçta İstiklal marşındaki sessizliği fırsat bilerek başkanımız Aziz Yıldırım'ın ölmüş annesine küfürler etmek, yıllarca takım kaptanlıkları yapan Samet Aybaba'ya her maç galiz küfürler etmek... şeklinde uzar gider. 



Evet, Kadıköy'de en son 22 Şubat 2010'da kaybetmişiz. Ayrıca, Kadıköy'de 16 yıldır Trabzon'a, 13 yıldır Galatasaray'a, 7 yıldır Beşiktaş'a yenilmiyoruz. Takımlarının bu seriyi bitireceğini düşünen çarşı grubu, Kadıköy'e Japon bayraklarını o malum, yakışıksız ve bayat espri amacıyla getirmişti. Sahi, ne oldu o bayraklar?!

Maça gelirsek; 

FB beklenen kadrosuyla sahadaydı. BJK'de ise Ersan ve Holosko sürprizleri vardı. Tanju sağ bekte, Ersan Gülüm sol bekte, İbrahim Toroman orta sahada ve Holosko ise hücum hattının sağında maça başladılar. FB beklendiği şekilde maçın başında topa sahip olan ve oyunu yönlendiren takımdı. Bir ara toplama oynama % 70-30 şeklindeydi. Fenerbahçe, bir köşe vuruşu ile golü bulduktan sonra devre sonuna kadar oyunun hakimi görüntüsündeydi. Fakat maçın başında FB'nin attığı 2 köşe vuruşu kendi kalesinde tehlike yarattı. Bu durum hemen hemen her hafta tekrarlanmaya başladı ki Aykut Hoca bunu mutlaka görüyordur. Daha önceleri köşe vuruşlarında Gökhan Gönül seri müdahale özelliğiyle en geride kalırdı. 14. dakikada, Yobo'nun golünde topu arkaya aşırtan Gökhan'dı. Golden sonra da FB, Stoch ile Tanju'nun savunduğu kanattan tehlikeler yarattı,  Baroni, Alex ve Sow ile pozisyonlar bulsak da 2. golü atamadık ve 2. devre oyunun seyri değişti. Beşiktaş topa daha fazla hakim olmaya başladı. Ernst'in orta sahadaki oyunu dikkat çekiciydi. Konuk ekip beraberliği yakalamak adına yüklenmeye çalıştı fakat Ernst'in pozisyonu dışında pozisyona girmekte zorlandı. 

Maçtan sonra Carvalhal'ın saha içinde oyuncularımızın elini tek tek sıkarak tebrik etmesi örnek bir davranışken, maç sonu mikrofanlara yaptığı açıklamalarının bazı bölümleri hayli ilginçti. Özellikle de Yobo'nun topu net şekilde dokunarak uzaklaştırdığı pozisyona "penaltımız verilmedi" yorumu pek inandırıcı olmadı. Zira o pozisyona çok fanatikler dışında "penaltıydı" diyebilecek Beşiktaş taraftarı olduğunu sanmıyorum. 

Emre Belezoğlu'nun 43. dakikada sarı kart gördüğü pozisyon oldukça ilginç bir ana sahne oldu. Emre oldukça sinirliydi. Oyun faul atışıyla başlamasına rağmen Lig Tv'nin son derece tarafsız(!) yönetmeni yaklaşık 30 saniye Emre'ye yakın çekim yaptı. O sırada spikerin sesinden Holosko ile bir Beşiktaş tehlikesi yaşanmakta olduğunu duyduk ama değerli yönetmen golü kaçırma pahasına Emre'yi zumlamaya devam etti. Fakat Emre küfretmeyince amacına ulaşamadı. Bu durumun medyamıza yansımaması en az yaşanan olay kadar ilginçti. 

Maçın en güzel anı ise hiç kuşkusuz Caner'in harika pasıyla Sow'un boş kaleye attığı golde Alex'in yedek kulübesinde yaşadığı sevinçti. O soğukkanlı, olgun adamın o sevinci görülmeye değerdi. 

Düzeysiz sohbetlerde "şikeci" takım diyerek çeşitli basit espriler yapanlara ve buna maruz kalanlara bir hatırlatma; bu takım son 28 derbi maçında yalnızca 3 kez yenildi.

Sevgilerimle..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder