4+4+2=104+3+3=10
4+2+3+1=10
Sahaya sürecek yeterli oyuncunuz varsa, maç esnasında kırmızı kart gören oyuncunuz olmadıysa, sahaya nasıl yayılırsanız yayılın toplam değişmiyor. Şu an oynanan oyunu baz alırsak dünyanın hemen her ülkesinde 100 yılı aşkındır futbol oynanıyor. Bu açıdan bakıldığında bu güzel oyundaki taktiksel dizilişe böylesi yüzeysel bakarak şüphesiz ki futbola haksızlık etmiş olacağım. Memlekette uzmanlık alanı futbol olanların sayısından yola çıkarak da futbola derin anlamlar yükleyip, onu herkesin erişemeyeceği bir mesafeye koymak da senin, benim gibi sıradan insanlara haksızlık olacaktır. Birileri spor yorumcularını durdurmazsa eleştirilerin boyutu "10 kişiyle sahaya çıkılır mı?"ya doğru gidecek korkarım.
Esasında Tolga'nın 1-2 biten Sivasspor maçı sonrası yazdığı lezzetli yazıya ilave olsun diye yazıyorum bu iletiyi. "Kötü taktik" mi, "kötü uygulanan taktik mi" sorusunu sormak için yazıyorum veya. "Dokunulmaz olan Fenerbahçe'dir, kişiler değil" düsturundan yola çıkarak, KOCAMAN'ı eleştirmeye karşı olmadığımı söylemeliyim. Ama bu maça dayanarak yapılan eleştirilerde, alınan oyuncularla ilgili eleştirilere, hele ki eleştirileriyle para kazananların bir penaltı kaçırdığımız, pek çok gol fırsatını değerlendiremediğimiz ve iki tane yenmeyecek gol yiyerek mağlup olduğumuz bir maç sonrası yaptığı eleştirilere güler geçerim yalnızca..
Tolga'nın yazısına bir ekleme de Sow'la ilgili görüşleriyle ilgili olsun. KOCAMAN'ın ve öncesindeki teknik adamların sahaya sürdükleri 11'leri oluştururken kendilerince en iyi 11 oyuncuyu oyuna sürdüklerini hissederdim hep. O 11 oyuncuyu da kendi kafasındaki ideal dizilişe göre yerleştirirlerdi. O yüzden de sarkık libero Ümit Özat sol kanatta sağ ayağının dışıyla orta yapmayı öğrendi. Oysa ideal dizilişten yola çıkıp, o mevkilerde oynayabilecek en iyi 11'le başlamak o dizilişe daha çok anlam yüklemez mi?
Yalnız referans gösterdiğim yazıya bir itirazım var: "Bu yıl AL hariç diğer iki kulvarda şampiyon olacağız" ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder