31 Aralık 2011 Cumartesi

Ukic'in Parmağı


Basketbolu çok iyi bilmememe rağmen dünkü maçın yazılmaya değer bir maç olduğunu düşünüyor ve görüşlerimi kısaca paylaşmak istiyorum;

Maç öncesinde GS cephesinden hakem atamasını eleştiren, Recep Ankaralı'yı hedef alan açıklamalar beni tedirgin ediyordu. Haksız olmadığımı da maç boyunca anladım aslında.

Maç günü Ukic'in parmağının kırılmasını sevinçle karşılayan ve bunu tüm Türkiye ile çekinmeden paylaşan Akşam gazetesi GS muhabiri Seda Kılıç maçın son 5 dakikasında neler hissetmiştir acaba?Komplekslerin bireyleri insanlıktan çıkarmasına da tanık olmaya başladık ki bu oldukça tehlikeli. Ukic'in yanında, Prldzic'e verilen anlamsız ceza, Ömer ve Tomas'ın sakatlıktan tam olarak kurtulamaması maç öncesi önemli sıkıntılardı takımımız adına.

Maç, son 5 dakikaya kadar genelde GS'nin kontrolünde geçti. İlk çeyrek 17-21, devre 32-36 konuk ekibin üstünlüğü ile geçti. Son çeyrekter bir ara fark 11 sayıya kadar çıkmasına rağmen Fenerbahçe son 5 dakikadaki 18-6'lık serisi ile yılın son derbisini 80-79 kazandı.

Maç içinde Jerrels, Hakan ve skor olarak katkı sağlasa da Engin'in oyunu iyi yönlendiremediklerini düşünüyorum. Bu üç oyun kurucumuz maçı birer asistle tamamlamışlar. Dolayısıyla takım olarak yaptığımız toplam asist sayısı 9. GS'de ise bu rakam 20. Bogdanovic'in çok az oyunda kalarak hiç katkı sağlayamaması takımızı 3 numaralı pozisyonda ve skor üretme anlamında oldukça sıkıntıya soktu. Vidmar'ın hiç süre alamaması da bence ilginçti. Maçın etkisiz isimlerinden Tomas'ın son çeyrekte üst üste bulduğu 2 üçlük isabet maçın belki de en önemli belirleyicisi oldu.

"3. çeyreğin bitimine 2:48 kala Fenerbahçe taraftarının kötü tezahüratı ile  hakemler salonu terk ettiler ve maç bir süreliğine durdu." Büyük olasılıkla bir çok gazete haberi bu şekilde okuyacaksınız. Olayın hemen öncesi hiç bir haberde yer almayacak. Ama bunun atlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Maç 6 sayı ile GS üstünlüğü ile devam ederken aynı pozisyonda Songalia ve Lucas üst üste hatalı yürüme yaptılar. Fenerbahçe seyircisi oyunu o kadar iyi biliyor ki hatalı yürümeyi fark edip kararı protesto ettiler. Pozisyonun devamında üçlük isabet ile fark 9 sayıya ulaştı. Murat Murathanoğlu-İsmet Badem yorumlarıyla yanlışlığı ortaya koydular. Ayrıca, GS'li oyuncu Tutku Açık'ın gülerek arkadaşına steps yaptığını anlatması kameralara yakalanıyordu. Yanlış karar tabi ki verilir ama izleyicilerin dahi fark ettiği pozisyonda hakemin elini havaya kaldırıp düdüğünü çalamaması çok tuhaftı.

Maçın bitiminde iki koç da hakemlere tepki göstererek üstlerine yürüdüler. Nevian Spahija,  son GS hücumunda Tutku'nun yaptığı açık hücum faule düdük çalınmamasına itiraz ediyordu. Çünkü rakip, devamında boş üçlük şansı bulmuştu. Fakat Oktay Mahmudi'nin itirazını ve hakemlere saldırısının sebebini çözemedim. Acaba girmeyen üçlüğü neden tiklemedikleri için mi tepki gösteriyordu hakem üçlüsüne?

Her şeye rağmen ezeli rakibimizi yılın son maçında bir defa daha mağlup etmenin mutluluğu tarif edilmez.

Sevgiler, saygılar. MUTLU YILLAR...

2011'in son derbisi (20-8)


Dün Sinan Erdem spor salonunda oynanan TBL I. devre maçıyla birlikte  bu yılın 28. büyük maçı oynanmış oldu. Bu karşılaşmalarda Fenerbahçemiz 20. galibiyetini alarak bu alandaki ezici üstünlüğünü devam ettirdi.

Futbol (5-2-1)

  • 27.04.2008 Galatasaray:1   Fenerbahçe:0  (2007-08 II.yarı maçı) Nonda
  • 09.11.2008  Fenerbahçe:4 – Galatasaray:1  (2008-09 I.yarı maçı) Deivid
  • 12.04.2009  Galatasaray:0 – Fenerbahçe:0  (2008-09 II.yarı maçı) Kavga
  • 25.10.2009  Fenerbahçe:3 – Galatasaray:1  (2009-10 I.yarı maçı) Guiza topuk
  • 28.03.2010 Galatasaray:0 – Fenerbahçe:1  (2009-10 II.yarı maçı) Selçuk-Leo
  • 21.07.2010  Fenerbahçe:1 – Galatasaray:0  (Gurbet kupası-Almanya)  Santos
  • 24.10.2010 Fenerbahçe:0 – Galatasaray:0  (2010 -11 I.yarı maçı) Sabri üçlü
  • 18.03.2011  Galatasaray:1 – Fenerbahçe:2 (2010-11 II. yarı maçı) TT Arena
  • 07.12.2011  Galatasaray:3 – Fenerbahçe:1 (2011-12 I. yarı maçı) TT Arena


Basketbol Erkek (11-5)

  • 26.03.2008    Fenerbahçe:76- Galatasaray:72  (2007-08 II.yarı maçı)
  • 03.01.2009    Galatasaray:78- Fenerbahçe:62  (2008-09 I.yarı maçı)
  • 24.04.2009    Fenerbahçe:89- Galatasaray:62  (2008-09 II.yarı maçı)
  • 15.11.2009     Galatasaray:0 -  Fenerbahçe:20  (2009-10 I.yarı maçı)
  • 27.02.2010    Fenerbahçe:81- Galatasaray:77  (2009-10 II.yarı maçı)
  • 29.12.2010    Galatasaray:67- Fenerbahçe:56  (2010-11 I.yarı maçı)
  • 11.02.2011     Fenerbahçe:77- Galatasaray:70  (Türkiye Kupası yarı final -Kayseri)
  • 20.04.2011    Fenerbahçe: 83 Galatasaray:80 (2010-11 II.yarı maçı)
  • 04.06.2011    Fenerbahçe 81-59 Galatasaray (2010/11sezonu finali ilk maç)
  • 06.06.2011    Fenerbahçe 95-84 Galatasaray (2010/11sezonu finali ikinci maç)
  • 09.06.2011    Galatasaray 97-93 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali üçüncü maç)
  • 11.06.2011    Galatasaray 74-85 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali dördüncü maç)
  • 14.06.2011    Fenerbahçe 71-72 Galatasaray (2010/11sezonu finali beşinci maç)
  • 17.06.2011   Galatasaray 88-91 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali altıncı maç)
  • 12.10.2011    Fenerbahçe: 97 -103 Galatasaray (2011 Cumhurbaşkanlığı-Kayseri)
  • 30.12.2011   Fenerbahçe 80-79 Galatasaray (2011/12 sezonu I.yarı maçı)

Basketbol Kadın  (23-9)


  • 03.03.2008  Fenerbahçe 96-94- Galatasaray  (2007-08 sezonu II. yarı maçı)
  • 05.04.2008  Fenerbahçe 67-52 Galatasaray   (Türkiye Kupası yarı finali- Adana)
  • 30.04.2008  Fenerbahçe 88-92 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 1.maçı)
  • 03.05.2008  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 2.maçı)
  • 07.05.2008  Galatasaray 73-74 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu play-off final 3.maçı)
  • 11.05.2008  Fenerbahçe 71-62 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 4.maçı)
  • 11.10.2008  Fenerbahçe 55-71 Galatasaray   (Cumhurbaşkanlığı Kupası- Ankara)
  • 15.11.2008  Galatasaray 58-66 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I. yarı maçı)
  • 14.02.2009  Fenerbahçe 82-55 Galatasaray   (2008-09 sezonu II. yarı maçı)
  • 14.04.2009  Fenerbahçe 63-60 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Kayseri)
  • 22.04.2009  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2008-09 play-off yarı final 1.maçı)
  • 25.04.2009  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 2.maçı)
  • 27.04.2009  Galatasaray 64-68 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 3.maçı)
  • 30.11.2009  Galatasaray 77-84 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I. yarı maçı)
  • 07.03.2010  Fenerbahçe 76-62 Galatasaray   (2009-10 sezonu II. yarı maçı)
  • 28.03.2010  Fenerbahçe 55-57 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Bandırma)
  • 06.05.2010  Fenerbahçe 57-51 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 1.maçı)
  • 08.05.2010  Fenerbahçe 61-56 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 2.maçı)
  • 11.05.2010  Galatasaray 78-82 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu play-off final 3.maçı)
  • 21.10.2010  Fenerbahçe 75-58 Galatasaray   (2010 Cumhurbaşkanlığı Kupası)
  • 28.11.2010  Fenerbahçe 74-68 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 01.02.2011  Fenerbahçe 77-58 Galatasaray   (Euroleague Women Top16 I. maç)
  • 04.02.2011  Galatasaray 51-73 Fenerbahçe   (Euroleague Women Top16 II. maç)
  • 12.02.2011  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 13.03.2011 Galatasaray 63-60 Fenerbahçe   (2010-11 Türkiye Kup. yarı final)
  • 10.04.2011 Galatasaray 74-77 Fenerbhçe   (2010-11 play off final 1)
  • 12.04.2011 Galatasaray 84-69 Fenerbaahçe (2010-11 play off final 2)
  • 15.04.2011 Fenerbahçe 80-68 Galatasaray (2010-11 play off final 3)
  • 17.04.2011 Fenerbahçe 91-86 Galatasaray (2010-11 play off final 4)
  • 16.10.2011 Fenerbahçe 78-83 Galatasaray (2011 Cumhurbaşkanlığı Kupası)
  • 27.11.2011 Fenerbahçe 96-82 Galatasaray (2011-12 1. yarı maçı)


Voleybol Erkek (5-4)

  • 08.03.2010  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu II.yarı maçı)
  • 17.11.2008  Fenerbahçe 1-3 Galatasaray   (Türkiye Kupası maçı)
  • 13.12.2008  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I.yarı maçı)
  • 12.03.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
  • 10.10.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
  • 10.01.2010  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2009-10 sezonu II.yarı maçı)
  • 28.11.2010  Fenerbahçe 0-3 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 23.02.2011  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe  (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 23.10.2011  Fenerbahçe   3-1 Galatasaray  (2011-12 sezonu I.yarı maçı)

Voleybol Kadın (17-0)

  • 14.12.2008  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (2008-09 sezonu I.yarı)
  • 11.03.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
  • 10.04.2009  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 1.maçı)
  • 13.04.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu play-off yarı final 2.maçı)
  • 14.04.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 3.maçı)
  • 18.10.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
  • 23.12.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (Türkiye Kupası çeyrek final 1.maç)
  • 17.01.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu 2.yarı maçı)
  • 16.03.2010  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (Türkiye Kupası çeyrek final 2.maçı)
  • 24.04.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu yarı final 1.maç)
  • 26.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 2.maçı)
  • 28.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 3.maçı)
  • 21.11.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 06.02.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 01.05.2011   Galatasaray 0-3 Fenerbahçe (2010/11 sezonu yarı final ilk maç)
  • 04.05.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray (2010/11 sezonu yarı final ikinci maçı)
  • 13.10.2011   Fenerbahçe 3-1 Galatasaray (2011/12 sezonu ilk yarı maçı)

20 Aralık 2011 Salı

Hayde Gidelum


Hızlı tren raylarında bakım olduğundan Kadıköy yolculuğu bu defa kara yolu ile yapıldı. Bozkurt abi o kadar güzel yazmış ki bugün "Şu Fenerbahçeliler Adam Olmaz" diye.  Bolu dağında otobüsler saat 10:00 civarında - maçtan 9 saat önce - mola için sıralandığında çubuklu formalı yolcuların sayısı inanılmazdı. Malum medya organlarında her gün bir yenisi yayınlanan delillere (!) rağmen Pazar Pazar o kötü hava şartlarında onca yolu  göze alan bu Fenerbahçeliler adam olmazdı. Kulüplerine ve başkanlarına sırtını döneceği varsayılan çubuklu formalılar sadece "sevgilerini" haykırmak için Kadıköy'e akın ediyorlardı. Çünkü acılar, haksızlıklar onların sadece "tutkularını" ve "bağlılıklarını" arttırmıştı.

Kadıköy maç günleri bir başka güzel. Soğuk ve yağışlı hava bile buna engel değil. Maç öncesi stat etrafı daha önceki maçlara oranla oldukça hareketli ve kalabalık. Çünkü bu maç, geçen sezonun hesabı ve bu senenin en önemli maçı olarak görülüyordu.

Fenerbahçe, 4-2-3-1 dizilişi ve beklenen 11 ile maça başladı. Trabzon'da oynaması beklenen Henrique'nin yerine orta sahada Colman'ın eşi olarak Aykut sahadaydı. Şenol Güneş maç sonunda söylediğinin aksine daha savunmacı bir kadro ile sahadaydı. Takımını, 4-3-3 görünümlü 4-5-1 dizilişiyle sürmüştü sahaya. En uçta oynayan Burak'a destek kanatlarda sağ bek kökenli Serkan Balcı ve Halil Altıntop ile ortadan Alanzinho'dan bekleniyordu. Bu ikili hücuma değil ama savunmaya oldukça katkı sağladı.  Halil ilk 20 dakika neredeyse sol bek gibi oynadı ya da Gökhan Gönül'ün baskısıyla öyle oynamak zorunda kaldı. Şenol Güneş, kesinlikle 0-0 için sahadaydı ve tek gol ümidi Burak'ın uzaktan atacağı serseri şutlardaydı. Duran toptan golü yedikleri (bu Fenerbahçe'nin bu sezon köşe vuruşundan attığı ilk gol olabilir) anda maç neredeyse bitmişti.

Fenerbahçe maça oldukça etkili ve önde basarak başladı. Mehmet, Selçuk ve Emre'nin iyi oyunuyla orta sahaya hakim oldu. Geçen yılı hatırlatan pas oyunuyla da rakibinin üzerine gitti. 24. dakikada istediği golü bulunca rahatlayarak rakibini daha geride karşılamaya başladı. 2.yarıdaki değişiklilerle Aykut Hoca yine 4-3-3'e döndü. Bu maç için bu duruma takılıp kalmak istemiyorum. Sonuçta uzaktan atılan şutlar dışında rakibine pozisyon vermeden maçı tamamladık. 2. maçı olmasına rağmen Serdar Kesimal kendisine hayran bıraktı. Geçen haftaki maçtan sonra da yazdığım gibi Serdar Kesimal ayağına hakim, sezgileri güçlü, oyunu geriden başarıyla kuran modern bir savunma oyuncusu görüntüsünde. Serdar, topu kullanmadaki başarısı ve atletik yapısıyla taraftarın sevgilisi Lugano'dan bir sınıf üstün görünümdeydi.

Maçın neredeyse önüne geçmiş durumda olan Aykut'un kırmızı gördüğü pozisyonda Gökhan Gönül'ün gereksiz bir uyarıda bulunduğunu düşünüyorum. (Hakeme giderek rakibin darbesinin olmadığını söylemesi) Basınımızın değerli yorumcuları ve Gökhan, faul olması için bir darbenin olması gerektiğini düşünerek hataya düşüyorlar. O pozisyonda darbe olursa direk kırmızı gerekirdi. Gökhan bu davranışını iyi niyetle yaptı fakat bence gereksizdi.

Taraftarın gergin olmasından dolayı maçın tamamlanamayacağı, olayların çıkacağı düşünülmekteydi. Fakat erken gelen Fenerbahçe golü, taraftarların birbirlerini sosyal ağlar yoluyla telkini Tolga Zengin'in maç sonundaki tahriklerine rağmen olay çıkmasının önüne geçti.

Maç sonunda Sadri Şener'in ağrına giden "Hayde" türküsü taraftarın oldukça hoşuna gitti. Maç sırasında dikkat çeken bence önemli gelişme "Genç Fenerliler" taraftar gurubunun ilk defa AZİZ YILDIRIM tezahüratına coşkulu şekilde katılmasıydı. Böylece başkan tüm tribün guruplarının tam desteğini almış oldu.

Geçen yıl alın teriyle(!) 82 puan toplayan takım bu sene 21 puanla 10. sıradayken, şikeyle (!) 82 puan toplayan takım 34 puanla ve averajla 2. sırada. O halde, şu anda 10. sırada yer bulabilen takımın geçen yıl bu yarışta nasıl var olduğu da sorgulanmalıdır.

Uzun bir günün özeti; FENERBAHÇELİ olmak ne güzel bir şey...

Saygılarımla...

13 Aralık 2011 Salı

Volkan'ın Sakalları

Hafta içinde hiç beklemediğimiz bir mağlubiyet aldık Galatasaray'dan. Biz beklemiyorduk zira onlar da kazanmayı beklemiyorlardı aslında. Üçlü orta saha ile farklı bir diziliş ile orta saha üstünlüğünü tamamen rakibe verdiğimiz felaket bir ilk 25 dakikadan sonra rakibin hızı kesilirken yenen bir gol ve devre sonunda Bilica'nın kişisel hatasından bir gol daha.  Buna rağmen 2. devreye iyi başladık ve rakibi hapsettik. Stoch'un direkten dönen şutu gol olsa (ki korku sarmıştı tüm stadı"yine mi?" diye) farklı bir maç izleyebilirdik.

Maç sonrası medyamızda GS şampiyon ilan edildi. Son iki yıldır derbi kaybetmeyen Fenerbahçe de yerin dibine sokuldu. Üstüne Pazar akşamı GS, Trabzon deplasmanından kolay bir galibiyet daha alınca yıllardır futbol sohbetlerine uzak kalan bir gurup tekrar futbolun güzelliklerini konuşmaya başladı.

Bu akşam maça çıkarken rakip 2 sene öncesinin şampiyonu geçen yılın 3.sü Bursaspor'du. İki takımda hemen hemen aynı dizilişle (4-2-3-1) sahadaydı. Maça çok iyi başladık ve müthiş pas oyunuyla rakibi sindirdik. Emre ve Özer'in oyunu çift yönlü oynama becerileri, Stoch ve Kaptanın hücum güçleri bunda etkiliydi. Hak ettiğimiz golü devre sonuna doğru belki de takımın en formsuz ismi Semih ile bulduk. Bu Semih'in bu sezondaki ilk golü oldu.

İlk 11'mizde 4 yabancı vardı bu akşam. Serdar Kesimal kendine güvenen görüntüsüyle taraftarlara "nerelerdeydin" dedirtmiştir diye düşünüyorum. Klasik yerli stoper çizgisine ters bir yapısı var Serdar'ın. Ayağına oldukça hakim. Bu konuda Yobo'dan bile daha iyiydi diyebilirim. Belki erken bir tahmin olacak ama bence Serdar bugünkü görüntüsüyle modern futbola uygun ve üst sınıf bir stoper olacak. Özer de bugün son haftalardaki dağınık görüntüsünden uzaktı.

Bursa'daki düşüş devam ediyor. Ertuğrul Sağlam'ın kadro arayışı da. Bu akşam Ramazan'ı denedi orta sahada ama oldukça başarısızdı. Takımın iyisi denebilecek Batalla 2.devre oyuna dahil olabildi. Bursa, kadro kalitesi olarak orta sıra bir Anadolu takımına dönmüş durumda. Bursaspor şampiyon olduğunda Türk futbolunda devrim bekleyenler dün takımına sırtını dönen taraftarları gördüler.

Lig Tv spikerleri yine klasik anlatımlarına devam ettiler. Gökhan'ın çizgiye dahi gelmeden çıkardığı top için desibel rekoru deneyip "çok kritik" yorumunu yaptılar.  Sevgili Melih, Bursa'ya kanat akınları yerine birbirini hiç tanımayan stoperlerin arasına ve arkasına atılacak toplarla gol bulmayı tavsiye etti.

Sonuç olarak çok önemli bir üç puanla averajla 2. sıradayız. Medyamızın yere göğe sığdıramadığı, şimdiden şampiyon ilan edilen GS ile aynı puandayız. Son iki maçta 6 gol atan golcü GS'nin 24, gol yollarında sıkıntıları olan Fenerbahçe'nin 23 golü var.

İlk resmi maçımdan sonra sakallarımı keseceğim diyen Serdar bugün akşam muhtemelen kesmiştir. Ya, başkanımız tahliye olunca sakalarını keseceğini söyleyen Volkan daha ne kadar bekleyecek acaba?

"Futbolda Şiddet Yasası"nın 2.defa köşke gönderilmesi ve Cumhurbaşkanının mecburen imzalaması sonucunda bu akşam itibarıyla tahliyeler başladı. "Aklanın da gelin" pankartıyla basınımızdan övgüler alan renksiz taraftar gurubu bugün U dönüşü yaparak Metriste kendi yöneticisi ve hocasını karşılayıp aynı suçlamayla içeride olan Fenerbahçe başkanına  küfür ettiler. Ama onlar basınımızın göz bebeği, dokunulmazı..

Kaptan ALEX bugün ilk defa Samet'siz basın toplantısı yaparken çok önemli mesajlar da verdi aslında anlayana. Bu arada Samet Güzel'in tedbir kararı kalkmazken tercümanlığını yaptığı Vederson'un tedbir kararının kalkması yaşanan ilginçliklerden bir tanesi. Son gelişmeler sürecin bir şike soruşturması değil Fenerbahçe operasyonu olduğunu gösteriyor. Örgüt üyeliği safsatasından sonra her an Ergenekon ile bağlantı kurulabilir.

Bilmedikleri, sadece tezahürat diye düşündükleri fakat öğrenecekleri bir şey var;

"FENERLE KİMSE BAŞA ÇIKAMAZ!!"

27 Kasım 2011 Pazar

Ebedi Eziyet! (60-2-19)


Kadıköy Caferağa Spor Salonunda Fenerbahçe-Galatasaray arasında oynanan bayan basket maçında kazanan yine Fenerbahçe oldu.

Çekişmeli geçen ilk yarının ardından 3.çeyreğin ortalarından itibaren oyuna ağırlığını koyan Fenerbahçe kolay bir galibiyet aldı. Avrupa'nın en iyi oyun kurucularından birisi olan Birsel'in eski günlerine dönüşü sevindiriciydi. Angel, Taylor, Nevriye, Ivana çok iyi maç çıkardılar. Bu 5 oyuncunun çift haneli sayılara çıkması galibiyetin özetiydi. Galatasaray'da ise skor yükü sadece Taurasi ve Charles'a kalınca 3.çeyrekten itibaren maçtan koptular. GS'de Türk oyunculardan sadece 6 (Altı) sayı gelmesi maçın ilginç istatistiklerinden birisiydi.

Hakemler tüm çabalarına rağmen maçı dengede tutmayı başaramadılar.

Böylece ligde yenilgisiz takım kalmamış oldu. Ama Euroleague'de  halen namağlup BİR takım var!!

2008'den bu yana oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında son durum:

Futbol (5-2-1)

  • 27.04.2008 Galatasaray:1   Fenerbahçe:0  (2007-08 II.yarı maçı) Nonda
  • 09.11.2008  Fenerbahçe:4 – Galatasaray:1  (2008-09 I.yarı maçı) Deivid
  • 12.04.2009  Galatasaray:0 – Fenerbahçe:0  (2008-09 II.yarı maçı) Kavga
  • 25.10.2009  Fenerbahçe:3 – Galatasaray:1  (2009-10 I.yarı maçı) Guiza topuk
  • 28.03.2010 Galatasaray:0 – Fenerbahçe:1  (2009-10 II.yarı maçı) Selçuk-Leo
  • 21.07.2010  Fenerbahçe:1 – Galatasaray:0  (Gurbet kupası-Almanya)  Santos
  • 24.10.2010 Fenerbahçe:0 – Galatasaray:0  (2010 -11 I.yarı maçı) Sabri üçlü
  • 18.03.2011  Galatasaray:1 – Fenerbahçe:2 (2010-11 II. yarı maçı) TT Arena
  • 07.12.2011  Galatasaray:3 - Fenerbahçe:1 (2011-12 I. yarı maçı) TT Arena

Basketbol Erkek (10-5)

  • 26.03.2008    Fenerbahçe:76- Galatasaray:72  (2007-08 II.yarı maçı)
  • 03.01.2009    Galatasaray:78- Fenerbahçe:62  (2008-09 I.yarı maçı)
  • 24.04.2009    Fenerbahçe:89- Galatasaray:62  (2008-09 II.yarı maçı)
  • 15.11.2009     Galatasaray:0 -  Fenerbahçe:20  (2009-10 I.yarı maçı)
  • 27.02.2010    Fenerbahçe:81- Galatasaray:77  (2009-10 II.yarı maçı)
  • 29.12.2010    Galatasaray:67- Fenerbahçe:56  (2010-11 I.yarı maçı)
  • 11.02.2011     Fenerbahçe:77- Galatasaray:70  (Türkiye Kupası yarı final -Kayseri)
  • 20.04.2011    Fenerbahçe: 83 Galatasaray:80 (2010-11 II.yarı maçı)
  • 04.06.2011    Fenerbahçe 81-59 Galatasaray (2010/11sezonu finali ilk maç)
  • 06.06.2011    Fenerbahçe 95-84 Galatasaray (2010/11sezonu finali ikinci maç)
  • 09.06.2011    Galatasaray 97-93 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali üçüncü maç)
  • 11.06.2011    Galatasaray 74-85 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali dördüncü maç
  • 14.06.2011    Fenerbahçe 71-72 Galatasaray (2010/11sezonu finali beşinci maç)
  • 17.06.2011   Galatasaray 88-91 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali altıncı maç)
  • 12.10.2011    Fenerbahçe: 97 -103 Galatasaray (2011 Cumhurbaşkanlığı-Kayseri)

Basketbol Kadın  (23-9)

  • 03.03.2008  Fenerbahçe 96-94- Galatasaray  (2007-08 sezonu II. yarı maçı)
  • 05.04.2008  Fenerbahçe 67-52 Galatasaray   (Türkiye Kupası yarı finali- Adana)
  • 30.04.2008  Fenerbahçe 88-92 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 1.maçı)
  • 03.05.2008  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 2.maçı)
  • 07.05.2008  Galatasaray 73-74 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu play-off final 3.maçı)
  • 11.05.2008  Fenerbahçe 71-62 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 4.maçı)
  • 11.10.2008  Fenerbahçe 55-71 Galatasaray   (Cumhurbaşkanlığı Kupası- Ankara)
  • 15.11.2008  Galatasaray 58-66 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I. yarı maçı)
  • 14.02.2009  Fenerbahçe 82-55 Galatasaray   (2008-09 sezonu II. yarı maçı)
  • 14.04.2009  Fenerbahçe 63-60 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Kayseri)
  • 22.04.2009  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2008-09 play-off yarı final 1.maçı)
  • 25.04.2009  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 2.maçı)
  • 27.04.2009  Galatasaray 64-68 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 3.maçı)
  • 30.11.2009  Galatasaray 77-84 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I. yarı maçı)
  • 07.03.2010  Fenerbahçe 76-62 Galatasaray   (2009-10 sezonu II. yarı maçı)
  • 28.03.2010  Fenerbahçe 55-57 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Bandırma)
  • 06.05.2010  Fenerbahçe 57-51 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 1.maçı)
  • 08.05.2010  Fenerbahçe 61-56 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 2.maçı)
  • 11.05.2010  Galatasaray 78-82 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu play-off final 3.maçı)
  • 21.10.2010  Fenerbahçe 75-58 Galatasaray   (2010 Cumhurbaşkanlığı Kupası)
  • 28.11.2010  Fenerbahçe 74-68 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 01.02.2011  Fenerbahçe 77-58 Galatasaray   (Euroleague Women Top16 I. maç)
  • 04.02.2011  Galatasaray 51-73 Fenerbahçe   (Euroleague Women Top16 II. maç)
  • 12.02.2011  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 13.03.2011 Galatasaray 63-60 Fenerbahçe   (2010-11 Türkiye Kup. yarı final)
  • 10.04.2011 Galatasaray 74-77 Fenerbhçe   (2010-11 play off final 1)
  • 12.04.2011 Galatasaray 84-69 Fenerbaahçe (2010-11 play off final 2)
  • 15.04.2011 Fenerbahçe 80-68 Galatasaray (2010-11 play off final 3)
  • 17.04.2011 Fenerbahçe 91-86 Galatasaray (2010-11 play off final 4)
  • 16.10.2011 Fenerbahçe 78-83 Galatasaray (2011 Cumhurbaşkanlığı Kupası)
  • 27.11.2011 Fenerbahçe 96-82 Galatasaray (2011-12 1. yarı maçı)


Voleybol Erkek (5-4)

  • 08.03.2010  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu II.yarı maçı)
  • 17.11.2008  Fenerbahçe 1-3 Galatasaray   (Türkiye Kupası maçı)
  • 13.12.2008  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I.yarı maçı)
  • 12.03.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
  • 10.10.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
  • 10.01.2010  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2009-10 sezonu II.yarı maçı)
  • 28.11.2010  Fenerbahçe 0-3 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 23.02.2011  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe  (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 23.10.2011  Fenerbahçe   3-1 Galatasaray  (2011-12 sezonu I.yarı maçı)

Voleybol Kadın (17-0)

  • 14.12.2008  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (2008-09 sezonu I.yarı)
  • 11.03.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
  • 10.04.2009  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 1.maçı)
  • 13.04.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu play-off yarı final 2.maçı)
  • 14.04.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 3.maçı)
  • 18.10.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
  • 23.12.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (Türkiye Kupası çeyrek final 1.maç)
  • 17.01.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu 2.yarı maçı)
  • 16.03.2010  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (Türkiye Kupası çeyrek final 2.maçı)
  • 24.04.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu yarı final 1.maç)
  • 26.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 2.maçı)
  • 28.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 3.maçı)
  • 21.11.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 06.02.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 01.05.2011   Galatasaray 0-3 Fenerbahçe (2010/11 sezonu yarı final ilk maç)
  • 04.05.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray (2010/11 sezonu yarı final ikinci maçı)
  • 13.10.2011   Fenerbahçe 3-1 Galatasaray (2011/12 sezonu ilk yarı maçı)

21 Kasım 2011 Pazartesi

Dostça Derbi!


Beşiktaş son haftalardaki alışılmış 11'i ile 4-3-3 dizilişi ile sahadaydı. Galatasaray'da tek sürpriz Sabri'nin yerine Ayhan'ın oynamasıydı.
İlk 15 dakikada GS daha organize göründü. 2 pozisyon buldular. Bu dakikadan devre sonuna kadar Beşiktaş oyuna hakim oldu. Net pozisyonlar da buldu fakat golü bir türlü bulamadılar. Simao ve quresma ile kanatlardan oldukça etkili oldular.

GS ikinci yarıya Ayhan yerine Sabri ile başladı. Fakat Sabri sahada 8 dakika kalabildi. Zira diz sakatlığı yaşadı ki bir futbolcunun en korktuğu bolgedir. Yerini Riera'ya bıraktı. 60. dakikada oyuna giren Necip de aldığı sert darbe sebebiyle sahada 5 dakika kalabildi. O da yerini Mustafa'ya bırakınca iki takım da daha hücum olarak güçlendiler fakat orta sahalar düştü. 2.devre daha dengeli gibi görünse de pozisyonlara giren takım yine Beşiktaştı. Bol pozisyonlu maç golsüz bitince sevinen istanbul'un Anadolu yakasındaki takımı oldu.

Sonuc olarak bu iki takımın su anki oyun anlayışları ile şampiyonlukta iddialı olmalarının zor olduğunu düşünüyorum. GS takımının orta saha ve on tarafında yaratıcı oyuncu sıkıntısı çok açık. Kanatlarda Engin ve Kazım ile orta üçlü uretken olamıyor. Beşiktaş kadro istikrarını yakalasa da oyun mesafesini daraltamiyor ve sonuc alabilmek için belirli oyuncuların bireysel becerilerine mahkum kalıyor.

Fi Yapı İnönü'de 65.dakikada Van depremi için soyunma eylemi yapıldı. Sevgili Melih' ten ilginç bir yorum geldi. "çok nadir görülebilecek bir olay YİNE İnönü'de yaşanıyor". Bu övgü dolu yorumlar "Beşiktaş'ın sağ duyulu taraftar gurubu yine..." seklinde devam etti. Ama daha önce sahaya sağ duyulu bir taraftar atlamış güvenlik görevlilerinin zoruyla dışarı çıkarılmıştı. Malum tribün gurubunun önündeki taç çizgisi önünde yerde kalan Eboue'nin üzerine 2 farklı pozisyonda yabancı madde yağdırdı Türkiye'nin en sağ duyulu
taraftar gurubu. Engin Baytar'a edilen küfürler her zamanki duruşlarıydı. Fakat "Hepimiz Zenciyiz" pankartıyla oyuncuları Pascal'a sahip çıkıp medyaya şirin görünen sağ duyulu bu gurup maç içerisinde"f... you Eboue", maç sonunda "Maymun Eboue" diye bağırırken neyin peşindeydi acaba? "İnsanlık", "sağ duyu"...Bu arada GS'li oyuncular bir süre tepkiler ve edilen küfürlerden dolayı soyunma odasına giremezken GS baskani Ünal Aysal'ın "dostça bir derbiydi" açıklaması ilgi çekiciydi. Tüm bunlara rağmen yarın gazetelerde çarşının ne kadar duyarlı ne kadar mükemmel bir taraftar gurubu olduğunu okuyacaksınız.

Sevgiler, saygılar...

20 Kasım 2011 Pazar

İddianame Bekleniyor..


"Melih Gümüşbıçak tribünlerde yer yer boşluklar var" dese de tribünler #deplasmanımadokunma tepkisi sonrası 10.dakikadan itibaren neredeyse tamamen doldu. Tribünlerde diğer büyüklerin 2 haftada ulaşabildikleri sayı kadar seyirci vardı. Ama taraftarlarda, takımda olduğu gibi bir durgunluk söz konusuydu. Yaz aylarındaki ve sezon başındaki seyircisiz maçı tezahüratlarıyla inleten coşkudan uzaklardı. Sanırım basında heyecanla(!) beklenen iddianame taraftarımızı tedirgin etmiş, germişti. Açıklanacaksa bir an önce açıklansın da bu eziyet bitsin artık. Yönetimden "ligden çekiliyoruz" açıklamasını isteyen onurlu taraftar gurubu  bile artık yoruldu. Bu iddianame hepimize iyi gelecek.

Maça gelirsek;

Defans hattında önemli eksiklerimiz vardı. Uğur, Bilica, Bekir, Gökhan dörtlüsü ilk defa yan yana oynadılar. Kaptan, Fenerbahçe'nin oyun anlayışında çok önemli. Onsuz oynamak gerçekten sıkıntı olacak. İlk 5 dakikalık kötü başlangıçtan sonra 10'unla hakimiyeti ele alıp golü bulduk. Emre'nin şık pasında, boşluğa hareketlenip topu kafayla öyle güzel indirdi ki; onu izleyebildiğimiz için çok şanslıyız gerçekten. Rakip 10 kişi kalınca yine durduk. Pozisyon üretmekte zorluk çektik. Bu durum muhtemelen bu gece ve yarın bolca eleştirilecek. Fakat bunda Eskişehir'in 5 kişilik blok halinde sabit oynaması çok önemliydi. Bu üç puan belki de geçen hafta sonu milli maçta malum statta haksız tepkiye uğrayan Volkan Demirel'in son saniyedeki "kapaklık" kurtarışıyla kazanıldı.

Maç içerisinde Gökhan Gönül - Emre tartışması yaşandı. Bu durum yarın basınımız tarafından spor sayfalarının manşetine çıkarılacaktır. Futbol oynarken siz hiç en yakın arkadaşınızla kavga edip, küfürleşmediniz mi? Saha içinde bu durumun normal olduğunu düşünüyorum. Fakat Gökhan Gönül'de müthiş bir düşüş, Emre'de ise gereksiz bir sinir söz konusu. İkisinin de bir an önce kendisini toplaması gerekiyor. Karşı cephe kalabalık çünkü.

"Bu sefer de Alper'e mi çıkışıyor?" diyerek açıkça taraf tutan Gümüşbıçak ve arkadaşlarının bu yanlı anlatımlarına alıştık yıllardır. Bienvenu'nun ofsaytla ilgisi olmayan pozisyonu için de tatışmalı diyen Mustafa İyi'yi tersleyerek "Bienvenu bariz ofsayttı, tartışılacak bişey yok" lafını pozisyonun tekrarında "yerken" oldukça eğlenceliydi sevgili Melih.

Bu takımı bunca zorluğa rağmen ayakta tutmayı başaran, bize yenilgiyi unutturan Aykut Kocaman'a yapılacak en küçük eleştiriye tahammül edemiyorum. Bu eleştiride bulunanların da iyi niyetli olmadıklarını düşünüyorum. Aykut Hoca şu anda teknik olarak sadece futbol takımını değil neredeyse kulübü idare ediyor. İyi de yapıyor. Zira yapılan haksızlıklara yönetim kurulumuzdan ses çıkmıyor.

Sonuç olarak bu galibiyetle 3/4'e rahatsızlık vermeye devam ettik ve çok önemli bir haftayı kayıpsız geçtik..En büyük eksiğimiz forvet hattında değil kesinlikle şeref tribünündedir.

Sevgiler, saygılar...

2 Kasım 2011 Çarşamba

Karabük, Emenike'yi Aramış!

Kısaca saha içi:

Maça iki takımda hızlı başladı. 2. dakikadaki Shelton'ın pozisyonunu Volkan Demirel mükemmel çıkardı. Hemen sonrasında bir Fenerbahçe atağında Mehmet Topuz'a yapılan çift vuruş muydu diye düşünürken Alex oyundan atıldı.

Kırmızı kart sonrası ilk yarı sonuna kadar hatta 65. dakikaya kadar Fenerbahçe'nin onurlu oyuncu gurubu kaptanlarının eksiğini hissettirmediler hem çok kötü bir hakem hem de 1 fazla oynayan rakibe karşı çok iyi mücadele ettiler. 65'ten sonra yorgunluk ve skoru koruma psikolojisi biraz geriye çekilmemize neden oldu. Bu maçtaki Caner performansından bahsetmeden geçmek mümkün değil. Kendisi, Tuncay'ın o kanatta gösterdiği performansın benzerini belki daha da fazlasını gösterebileceğinin ışıklarını verdi ve hakeetiği alkışı da Kadıköy'deki taraftardan aldı. Fenerbahçe'ye imza attığında Canaer'in açıklamalarını aşağılayarak, dalga geçenler neler hissediyorlardır acaba? Caner'in yanında Baroni'nin bu sezonki performansı ayakta alkışlanmayı hak ediyor.

Maçın tamamına yakınını 10 kişi oynayarak 3 puan alan tüm ekibimize teşekkürlerimizi iletiyoruz.

-Şike ile suçlanan bu takımdan 26 haftadır 4 puan alabildiler.

-En küçük fırsatta eleştirilen Aykut Kocaman'ı 6 derbi maçı sonunda henüz mağlup edemediler.

(Hala insanca tepkiler verebilen büyük kaptan; ADAMSIN, CANSIN...)

Saha dışı:

-Fenerbahçe 9.haftada 3. pazartesi ve toplam 7. hafta içi maçına çıktı. (BB maçını Cumartesi, Samsun maçını Pazar oynadık).

-Türkiye’de şampiyonluk yaşamış 5 takımın maçlarını ilk yarı fikstürünü göz önüne alarak incelediğimizde Fenerbahçe’nin 12 hafta içi maçına karşın; Galatasaray 7, Beşiktaş 8, Trabzonspor 7, Bursaspor ise 8 hafta içi maçı oynayacak. Bu konudaki dikkat çeken dengesizliği efsane oyuncumuz Rıdvan Dilmen'in yanında yönetimimiz de dillendirmelidir. Konu yönetim kurulu açıklaması yapılarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

-Kırmızı kart pozisyonun içerisindeki Karabüklü oyuncu Nikolic:" “Alex’in dirseği yüzüme gelince, canım yandı ve kendimi yere attım. Ancak pozisyon kırmızı kartlık değildi. Dilerim Alex ceza almaz” şeklinde bir açıklama yaptı. Daha önce Beşiktaş kalecisi Rüştü ve bir kaç oyuncunun daha benzer şekildeki kartları affedilmişti. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bu konunun takipçisi olacağını umut ediyorum.

-Hafta içinde boğazın karşı tarafından bir takımın TFF ve hakemler üzerinde oluşturmaya çalıştığı baskı sonuç vermiş gibi görünüyor. Bu hafta  Fenerbahçemizin uygulamalı olarak gösterdiği gibi haksız yere 10 kişi kalınmasına ve berbat bir hakem yönetimine karşı da 3 puan alınabiliyor.

-Geçen yıl hiç bir iddiası yokken son dakikada Fenerbahçe ceza sahasında gol arayan kaleci Tomic'te bu maçta aynı hırs ve arzunun olmaması sayın savcının dikkatinden kaçmamıştır sanırım.

-Bir kaç cümle de Lig Tv ve spikerleri için söylemek istiyorum. 2. devre başlarken "MUTLU YILLAR BÜYÜK BAŞKAN" koreografisi maçı anlatmaya çalışan ikiliyi o kadar rahatsız etti ki; imdatlarına yönetmen yetişti ve maç başlamış olmasına rağmen "Aziz Yıldırım" tezahüratının sesi kısılarak sesli olarak erkek parfümü reklamı girildi. Pıss..pıss..

-Aykut Hocamız sinirleri iyice yıpranan ve fiziksel olarak oyundan düşmek üzere olan Emre'nin yerine 71. dakikada hava toplarında da başarılı olabilecek Selçuk'u oyuna soktu. Adının Müjdat olduğunu öğrendiğimiz spiker bu değişikliği eleştirdi çok bilmiş ve ezberci yorumlarıyla. Ayrıca aynı şahsın "Karabük Emenike'yi en çok bu maçta arıyor herhalde" pişkinliği de en basit ifadeyle "aptalca" bir yorumdu.

Şartlar ne olursa olsun, hakem, maç günü, rakip, eksik oyuncular vs... Fenerbahçe sinirleri bozmaya devam ediyor.

Saygılar, Sevgiler...

25 Ekim 2011 Salı

İçimiz Acıdı


Moralimizi alt-üst eden terör olayları ve içimizi acıtan şehit cenazeleri sebebiyle yazı yazmak gelmiyor içimden. Üstüne bir de Van'daki deprem.

Türk milleti asildir, vicdan sahibidir...

25 maçtır yenilmeyen ve halen lider takımımızı kutluyorum. Sonuç ne olursa olsun eleştiri yok bu sene...


16 Ekim 2011 Pazar

2008'den bugüne; 59-2-19

Hafta sonunda bir derbi daha oynandı. Bu defa sürpriz yoktu. Erkek voleybolda da eşitlik bozularak üstünlük Fenerbahçe'ye geçti.

Güncellenmiş ezeli rekabet...2008'den bugüne


Futbol (5-2-1)
  • 27.04.2008 Galatasaray:1   Fenerbahçe:0  (2007-08 II.yarı maçı) Nonda
  • 09.11.2008  Fenerbahçe:4 – Galatasaray:1  (2008-09 I.yarı maçı) Deivid
  • 12.04.2009  Galatasaray:0 – Fenerbahçe:0  (2008-09 II.yarı maçı) Kavga
  • 25.10.2009  Fenerbahçe:3 – Galatasaray:1  (2009-10 I.yarı maçı) Guiza topuk
  • 28.03.2010 Galatasaray:0 – Fenerbahçe:1  (2009-10 II.yarı maçı) Selçuk-Leo
  • 21.07.2010  Fenerbahçe:1 – Galatasaray:0  (Gurbet kupası-Almanya)  Santos
  • 24.10.2010 Fenerbahçe:0 – Galatasaray:0  (2010 -11 I.yarı maçı) Sabri üçlü
  • 18.03.2011  Galatasaray:1 – Fenerbahçe:2 (2010-11 II. yarı maçı) TT Arena
  • 07.12.2011  Galatasaray:3 - Fenerbahçe:1 (2011-12 I. yarı maçı) TT Arena

Basketbol Erkek (10-5)
  • 26.03.2008    Fenerbahçe:76- Galatasaray:72  (2007-08 II.yarı maçı)
  • 03.01.2009    Galatasaray:78- Fenerbahçe:62  (2008-09 I.yarı maçı)
  • 24.04.2009    Fenerbahçe:89- Galatasaray:62  (2008-09 II.yarı maçı)
  • 15.11.2009     Galatasaray:0 -  Fenerbahçe:20  (2009-10 I.yarı maçı)
  • 27.02.2010    Fenerbahçe:81- Galatasaray:77  (2009-10 II.yarı maçı)
  • 29.12.2010    Galatasaray:67- Fenerbahçe:56  (2010-11 I.yarı maçı)
  • 11.02.2011     Fenerbahçe:77- Galatasaray:70  (Türkiye Kupası yarı final -Kayseri)
  • 20.04.2011    Fenerbahçe: 83 Galatasaray:80 (2010-11 II.yarı maçı)
  • 04.06.2011    Fenerbahçe 81-59 Galatasaray (2010/11sezonu finali ilk maç)
  • 06.06.2011    Fenerbahçe 95-84 Galatasaray (2010/11sezonu finali ikinci maç)
  • 09.06.2011    Galatasaray 97-93 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali üçüncü maç)
  • 11.06.2011    Galatasaray 74-85 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali dördüncü maç
  • 14.06.2011    Fenerbahçe 71-72 Galatasaray (2010/11sezonu finali beşinci maç)
  • 17.06.2011   Galatasaray 88-91 Fenerbahçe (2010/11sezonu finali altıncı maç)
  • 12.10.2011    Fenerbahçe: 97 -103 Galatasaray (2011 Cumhurbaşkanlığı-Kayseri)
Basketbol Kadın  (22-9)
  • 03.03.2008  Fenerbahçe 96-94- Galatasaray  (2007-08 sezonu II. yarı maçı)
  • 05.04.2008  Fenerbahçe 67-52 Galatasaray   (Türkiye Kupası yarı finali- Adana)
  • 30.04.2008  Fenerbahçe 88-92 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 1.maçı)
  • 03.05.2008  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 2.maçı)
  • 07.05.2008  Galatasaray 73-74 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu play-off final 3.maçı)
  • 11.05.2008  Fenerbahçe 71-62 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 4.maçı)
  • 11.10.2008  Fenerbahçe 55-71 Galatasaray   (Cumhurbaşkanlığı Kupası- Ankara)
  • 15.11.2008  Galatasaray 58-66 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I. yarı maçı)
  • 14.02.2009  Fenerbahçe 82-55 Galatasaray   (2008-09 sezonu II. yarı maçı)
  • 14.04.2009  Fenerbahçe 63-60 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Kayseri)
  • 22.04.2009  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2008-09 play-off yarı final 1.maçı)
  • 25.04.2009  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 2.maçı)
  • 27.04.2009  Galatasaray 64-68 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 3.maçı)
  • 30.11.2009  Galatasaray 77-84 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I. yarı maçı)
  • 07.03.2010  Fenerbahçe 76-62 Galatasaray   (2009-10 sezonu II. yarı maçı)
  • 28.03.2010  Fenerbahçe 55-57 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Bandırma)
  • 06.05.2010  Fenerbahçe 57-51 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 1.maçı)
  • 08.05.2010  Fenerbahçe 61-56 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 2.maçı)
  • 11.05.2010  Galatasaray 78-82 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu play-off final 3.maçı)
  • 21.10.2010  Fenerbahçe 75-58 Galatasaray   (2010 Cumhurbaşkanlığı Kupası)
  • 28.11.2010  Fenerbahçe 74-68 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 01.02.2011  Fenerbahçe 77-58 Galatasaray   (Euroleague Women Top16 I. maç)
  • 04.02.2011  Galatasaray 51-73 Fenerbahçe   (Euroleague Women Top16 II. maç)
  • 12.02.2011  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 13.03.2011 Galatasaray 63-60 Fenerbahçe   (2010-11 Türkiye Kup. yarı final)
  • 10.04.2011 Galatasaray 74-77 Fenerbhçe   (2010-11 play off final 1)
  • 12.04.2011 Galatasaray 84-69 Fenerbaahçe (2010-11 play off final 2)
  • 15.04.2011 Fenerbahçe 80-68 Galatasaray (2010-11 play off final 3)
  • 17.04.2011 Fenerbahçe 91-86 Galatasaray (2010-11 play off final 4)
  • 16.10.2011 Fenerbahçe 78-83 Galatasaray (2011 Cumhurbaşkanlığı Kupası)


Voleybol Erkek (5-4)
  • 08.03.2010  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu II.yarı maçı)
  • 17.11.2008  Fenerbahçe 1-3 Galatasaray   (Türkiye Kupası maçı)
  • 13.12.2008  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I.yarı maçı)
  • 12.03.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
  • 10.10.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
  • 10.01.2010  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2009-10 sezonu II.yarı maçı)
  • 28.11.2010  Fenerbahçe 0-3 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 23.02.2011  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe  (2010-11 sezonu II.yarı maçı)
  • 23.10.2011  Fenerbahçe   3-1 Galatasaray  (2011-12 sezonu I.yarı maçı)
Voleybol Kadın (17-0)
  • 14.12.2008  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (2008-09 sezonu I.yarı)
  • 11.03.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu II.yarı maçı
  • 10.04.2009  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 1.maçı)
  • 13.04.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu play-off yarı final 2.maçı)
  • 14.04.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 3.maçı)
  • 18.10.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
  • 23.12.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (Türkiye Kupası çeyrek final 1.maç)
  • 17.01.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu 2.yarı maçı)
  • 16.03.2010  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (Türkiye Kupası çeyrek final 2.maçı)
  • 24.04.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu yarı final 1.maç)
  • 26.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 2.maçı)
  • 28.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 3.maçı)
  • 21.11.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
  • 06.02.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2010-11 sezonu II.yarı maçı
  • 01.05.2011   Galatasaray 0-3 Fenerbahçe (2010/11 sezonu yarı final ilk maç)
  • 04.05.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray (2010/11 sezonu yarı final ikinci maçı)
  • 13.10.2011   Fenerbahçe 3-1 Galatasaray (2011/12 sezonu ilk yarı maçı)

10 Ekim 2011 Pazartesi

Erzurum’dan Fenerbahçe Ülker Geçti


Geçtiğimiz yılı 2 kupayla kapatan Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız Spor Toto Türkiye Kupası eleme grubu maçlarını oynamak için geldiği Erzurum’dan B grubunu lider tamamlayarak ayrıldı. Mersin BŞB, Tofaş ve Olin Edirne ile 3 gün peş peşe yaptığı maçlardan galip gelmeleri sevindiriciydi şüphesiz. Sezon öncesi hem moral oldu hem de lige başlamadan önce küçük çaplı bir kamp yapmış oldular.

12numarayiz.biz’de okumaya alıştığınız bir basketbol yazısı olmayacak bu, baştan söyleyeyim. Basketbol maçı analiz edecek teknik ve taktiksel donanıma sahip değilim. O işi basketbol yazılarını severek takip ettiğim İlker hakkıyla yerine getiriyor zaten. Sadece Fenerbahçe’yi izlemeyi özlemiş ve ayağına kadar gelen bu fırsatı değerlendirmeye çalışmış bir Fenerbahçeli gözüyle izlenimlerimi aktarmayı deneyeceğim, o kadar.

Tadına doyulmaz bir şölendi benim için. Maçların ikisini izledim, son maçı izleyememenin acısını kalbime gömdüm ve “seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” diyerek ayrıldım spor salonundan. Bu organizasyonda ilk alkışı grup maçlarını Anadolu’da dört faklı ile yayarak buradaki sporseverlere senede bir kez de olsa 1. lig seviyesinde basketbol izleme fırsatı veren TBF hak ediyor. İkinci alkış da büyük başkan Aziz Yıldırım’a gitmeli. Lokomotif branşı futbol olan spor kulüplerinin amatör branşlara bakış açısında devrim yaparak sermaye kulüpleriyle rekabet eden ve hatta onları geride bırakan takımlar yarattığı için.. Hem her dediğine bir kulp takan, onu kendine düşman belleyen hem de onun izinden giden spor kulübü yöneticilerinin nefes aldığı bir memlekette yaşıyor olmamız da işin ironisi olsun. “Alice İroniler Diyarında” diye gülüp geçelim… (Ya da bir başka yazının konusu olsun;)

Erzurum Cemal Gürsel Spor Salonunun parkelere yakın tribünlerinden maç izlediğinizi değil de, takımın size misafirliğe geldiğini hissediyorsunuz. Atmosfer bu haliyle basketbol izlemeye çok müsaitti. Kaptan Ömer Onan’a, Roko Ukic’e, Gasper Vidmar’a, Emir Preldzic’e, Oğuz Savaş’a, eski ve yeni tüm oyuncularımıza elinizi uzatsanız dokunacakmışsınız gibi. Fenerbahçe’yi hiçbir yerde asla yalnız bırakmayan ve dört çeyrek boyunca hiç susmayan Fenerbahçe taraftarıyla yan yana olunca, oyun zevki açısından üst düzey olmayan bir karşılaşmayı izlemek bile heyecan veriyor.

Yeni transferlerden Bogdanoviç’in ve Gist’in takıma çabuk uyum sağlayıp faydalı olacaklarını öngörüyorum. Oyun kurucu Jerrells iki maçta da tutuktu. İlerleyen günlerde ne gibi katkı sağlar, bilemem.. Yine de buradaki üç maç kadrodaki değişimin sonuçlarının ne olacağı ile ilgili yeterli bir gösterge değil kanaatindeyim. Kolay yendiğimiz üç rakip de ligdeki hedefleri bakımından denk değildi bize. Üstelik 3 takım da bu sezon ilk resmi maçlarını oynadılar (yanlış bilmiyorsam). Galatasarayla yapacağımız [12 Ekim Çarşamba] Cumhurbaşkanlığı Kupası ilk ciddi sınav olacak sanırım.

Biz gözümüzü futbolla açtık, en çok futbolu sevdik. Gazeteyi tersten okumaya alışmış bünyelerin diğer sporları sevmesi veya takip etmesi hiç zor değil kuşkusuz. Lakin bugün Fenerbahçe Ülker, Fenerbahçe Bayan Basketbol takımımızı veya Voleybol takımlarımızı izlemeye giden taraftar salonları dolduruyorsa Başkan Aziz Yıldırım’ı unutmamak gerekir. Umarım başlattığı bu gelenek sonsuza dek sürer ve kulübümüzün “Spor Kulübü” olma geleneği sekteye uğramaz.

Muhabbetle…

9 Ekim 2011 Pazar

4x4=10 puan

İlk maçtan sonra yazmaya başladığım ama bitiremediğim bir taslak yazı vardı. Şimdi baktım da aradan geçen sürede anlamını yitirmiş pek çok cümlesi. O yüzden yazdıklarımı silip 4 maçlık bir yazı yazayım istedim. Başlık da ait olduğumuzu hissetmediğmiz bir ligdeki gidişatımıza bir gönderme olsun... Futbol oynamaya müsait olmayan böyle bir zeminde, 10 güne sıkıştırılan 4 lig haftasında kazanılan 10 puan.. Hiç de fena değil.

Futbola ara verdiğimiz zaman diliminde ne çok şey oldu. Sıradan bir blog yazarı olarak, hiç bir istihbarat imkanı olmadan bilgisayar başına geçip hüküm veren cümleler kurmak mümkün değil benim için. Neticede bir basın organının spor servisini yönetmiyoruz ve hizmet ettiğimiz herhangi bir oluşuma mensup değiliz. Lehimize veya aleyhimize neler söylenilirse söylensin, neler yapılırsa yapılsın, gerçek olan tek şey bu krizin iyi yönetilmediği. Ve bundan sonra da iyi yönetileceğine dair bir umut olmaması. Böyle kaygan bir zeminde, böyle puslu bir havada hem birey olarak hem de camia halinde futbol ve Fenerbahçe sevgimizin derinliğiyle yüzleştik ve belki de Fenerbahçe'yi bu kadar sevdiğimizin farkında değildik. Olan bitenin tek iyi tarafı bu oldu bana göre...

Kocaman gururumuz incitilirken şöyle oynasaydık, şu transferi yapsaydık gibi cümleler kurmak gelmiyor insanın içinden. Yine de okumaktan zevk aldığım pek çok Fenerbahçeli blog yazarları ve 12numarayiz.biz'in CEO'su tolga [oeh;] bu işi layıkıyla yerine getiriyor zaten. Hepsinin ellerine sağlık... Ben de gördüğüm bir iki şeyden kısa kısa dem vurup huzurlarınızdan ayrılayım müsadenizle...

  • Transfer politikamızda ciddi bir revizyon oldu ve böylesi daha iyi olacak kanaatindeyim.

  • Aykut'un başında olduğu bir Fenerbahçe bana daha çok güven veriyor artık. Kötü oynuyoruz, evet.. Ama unutmayalım ilk kez kötü oynamıyoruz.. Belki son kez kötü oynayabiliriz ama. Bugün kötü oynamakla öncekiler arasındaki hissi fark bu bana göre.

  • Futbol endüstrisini çeviren en büyük çarklardan biri yayın gelirleri ise, bu çarkı döndüren en itici güç Fenerbahçe'dir. Bunu bir kez daha görmüş olduk. Böylece Aziz Yıldırım'ın 10 yıldır ne demek istediği daha iyi anlaşılıyor sanırım.

  • Yobo her maçta yanındakilerin eksiklerini giderecek kadar iyi oynar mı bilmem. O yüzden Gökhan Gönül yoksa iyi bir Orhan Şam şart.

  • Alex futbolu bırakmasın. 65 yaşında yaş haddinden emekli olsun.

  • Ziegler ve Caner Erkin aşısı tutacak gibi görünüyor.

  • Özer'in biraz daha sabrı hakettiğini düşünüyorum. İyi niyetinden zerre kuşku duyulmuyor.

  • İdeal 11 sahaya çıktığında neler olacak merak içindeyim.

İstanbul BŞB maçından sonra görüşmek üzere. Sevgiler..

2 Ekim 2011 Pazar

Bu Maçta ŞİKE Var!


Dün akşamki maçta Fenerbahçe taraftarının gösterdiği, kısa süren, ama güzel tepkilerden birisi yazımızın başlığı.  Ben, skordan daha fazla taraftarın tepkisini merak ediyordum dünkü maçta. Zira, 3 aydır devam eden saçmalıklar silsilesi üzerine taraftarlı ilk maçımızdı ve Fenerbahçe taraftarı tepkisini bugüne kadar değişik ortamlarda çok güzel dile getirmişti. Dolayısıyla ben de bir çok taraftar gibi uğradığımız haksızlıklara, İstanbul emniyetinin haddini aşan açıklamalarına, yazılı ve görsel basının yargısız infazına ve kulübümüzü küçük düşürme çabalarına daha fazla tepki gösterileceğini düşünüyordum. Haydarpaşa - Ankara dönüşünde bu maç için biraz fazla skora odaklandığımızı düşündüm ve  küçük bir suçluluk hissettim. Kazanılacak veya kaybedilecek 3 puan, bizden çalınmaya çalışanların yanında ne kadar önemli olabilir ki?! Başkanımız ve yöneticilerimiz haksız ve sebepsiz yere içeride olmalarını, savunmamızı yapamadan hakkımız olan şampiyonlar liginden ihraç edilmemizi UNUTMAMALI ve UNUTTURMAMALIYIZ...




Kısaca maçtan bahsedeck olursak; İlk dakikalarda en dikkat çeken şey Fenerbahçe'nin sahadaki dağılımıydı. Sağ bek pozisyonunda Türkiye'de yerinin en iyisi Gökhan Gönül, Orhan Şam'ın önünde hücum hattının sağında başladı maça. Arkasında oynayan Orhan Şam ise sürekli yerini kaybederek iyi bir gününde olmadığını belli ediyordu. Belediye takımı oldukça organizeydi ve özellikle sol taraftan Doka ile etkili olmaya çalıştı. Belki de sadece Volkan'ın kurtarabileceği bir pozisyonu da kalemizde yaşadık. Devrenin sonunda ise Gökhan'ı alıştığımız bölgede Orhan'ı ise onun önünde izledik.

İstanbul BB, Abdullah Avcı'nın alanı çok iyi daraltan ve topla birlikte en hızlı şekilde karşı alana geçmeye dayalı oyun anlayışını bu yıl çok daha iyi uyguluyor. Ayrıca bu sene La Liga tecrübeli Webo da üst düzey katkı verecek görüntüde. Her maçta aynı konsantrasyonu gösterebilirlerse üst sıralarda olabilirler.

Aykut Kocaman çok yerinde bir kararla 2. yarıya, Orhan Şam ve ilk yarıda etkili olamayan Semih Şentürk yerine Sezer Öztürk ve Bienvenue değişiklikleriyle başladı. Hemen devrenin başında Stoch'un golü gelince takım da oldukça arzulu ve iyi oynamaya başladı. Organize ataklarla gelen goller seyirciyi de coşturdu. Konsantrasyonun düştüğü anda, herkesin rahatladık dediği bölümde, hatta seyircilerden (taraftar değil) bir kısmı dışarı çıkmaya başlamışken üst üste 2 gol yiyerek rakibi umutlandırdık. Son dakikada sahanın ve sezonun en iyilerinden Baroni'nin serbest vuruştan attığı golle rahatladık.

Bize yaşatılan kötü süreçte gerçek bir lider gibi davranan hocamız Aykut Kocaman ve başta kaptan Alex olmak üzere bu oyuncu gurubumuz ne kadar hata yaparlarsa yapsınlar bence eleştirilmeyi hak etmiyorlar. Son olarak, bu yılki hedefimizin şampiyonluk değil, onurumuzu kurtarmak olduğunu unutmamalıyız.

Savcı Mr. Berk'e duyrulur; serimiz son 23 maçta 21 galibiyet oldu...Görülmüş şey değil(!)

Sevgiler, saygılar...

26 Eylül 2011 Pazartesi

Doğum Günün Kutlu Olsun

Sitemizin değerli yöneticisi Ahmet İlker Tekkeşin, iyi ki doğdun. Sevdiklerinle beraber nice mutlu yıllara...

24 Eylül 2011 Cumartesi

Kuddusi As Düdüğünü!




Fenerbahçe  dünkü Kayseri deplasmanı ile beraber 11 günde 4. maçına çıktı. Biz siteye maç yazısı yazmaya yetişemezken futbolcularımız ne durumdadırlar? Bu kadar ağır bir fikstürü kaldırabilmek hele ki bu kadar sakata rağmen buradan 10 puan ile çıkabilmek olağan üstü bir başarıdır.

Aykut Hoca bu süreçte eksik oyunculardan dolayı daha önce yan yana oynamamış oyuncuları kullanmak zorunda kaldı. Malum sebeple takımdan ayrılan 3 ilk 11 oyuncusunun yanında Gökhan Gönül, Mehmet Topuz, Emre Belezoğlu, Serdar Kesimal, Selçuk Şahin gibi oyunculardan yararlanamadı. Buna rağmen ligin en zor deplasmanlarından olan Gaziantep ve Kayseri’den kayıpsız dönüldü.

Fenerbahçe maça önde başladı ve golü erken buldu. İlk 20 dakikada oyun orta saha mücadelesi şeklinde geçti. 25’ten sonra orta sahada pas yapamadığımız ve ileride top tutamadığımız için oyunun hakimiyetini Kayseri’ye bıraktık. Bunda Kayseri’nin çok koşan genç orta sahası da etkiliydi. İlk bölümde Caner, maçın genelinde ise Baroni ve Yobo çok iyi performans ortaya koydular. Caner bu yılın sürprizi ve yıldızı durumunda. Baroni bu yıl geçtiğimiz yıllardan çok farklı bir görüntü içinde. Fizik olarak çok diri olmasının yanında sorumluluk alıyor ve çok istekli oynuyor. Özer üzerinden Aykut Hoca’nın eleştirilmesini ise hiç iyi niyetli bulmuyorum. Bu yıl puan mücadelesi değil, onur mücadelesi verdiğimizi hiçbir an unutmamalıyız. Özer kötü oynayabilir ama mücadele etmediğini söyleyemez hiç kimse. Özer, açık ara sahanın en fazla koşan oyuncusuydu dün ve her tarafa yetişmeye çalıştı. Ayrıca, çok kötü de oynasa bu yıl her hangi bir oyuncumuz hiçbir eleştiriyi hak etmiyor.

Maçın 2.devresinde Kayserispor daha etkili oynamaya devam etti. Amrabat ve Hasan Ali sağ tarafımızı epey zorladılar.

Spor camiası hem fikir olarak Fenerbahçe’nin çok kötü oynadığına karar vermiş olsa da uzaktan şutlar dışında hemen hemen net pozisyon vermediğimiz bir maçta ben çok kötü oynadığımızı kabul etmiyorum. Maçın başında bize 3 puanı getirecek golü bulduk ve 10 günde 3 maç yapmanın getirdiği yorgunluk sebebiyle oyunu geride kontrol ettik. Tek eksiğimiz kontra atağa çıkamamak oldu.

Bu arada Kayseri’de kendilerine ayrılan yeri tıklım tıklım dolduran taraftarımız yine harikaydı. Maç boyunca hiç susmayarak Lig Tv yorumcularını dahi rahatsız ettiler.

Maç sonunda büyük kaptanın oynamadığı için üzgün olan ve Lig Tv kameremanları tarafından sürekli yakın çekimle ekrana getirilen Stoch dahil bütün takımı taraftara götürmesi camia olarak kenetlendiğimizin mükemmel göstergesiydi.


Kötü niyetli bir hakem yorumcusunun maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu’na veremediği bir penaltı (tartışmalı bir pozisyon) için utanmadan ettiği hakaretler, Fenerbahçe düşmanlarının psikolojisini çok iyi ortaya koyuyor. Fenerbahçeli olduğunu iddia eden bazı yazarlar da bunlara katılmış durumdalar ve bir değil iki penaltı istiyorlar. (Bu hak arayıcı şahıslar Salı günü çalınan iki puanımız karşısında sessiz kalmışlardı) İlk pozisyonda tartışılabilecek tek şey Orhan Şam’a yapılan fakat verilmeyen faul. Devamında kornerden gelen pozisyonda Bilica’nın eline gelen topta penaltıyı çalamadığı için kendisinden hakemliği bırakmasını istiyorlar. Benim görüşüm o pozisyonu göremedi. Aynı hakem geçen hafta Galatasaray maçındaydı. Verdiği penaltı ve kırmızı kart skandal olmasına rağmen bu kadar konuşulmamıştı.

Ayrıca bu maçta Kuddusi Müftüoğlu Gökay’a dirsek atan Amrabat, Uğur’a dirsek atan Santana’yı da görmedi. Ama onlar karambol bir pozisyonda göremediği elle oynama için bizim yıllardır kötü hakem olduğunu söylediğimiz Müftüoğlu'nun hakemliği bırakmasını istiyorlar. Çünkü Fenerbahçe her şeye rağmen kazanmaya devam ettikçe hazımsızlık çekiyorlar!

Alınan 3 puandan ziyade burada asla unutmamamız gereken bir şey var; Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Cemil Turan ve Tamer Yelkovan hala haksız bir şekilde tutuklu bulunuyorlar.

Sevgiler, saygılar...

21 Eylül 2011 Çarşamba

TEMİZ LİGİNİZ SİZİN OLSUN


Bu yazıda, teknik maç yorumu, hakem hataları vs. yazmayacağım. Evet dün 2 puanımız çalındı ama sevgimize sürülmeye çalışılan lekenin çalınmak istenen sevdamızın yanında 2 puanın hiç bir önemi yok.

Dün, Türkiye tarihi bir güne tanıklık etti. Hafta içi bir akşam maçında eve en erken varış saatleri 23:30 olacak 45 bin kadın ve çocuk Şükrü Saracoğlu'nu doldurdu. Bu iki kelimeyle açıklanabilir; FENERBAHÇE AŞKI...

Bir semt takımının ve bir lise takımının hafta sonunda statlarına toplayabildiği toplam seyirciden daha fazlaydı kadınlarımız ve çocuklarımız. Hem sayı olarak hem de yürek olarak! Kulüplerine, başkanlarına yapılan haksızlığa karşı yılmayacaklarını, onlara sırtlarını dönmeyeceklerini haykırdılar. Dün akşam stadımızda yaşananları çekemeyerek dalga konusu yapmaya çalışanlara bir sözüm olacak; evet futboldan anlamıyorlar bir çoğu, evet maçın 2-1 bittiğini düşündü bazıları(aslında haksız da değiller). Doğru söylüyorsunuz futboldan çok anlamıyorlar ama haksızlığı görüptakımlarına destek oluyorlar.
Sanırım bu kirli oyunda parmağı olanlar dün akşam Kadıköy'de yaşananları gördüklerinde neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Son dönemde spor dünyasının önde gelen isimlerinden arka arkaya "başkanınızı verin kurtulun" manasında açıklamalar geliyor. Bu tezgahı kuranlar, taraftarın kulübün başına gelenlerden yönetimi ve başkan Aziz Yıldırım'ı sorumlu tutarak kamuoyu önünde onları bitirmek istediler. Ama net olarak görülüyor ki oyunları yüzde yüz ters tepti. Aziz Başkana tepkili olan taraftar gurupları dahi artık başkanlarının arkasında ve yapılanlara isyan ediyor. Yeşil-siyah kravatla şampiyonluk maçında rakip takımla maç izleyebilen şahıs ve türevleri ile her daim çıkar peşinde koşan tatlı su Fernerlileri haricinde camia sımsıkı kenetlenmiş durumda.

Dün akşam takımımız maça bir türlü odaklanamadı ve iyi bir oyun ortaya koyamadı. Önümüze konan fikstür sonucunda ve verilen hakem kararlarıyla puan kaybı kaçınılmazdı. Fakat hiç bir önemi yok. Biz şu anda puan veya şampiyonluk derdinde değiliz kulübümüzün Kurtuluş Savaşını veriyoruz.  Bu savaşta taraftar, oyuncu gurubu ve KOCAMAN adam dimdik asil bir duruş gösteriyorlar.
YENİLMEYECEĞİZ...

19 Eylül 2011 Pazartesi

2000 Ruhunun Dönüşü ve Fair-Play Ligi

Trabzonspor - BB Belediye:
 İlk 10-15 dakikadaki Trabzon’un gol bulma isteğinden sonra Belediye ayağa pas yaparak orta saha üstünlüğünü ele geçirdi. İlk yarıda ev sahibinin sahanın iyi oyuncularından Volkan’ın direkten dönen topu dışında pozisyona girememesi kendileri adına düşündürücü bir durum. Bunda Belediye’nin alan daraltan oyun anlayışı etkili oldu. Şenol Güneş henüz kadroyu kafasında netleştirebilmiş değil. Örneğin maç içinde Henrique önce sol dışta sonra en uçta, İnter maçının kahramanı Celutska ve Halil yedek, fizik olarak güçsüz durumdaki Vittek sahadaydı. Belediye ise her zamanki gibi sakin ve sabırlıydı. Bu sakinliğe savruk ve heyecanlı Can Arat dahi ayak uydurmuş ve takımına oldukça fayda sağlamaya başlamış. Abdullah Avcı takımına uygun çok iyi iki hücum (Doka, Webo) oyuncusunu kadroya kazandırarak bu yıl adından daha fazla söz ettireceğe benziyor. Sağ dışta oynayan Bosnalı Visca geçen haftaki görüntüsünde değildi ve ikili mücadelelerde zayıf kaldı. Maçın ikinci devresinin başından 60’lara kadar gol olacak gibi bir görüntü yoktu. Bu dakikadan sonra Trabzon özellikle etkisiz Adrian’ın yerine Alanzinho’nun girmesiyle etkili olmaya başladı fakat golü bulamadı. Deplasmanda alacağı 1 puana razı durumdaki Belediye soldan Doka’nın geliştirdiği atakta Webo’nun fırsatçılığı ile golü bularak Trabzon’dan 3 puanla döndü. Abdullah Avcı, belki de puan yazmadığı ilk iki haftayı kayıpsız geçmiş oldu. Trabzonspor ise geçen yılın sonlarında kendisini pek de zorlamayan rakiplerinden aldığı puanları, ligin bu döneminde alabilecek gibi gözükmüyor. Fenerbahçe ile aynı soruşturmada kendileri de olmasına rağmen geçen yılki kupanın derdine düşen Şenol Güneş ve oyuncuları bu süreçte işlerine baksalar daha iyi olacak.

Galatasaray-Samsunspor:

 GS ilk dakikalarda baskılıydı ve oyuna hakim oldu. Fakat hatlar arasındaki kopukluk da dikkat çekiciydi. Geçen hafta rakibine kafa atmasına rağmen ceza almayan Melo’nun golüyle öne geçen GS devre sonuna kadar daha üstün bir futbol ortaya koydu. İlk yarıda GS’nin en iyisi güçlü fiziği ile Eboue oldu. Riera ve Melo diğerlerine oranla biraz daha öne çıkan futbolculardı. Kazım ve Baros ise takımın en kötüleriydiler. 2. yarıyla birlikte Samsun 4-5-1’den Ekigho’nun Bance’nin yanına girmesiyle 4-4-2’ye döndü. Bu yarıda rakibinden daha iyi oynamaya başladılar ve aradıkları golü de buldular. GS, her geçen dakika zorlanmaya başlamış ve gol umudu azalmış, tribünlerden homurdanmalar duyulmaya başlamışken oyuna sonradan giren Sercan-Elmander ikilisinin işbirliği ile 73. dakikada bir gol buldu ve kabustan uyandı. Çünkü 2. gole daha yakın gözüken takım Samsunspor’du. Hemen golden sonra Türkiye’nin belki de en tartışmalı hakemi olan Kuddusi Müftüoğlu’ndan skandal bir karar geldi. (bu linkten izlenebilir) Kaleci Ahmet Şahin top elinde oyuna sokmak isterken önüne geçerek onu engellemek isteyen Elmander’e çarptı ve bu futbolcu da 2000 ruhu karakterine uygun bir hareketle yüzünü tutarak geriye doğru uçtu. Karar kırmızı kart ve penaltı oldu. Bence doğru karar; Samsun lehine endirek serbest vuruş ve Elmander’e sarı kart olmalıydı. Selçuk ile Melo’nun neredeyse birlikte kullandıkları bu penaltı ile birlikte GS taraftarı 26 hafta sonra puan cetveline baktığında ilk kez takımını eksi averajda görmeyecek. Bu penaltı olmasa da GS büyük olasılıkla bu maçı kazanacaktı. Fakat daha takıma yeni katılan Elmander- Melo gibi oyuncuların takım karakterine bu kadar çabuk uyum sağlaması dikkat çekici bir nokta. Bu noktada hiç kimse kazanmak için saha içinde her yol mubahtır zırvalıklarında bulunmasın. Ligimiz temizleniyordu değil mi?


Fair-play şampiyonunun lig şampiyonu ile aynı para ödülünü alacağını TFF başkanı MAA daha önce açıklamıştı. Şu anda 2. maçlar sonunda kart görmeyen tek takım GS olarak gözüküyor. 1. maçta Melo’nun topsuz alanda rakibine attığı kafa (bu linkten izlenebilir), bu hafta Sabri’nin sarı kart görmesini gerektiren dirseği, Selçuk’un arkadan atağı kesen sarı kartlık faulü, Elmander’in fair-play ruhuna aykırı davranışına rağmen centilmenlik liginde açık ara lider durumdaki GS’nin farkının Fatih Terim olduğunu düşünüyorum. Maçtan sonra neşeli bir ifadeyle soruları yanıtlayan Terim maçın hakemine hiç değinmedi. Umarım bütün sezon boyunca aynı duyarlılığı gösterir. Bugünkü hakemin bundan sonraki maçlarında, kart-penaltı standartlarının takipçisi olacağız. Son olarak, ligimizin en centilmen teknik direktörü Şenol Güneş’ten şampiyonlukta çekiştikleri rakiplerine verilen penaltıyla ilgili bir açıklama gelecek mi merakla bekliyoruz.

Sevgiler, Saygılar...

18 Eylül 2011 Pazar

Sinir Bozucu TAKIM


Geçen sezonun 29.haftasında 16 Nisan 2011 tarihinde Gaziantepspor ile sezonun en kritik maçlarından birisini Kadıköy’de oynamıştık. Hafta içinde kupa maçı olmasına rağmen aşırı hırslı rakibe ve özellikle hakeme karşı verilen müthiş mücadelenin sonucunda hak edilen galibiyet 90+4’te gelmiş ve bu galibiyet tribünlerde hepimizi sevince boğmuştu. O gece Ankara’ya dönerken şampiyonluğa inanmıştım. Geçen yıl, pek bir iddiası olmamasına, hatta dört gün sonra çok daha önemli kupa yarı finali oynayacak olmalarına rağmen  inanılmaz hırsla mücadele eden Gaziantepspor kadrosu bir iki değişiklik dışında dün akşam ki kadronun neredeyse aynısıydı. Hürriyet’in yerine yeni transfer Gilles Binya, Murat Ceylan’ın yerine Orhan Gülle ve El Yasa’nın yerine de Serdar Kurtuluş oynuyordu. Fakat dün akşamki takımda geçen yıl Kadıköy’de gösterilen hırs, sinir ve isteği görmek imkansızdı. Son saniyede yenilen gol sonrası çimenlere yığılarak ağlayan futbolcular için dünkü maç sanki hazırlık maçı havasındaydı.  (yazı bu linkten okunabilir)

Gaziantepspor ilk 20 dakikayı atlattıktan sonra etkili olmaya başladı. 2. devrede her iki takımın da galibiyet şansının olduğunu düşünürken ev sahibi ekip 2. devrede oyundan tamamen düştü. Oyuna İ. Sosa’yı sokabilmek adına Wagner’i çıkarmak Tolunay Kafkas tarafından yapılan büyük hataydı bence.


Fenerbahçe Gaziantep’e yine oldukça eksik bir kadroyla geldi. Buna rağmen Aykut Hoca, sadece bir (1) sol bekinin oynayamadığı maçta alınan mağlubiyeti eksiklere bağlayan bir büyüğünü örnek almayarak doğru yolda ilerlemeye devam etmekte. Maça geçecek olursak; Fenerbahçe geçen haftanın aksine maça hızlı ve istekli başladı. 23. dakikada Danny’nin açık koluna rağmen verilemeyen penaltı pozisyonundan sonra oyundaki hakimiyetini kaybeder gibi oldu. Bu arada 2. haftada herkesin hem fikir olduğu verilmeyen 2. penaltımız oldu. Alex bu pozisyondan sonra bir de sarı kart gördü. Alex ile ilgili bir istatistik oldukça dikkat çekici ; oynadığı Avrupa Kupası maçlarında ortalama 11.4 maçta bir kart görürken Türkiye Liginde 5.7 maçta bir görüyor. Bu dakikalarda Gaziantep uzaktan şutlarla gol bulmaya çalıştı ve nitekim 27. dakikada Olcan’ın güzel serbest vuruş golüyle öne geçti. Mehmet Topuz’un sakatlığı sonrası sağ tarafa beklenmeyen şekilde Uğur Boral girdi. Beklenmeyen diyorum çünkü sahada 5 yabancı vardı ve 1-0 mağlup durumdaydık. Herkes gibi ben de Stoch yada Dia’nın hatta Bienvenu’nun gireceğini düşünmüştüm. Fakat Aykut Hoca’nın bu değişikliğinin ne kadar doğru olduğunu hemen bir dakika sonra gelen golün pasını Uğur verince anladık. Devrenin geri kalan bölümünde de Uğur hızıyla sağ tarafı oldukça etkili kullandı. 2. yarının neredeyse tamamında oyuna Fenerbahçe hakimdi. Özellikle Alex’in 2. golünden sonra Gaziantepspor maçı neredeyse bıraktı. Fenerbahçe’de kötü oynayan oyuncu yoktu fakat özellikle Caner performansıyla formayı vermem diyordu. Geçen yıl Caner bu tür maçlarda (kadrosu daha güçlü takımlara karşı deplasmanlarda oynanan) başarılı olabiliyordu. Geçen yıl bunu Eskişehir deplasmanında da görmüştük. Bir sonraki hafta Kadıköy'deki maçta etkisiz kalmıştı. Fakat bu maçta Caner geçen yıla göre oldukça farklı bir görüntüdeydi. 1. golde Ziegler’e verdiği asist pası, 2. yarı Semih’e verdiği ara pas geçen yıldan üzerine çok şey koyduğunu gösteriyordu. Baroni de geçen yıla göre takım oyuncusu olmuş durumda. Çok daha hırslı ve sorumluluk alıyor. Bilica daha olgun, sakin ve daha ciddi. Selçuk bir kısım taraftara kendini kabul ettiremese de takımın en eskisi, en uyumlusu ve en taraftarı belki de. Maçta en zayıf halka görümündeki isim takıma yeni katılan Yobo. O da tecrübesi ve futbol karakteriyle ilerleyen haftalarda form tutacaktır. Takım 3-1 önde her şey yolunda iken LİG TV yönetmeni tarafından sürekli Stoch’un  yakın çekim görüntülenmesi bana çok iyi niyetli gibi gelmedi. Oynayamayan futbolcu üzülür, zaten üzülmüyorsa sorun daha büyük demektir.

Bu maçta Mehmet Topuz ve Uğur Boral da, Serdar Kesimal, Gökhan Gönül, Orhan Şam, Özer Hurmacı, Emre Belezoğlu gibi sakatlar listesine eklendiler. Gökhan Gönül’ün sakatlığıyla ilgili olarak yönetim kurulumuz TFF’nin yaptığı skandalın takipçisi olacaktır diye düşünüyorum. Fenerbahçe aleyhine alınan kararlar ve uygulamalar misafir olarak rica minnet Türkiye ligine alınmış sanki bir Girit takımı izlenimi yaratıyor. Şampiyonluk yarışındaki rakiplerimiz 15 günde 4 maç oynayacakken, bizim 11 günde aynı sayıda maç oynayacak olmamızın nasıl bir açıklaması olabilir. Fakat oynanan oyunlar ve yapılan haksızlıklara karşı takımda oluşan müthiş arkadaşlık ve kenetlenme bütün eksikleri örtüyor ve galibiyet serisi devam ediyor. Eminim ki bu durum, yaz aylarında Fenerbahçe’nin dağılacağını düşünüp sevindirik hastalığına tutulanların sinirlerini bozmaya başlamıştır.

Bu arada büyük insan, büyük kaptan "ALEX’in her maçın herhangi bir dakikasında penaltı kaçırma hakkı” vardır. O’nu izleyebildiğimiz için çok şanslıyız.

 Sevgiler, Saygılar…