10 Ekim 2011 Pazartesi

Erzurum’dan Fenerbahçe Ülker Geçti


Geçtiğimiz yılı 2 kupayla kapatan Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız Spor Toto Türkiye Kupası eleme grubu maçlarını oynamak için geldiği Erzurum’dan B grubunu lider tamamlayarak ayrıldı. Mersin BŞB, Tofaş ve Olin Edirne ile 3 gün peş peşe yaptığı maçlardan galip gelmeleri sevindiriciydi şüphesiz. Sezon öncesi hem moral oldu hem de lige başlamadan önce küçük çaplı bir kamp yapmış oldular.

12numarayiz.biz’de okumaya alıştığınız bir basketbol yazısı olmayacak bu, baştan söyleyeyim. Basketbol maçı analiz edecek teknik ve taktiksel donanıma sahip değilim. O işi basketbol yazılarını severek takip ettiğim İlker hakkıyla yerine getiriyor zaten. Sadece Fenerbahçe’yi izlemeyi özlemiş ve ayağına kadar gelen bu fırsatı değerlendirmeye çalışmış bir Fenerbahçeli gözüyle izlenimlerimi aktarmayı deneyeceğim, o kadar.

Tadına doyulmaz bir şölendi benim için. Maçların ikisini izledim, son maçı izleyememenin acısını kalbime gömdüm ve “seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” diyerek ayrıldım spor salonundan. Bu organizasyonda ilk alkışı grup maçlarını Anadolu’da dört faklı ile yayarak buradaki sporseverlere senede bir kez de olsa 1. lig seviyesinde basketbol izleme fırsatı veren TBF hak ediyor. İkinci alkış da büyük başkan Aziz Yıldırım’a gitmeli. Lokomotif branşı futbol olan spor kulüplerinin amatör branşlara bakış açısında devrim yaparak sermaye kulüpleriyle rekabet eden ve hatta onları geride bırakan takımlar yarattığı için.. Hem her dediğine bir kulp takan, onu kendine düşman belleyen hem de onun izinden giden spor kulübü yöneticilerinin nefes aldığı bir memlekette yaşıyor olmamız da işin ironisi olsun. “Alice İroniler Diyarında” diye gülüp geçelim… (Ya da bir başka yazının konusu olsun;)

Erzurum Cemal Gürsel Spor Salonunun parkelere yakın tribünlerinden maç izlediğinizi değil de, takımın size misafirliğe geldiğini hissediyorsunuz. Atmosfer bu haliyle basketbol izlemeye çok müsaitti. Kaptan Ömer Onan’a, Roko Ukic’e, Gasper Vidmar’a, Emir Preldzic’e, Oğuz Savaş’a, eski ve yeni tüm oyuncularımıza elinizi uzatsanız dokunacakmışsınız gibi. Fenerbahçe’yi hiçbir yerde asla yalnız bırakmayan ve dört çeyrek boyunca hiç susmayan Fenerbahçe taraftarıyla yan yana olunca, oyun zevki açısından üst düzey olmayan bir karşılaşmayı izlemek bile heyecan veriyor.

Yeni transferlerden Bogdanoviç’in ve Gist’in takıma çabuk uyum sağlayıp faydalı olacaklarını öngörüyorum. Oyun kurucu Jerrells iki maçta da tutuktu. İlerleyen günlerde ne gibi katkı sağlar, bilemem.. Yine de buradaki üç maç kadrodaki değişimin sonuçlarının ne olacağı ile ilgili yeterli bir gösterge değil kanaatindeyim. Kolay yendiğimiz üç rakip de ligdeki hedefleri bakımından denk değildi bize. Üstelik 3 takım da bu sezon ilk resmi maçlarını oynadılar (yanlış bilmiyorsam). Galatasarayla yapacağımız [12 Ekim Çarşamba] Cumhurbaşkanlığı Kupası ilk ciddi sınav olacak sanırım.

Biz gözümüzü futbolla açtık, en çok futbolu sevdik. Gazeteyi tersten okumaya alışmış bünyelerin diğer sporları sevmesi veya takip etmesi hiç zor değil kuşkusuz. Lakin bugün Fenerbahçe Ülker, Fenerbahçe Bayan Basketbol takımımızı veya Voleybol takımlarımızı izlemeye giden taraftar salonları dolduruyorsa Başkan Aziz Yıldırım’ı unutmamak gerekir. Umarım başlattığı bu gelenek sonsuza dek sürer ve kulübümüzün “Spor Kulübü” olma geleneği sekteye uğramaz.

Muhabbetle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder