2 Ekim 2011 Pazar

Bu Maçta ŞİKE Var!


Dün akşamki maçta Fenerbahçe taraftarının gösterdiği, kısa süren, ama güzel tepkilerden birisi yazımızın başlığı.  Ben, skordan daha fazla taraftarın tepkisini merak ediyordum dünkü maçta. Zira, 3 aydır devam eden saçmalıklar silsilesi üzerine taraftarlı ilk maçımızdı ve Fenerbahçe taraftarı tepkisini bugüne kadar değişik ortamlarda çok güzel dile getirmişti. Dolayısıyla ben de bir çok taraftar gibi uğradığımız haksızlıklara, İstanbul emniyetinin haddini aşan açıklamalarına, yazılı ve görsel basının yargısız infazına ve kulübümüzü küçük düşürme çabalarına daha fazla tepki gösterileceğini düşünüyordum. Haydarpaşa - Ankara dönüşünde bu maç için biraz fazla skora odaklandığımızı düşündüm ve  küçük bir suçluluk hissettim. Kazanılacak veya kaybedilecek 3 puan, bizden çalınmaya çalışanların yanında ne kadar önemli olabilir ki?! Başkanımız ve yöneticilerimiz haksız ve sebepsiz yere içeride olmalarını, savunmamızı yapamadan hakkımız olan şampiyonlar liginden ihraç edilmemizi UNUTMAMALI ve UNUTTURMAMALIYIZ...




Kısaca maçtan bahsedeck olursak; İlk dakikalarda en dikkat çeken şey Fenerbahçe'nin sahadaki dağılımıydı. Sağ bek pozisyonunda Türkiye'de yerinin en iyisi Gökhan Gönül, Orhan Şam'ın önünde hücum hattının sağında başladı maça. Arkasında oynayan Orhan Şam ise sürekli yerini kaybederek iyi bir gününde olmadığını belli ediyordu. Belediye takımı oldukça organizeydi ve özellikle sol taraftan Doka ile etkili olmaya çalıştı. Belki de sadece Volkan'ın kurtarabileceği bir pozisyonu da kalemizde yaşadık. Devrenin sonunda ise Gökhan'ı alıştığımız bölgede Orhan'ı ise onun önünde izledik.

İstanbul BB, Abdullah Avcı'nın alanı çok iyi daraltan ve topla birlikte en hızlı şekilde karşı alana geçmeye dayalı oyun anlayışını bu yıl çok daha iyi uyguluyor. Ayrıca bu sene La Liga tecrübeli Webo da üst düzey katkı verecek görüntüde. Her maçta aynı konsantrasyonu gösterebilirlerse üst sıralarda olabilirler.

Aykut Kocaman çok yerinde bir kararla 2. yarıya, Orhan Şam ve ilk yarıda etkili olamayan Semih Şentürk yerine Sezer Öztürk ve Bienvenue değişiklikleriyle başladı. Hemen devrenin başında Stoch'un golü gelince takım da oldukça arzulu ve iyi oynamaya başladı. Organize ataklarla gelen goller seyirciyi de coşturdu. Konsantrasyonun düştüğü anda, herkesin rahatladık dediği bölümde, hatta seyircilerden (taraftar değil) bir kısmı dışarı çıkmaya başlamışken üst üste 2 gol yiyerek rakibi umutlandırdık. Son dakikada sahanın ve sezonun en iyilerinden Baroni'nin serbest vuruştan attığı golle rahatladık.

Bize yaşatılan kötü süreçte gerçek bir lider gibi davranan hocamız Aykut Kocaman ve başta kaptan Alex olmak üzere bu oyuncu gurubumuz ne kadar hata yaparlarsa yapsınlar bence eleştirilmeyi hak etmiyorlar. Son olarak, bu yılki hedefimizin şampiyonluk değil, onurumuzu kurtarmak olduğunu unutmamalıyız.

Savcı Mr. Berk'e duyrulur; serimiz son 23 maçta 21 galibiyet oldu...Görülmüş şey değil(!)

Sevgiler, saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder