30 Eylül 2014 Salı

Samsun Deplasmanındaki Arap İsmail




İçimden yazmak gelmiyor ama bu defa sebep, hakemler, TFF veya dış mihraklar değil, bizzat takımın hali. Rakip takımın rahatça top dolaştırarak taraftarının “oley” çekmesi 6 sezondur karşılaştığımız bir durum değil. Akhisar Belediyespor, geçen sezon Nisan ayında şampiyonluğunu ilan eden Fenerbahçe’ye karşı o kadar rahat bir galibiyet aldı ki, inanmak güç. Rakiplerini boğan, içerde dışarda oyunun üstünlüğünü sürekli elinde tutan bir takımın 4 ayda bu hale gelmesini taktik, oyuncu sakatlıkları, kadro seçimi vs. gibi saha içi nedenlerle açıklayamazsınız. Fakat CL’ye direk katılma şansımızın olduğu sezon öncesi geçmişe dönüp vah tüh demenin, göz göre göre yapılan yanlışları tekrar konuşmanın anlamı yok.

Akhisar maçına lider olmak için çıktık fakat hafta bittiğinde 6 puan 0 averaj ile 6.sıradayız. Lig oldukça kısır bir görüntü sergiliyor. Hemen hemen tüm takımlar önceliği savunmaya veriyorlar ve kolay mağlup olmuyorlar. Şampiyonluk adaylarının durumu da ortadayken zirve yarışının 70’li puanlara ulaşmayacağı düşünülebilir. Bu mantıkla, bazı deplasmanlarda yenilmemek şampiyonluk yarışında önemli olacaktır. 

Umutsuzluğa kapılmayayım diyorum ama görünen durum hiç de iç açıcı değil. Süper kupa maçından bu yana iyiye gitmesi gereken takım, haftalar geçtikçe tanınmaz hale geliyor. Bundan daha kötüsü ise İsmail Kartal’ın maç sonu açıklamaları. Hoca, takımın oyununun geliştiğini, istatistiksel verilerin her hafta daha iyiye gittiğini söyleyebildi. Maçın hiçbir anında oyuna ortak olamayan, son 3 haftada penaltı hariç golü olmayan takımı için “polyanacılık” yapabildi. En sevmediğim ve başarılı olma şansı olmayan hoca tipi. Hoca sahadaki rezaleti görmezden gelirse, oyuncu da bir şeyleri değiştirme gereği duymaz. İsmail Kartal, suya sabuna dokunmadan, sorunlara günlük geçici çözümler veya bahaneler bulmak yerine artık elini taşın altına sokmalı. Kendisine en önemli sezonumuzda bu sorumluluk verildiyse gereğini yerine getirmeli. Geçen sezon başında süper kupadaki GS mağlubiyeti, Konya’da 2-0 galipken alınan mağlubiyet sonrası, yardımcılığını yaptığı hocasının “biz şampiyon olacağız, diğerleri sıralamayı belirler” kararlılığını göstermeli. Bu sezon dışarıdan birinin gelip takımı toparlayıp, hedefe varması çok zor. Zaten son dönemde sorunsuz ayrıldığımız bir antrenör de olmadığından hoca değişikliği ile başarı olasılık dışı.  O halde İsmail Kartal, kulübedeki, Samandıra’daki mevcut tedirgin, güvensiz görüntüsünden kurtulup, 1987 Samsun deplasmanındaki Arap İsmail’i hatırlamalı! Biz kenarda çaresizce, olanları izleyen İsmail Kartal'ı değil, kavganın göbeğindeki Abdulkerim Durmaz ve Müjdat Yetkiner için sonunu düşünmeden yardıma koşan Arap İsmail'i bekliyoruz. 

İsmail Kartal'ın elinde temelleri Aykut Kocaman zamanında atılmış oturmuş bir kadro ve geçen yıl Ersun Yanal’ın geliştirdiği hücum futbolu ile kazanmaya alışmış bir takım mevcut. 

Bu sezonun telafisi olmadığı için iç sorunlarımızı erteleyip taraftarlar, oyuncular, teknik ekip ve yönetim olarak hedefe odaklanmalıyız. 

Geçen sezon bizim için Konya maçı sonrası başlamıştı, bu sezon da Konya maçı ile başlasın!

Sevgiler, saygılar..

24 Eylül 2014 Çarşamba

Son 14 Sezonun Penaltı Analizi

Son yıllarda takımların kazandığı penaltı sayılarına ilişkin incelememizi "Ligimizde son 10 sezon" başlığı ile yaklaşık 2,5 yıl önce yapmıştık. Son günlerde "penaltı" konusu gündeme sıklıkla gelince o yazımızı güncelleme gereği duyduk.

Aşağıdaki iki tablo incelendiğinde, göze çarpan ilk şey; son 14 sezonun puan sıralamasında ve atılan gol sayısında (tablo 1) ilk sırada olan takımın, penaltı kazanma sayısında (tablo 2) son sırada olması.

Tablo 1. Son 14 sezonun puan durumu (Play-off oynanan 2011-2012 sezonu 34+6 hafta olarak hesaplanmıştır)

Takım
O
G
B
M
A
Y
Av
P
1
Fenerbahçe
482
309
88
85
994
487
507
1015
2
Galatasaray
482
290
99
93
899
474
425
969
3
Beşiktaş
482
260
119
103
819
515
304
899
4
Trabzon
482
234
113
135
777
556
221
815


Tablo 2. Son 14 sezonda takımların penaltı sayıları (golle sonuçlanan penaltı / kazanılan penaltı sayısı)

Galatasaray
Beşiktaş
Trabzonspor
Fenerbahçe
2000-2001
2/6
3/5
6/8
6/6
2001-2002
9/11
4/7
4/5
1/2
2002-2003
4/5
4/9
4/7
5/5
2003-2004
3/3
7/10
4/7
4/5
2004-2005
4/7
9/11
7/9
9/10
2005-2006
4/5
2/2
2/3
4/6
2006-2007
4/7
2/5
1/2
2/3
2007-2008
5/6
3/3
1/3
2/3
2008-2009
4/5
1/2
3/5
2/2
2009-2010
4/5
2/3
2/3
2/2
2010-2011
3/3
7/8
3/5
9/10
2011-2012
10/10
4/4
6/10
1/3
2012-2013
3/4
2/2
0/0
2/3
2013-2014
3/5
1/2
5/5
5/6
TOPLAM
62/82
51/73
48/72
54/66


Fenerbahçe, son 14 yılda toplam puan bakımından rakiplerinden GS’ye 46, BJK’ye 116 ve Trabzon’a 200 puan fark atmış. Yine aynı dönemde GS'den 95, BJK'den 175 ve Trabzon'dan 217 adet daha fazla gol atmış. Fakat aynı başarıyı penaltı kazanmada gösterememiş ve rakiplerinin arkasında kalmış.

Not: Penaltı kazanma sıralamasında açık ara 1.sıradaki takımın 4 yıl üst üste şampiyon olduğu sezonlar da dikkate alınmış olsa (örneğin, 1996-97 sezonunda kazanmayı başardığı 17 penaltı dikkat çekici) aranın daha da açılması çok muhtemeldir.

Tablo 3. Son 14 sezonda göre takımların puan sıralamasındaki yerleri ve puanları

FB
GS
BJK
TRB
2000-01
1. (76)
2. (73)
4. (64)
5. (58)
2001-02
2. (75)
1. (78)
3. (62)
14. (40)
2002-03
6. (51)
2. (77)
1. (85)
8. (51)
2003-04
1. (76)
6. (54)
3. (62)
2.(72)
2004-05
1. (80)
3. (76)
4. (69)
2. (77)
2005-06
2. (81)
1. (83)
3. (54)
4. (52)
2006-07
1. (70)
3. (56)
2. (61)
4. (52)
2007-08
2. (73)
1. (79)
3. (73)
6. (49)
2008-09
4. (61)
5. (61)
1. (71)
3. (65)
2009-10
2. (74)
3. (64)
4. (64)
5. (57)
2010-11
1. (82)
8. (46)
5. (54)
2. (82)
2011-12
2. (81)
1. (86)
4. (60)
3. (61)
2012-13
2. (61)
1. (71)
3. (58)
9. (46)
2013-14
1. (74)
2. (65)
3. (62)
4. (53)
Ort.puan
72,50
69,20
64,20
58,20

Sezonlara göre puan sıralamaları incelenecek olursa; Son 14 sezonda Fenerbahçe'nin ligi domine ettiğini görüyoruz. Fenerbahçe 14 yıllık bu süreçte 12 sezon şampiyonluk yarışında yer almış ve 6 şampiyonluk, 6 ikincilik elde etmiş. GS 5 şampiyonluk 3 ikincilik, Beşiktaş ise 2 şampiyonluk 1 ikincilik elde etmiştir. Yani hemen hemen her sezon şampiyonluk yarışında olan Fenerbahçe ile farklı bir rakibini görüyoruz. Son 14 sezonda 58 puan ortalaması yaparak 2010-2011 sezonunu 2. bitiren takımın ortalamasının 24 puan üzerinde alması da dikkat çekici bir durumdur.


Fenerbahçelilerin penaltı konusundaki düşünceleri İTÜ’de yapılan akademik bir çalışma ile de desteklenmektedir.
 
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç.Dr. Cevdet Cerit tarafından 7 Haziran 2012 tarihinde hazırlanan “Penaltı Analiz Raporu”ndan bir alıntı.

Kulüp Algısı Anketi Sonuçları (Özden, 2012)
Ankete katılan 340 kişiye aşağıdaki soru yöneltildiğinde alınan yanıtların temsili aşağıdaki grafikte verilmiştir.
Soru: Sizce son 10 yılda en çok hangi büyük takım lehine penaltı verilmiştir.



Rapor, 1997-1998 sezonundan 2011-2012 sezonuna kadar takımların kazandığı penaltı sayılarına ilişkin bir çalışmayı içermektedir. 

Biz de “Son 14 sezonun Analizi” çalışmamızı yaparken bu Rapordan kısmen yararlandık. 

Takımların kazandığı penaltı sayıları ile ilgili olarak İTÜ’nün hazırladığı bu çok önemli raporda bazı sayısal hataları tespit ettik. Örneğin, raporun EK-1 kısmında Galatasaray’ın 2000-2001 sezonunda 1(BİR) penaltı kazandığı belirtilmişken biz bu sayının 6 olduğunu çeşitli kaynaklardan doğrulayarak çalışmamızda yer verdik. Netleştirmek adına GS takımı 2000-2001 sezonunda kazandığı 6 penaltıdan, Jardel(2), Ümit Davala ve Serkan Aykut ile 4’ünden yararlanamamış, Emre Belezoğlu ve Hagi ile 2 gol bulmuştur.

Bu hatanın yapılması, Türk futbol yakın tarihine ilişkin doğru bilgiye ulaşılabilecek güvenilir herhangi bir kaynağın olmamasından kaynaklanmaktadır. TFF''nin sitesinde dahi bu anlamda arşiv bilgileri yoktur. Penaltı sayılarına ilişkin çok yanlış bilgiler bugün halen TFF resmi sitesinde yer almaktadır. 


İTÜ’nün Raporundan başka bir bölüm:


Bizim yıllardır söylediğimiz; kamuoyundaki penaltı kazanma algısı ile gerçekte olanı çok değerli üniversitemiz bilimselleştirmiş. Emeği geçenlere teşekkürler. 

Kaynaklar:
- www.macanilari.com

Bu sezonun şampiyonlukla sonuçlanması dileklerimle,

Sevgiler, saygılar...