28 Şubat 2011 Pazartesi

Şampiyonluk Hırsını Yaşıyoruz Yeniden



1981-1982 sezonu Fenerbahçe - Göztepe Ali Sami Yen Stadı

Döndük sahaya doğru, açtık ellerimizi yalvardık KANARYA'ya, duysun diye bizleri 
Avaz avaz sesimiz yükseliyor tribünden ŞAMPİYONLUK HIRSINI YAŞIYORUZ YENİDEN...





27 Şubat 2011 Pazar

Lugano yine neden atılmadı?


1-Volkan Demirel (9): Çok iyiydi kurtardığı penaltıyla gerilimi artacak maçı rahatlattı.
2- Diego Lugano(7): İyi bir maç çıkardı. İlk yarıda kafa vuruşuyla gole yaklaşmasının yanında, topla hücuma çıkıp organize atağa katıldı. Savunmada zorlanmadı.
3- Joseph Yobo(6): Çok kritik bir hatanın devamında istemeden de olsa penaltıya sebep oldu. Bunun dışında Kasımpaşa nadir ataklarında problem yaşamadı.
77- Gökhan Gönül(6): Özveriyle oynamaya devam ediyor. Eski güçlü günlerinden uzak olsa da Beşiktaş maçından daha iyiydi.
27-Andre Santos(7): Son haftalardaki iyi oyununa devam etti. Solda Dia ile iyi anlaşıyorlar. Oyuna top sokmada ve hücuma verdiği destekte başarılıydı.
21-Selçuk Şahin (8): İlk yarıda 2-3 top kaybı olsa da savunmaya verdiği destek ve hücumları kurmasıyla sahanın iyilerindendi. Yine formunun arttığı bir dönemde sakatlandı.
5-Emre Belezoğlu (6): Emre’nin formsuz hali devam ediyor. Hücuma destek veremedi fakat orta sahada yine çok mücadele etti.
38-Mehmet Topuz (6): Mehmet 2 haftadır o muhteşem formunu aratıyor. 2. yarının ortasında göbeğe geçince biraz daha etkili oldu.
92- Issier Dia (7): Çok iyi bir form yakaladı fakat etkili oyununu tek devre gösterebiliyor. 2.yarıda gol bulmasına rağmen ilk 30 dakika daha iyiydi.
10-Alex de Souza (9): Kaptan yine harika oynayıp, serbest vuruştan golünü yapıp 17 gole ulaştı.
7- Mamadou Niang (7): Çok çalışıyor, eski gücüne de yaklaştı ama hızlı ataklarda final paslarını yapamıyor.
20- Özer Hurmacı (4): 67’te Dia’nın yerine girdi. Çok top kaybı yapıp etkili olamadı. Verilen şansları iyi kullanamamaya başladı.
16- Christian Baroni (5): 73’te Emre'nin yerine girdi. Çok fazla iş düşmedi.
14- Gökay İravul: Son 5 dakika oynayabildi.

Maçtan 15-20 dakika önce LİG TV'ye iki teknik adam maç öncesi görüşlerini açıkladılar. Röportajda Aykut Kocaman'ın yerine 1985 ve 1989 şampiyonluklarımızda 2 numaralı formamızı başarıyla giyen İsmail Kartal konuştu. Bu konuşma sırasında Aykut Kocaman’a ve İsmail Kartal’a haksızlık yaptığımızı düşündüm. Aykut Hoca’yı, İsmail Kartal’ı yardımcısı yaptığı için eleştirmiş, İsmail Kartal'ı da kapasitesiz olarak düşünüp hakkında ileri geri konuşmuştuk. Röportajda İsmail Hoca hepimize ders verdi. Yaptığı değerlendirmeyle bizimle birlikte maç sonlarında kötü Türkçeleri ile yüzeysel bir analiz dahi yapamayan yılların süper lig hocalarına da ders verdi.

Fenerbahçe henüz 1. dakikada organize gelişen atakta golü bulabilirdi fakat kaleci Fırat’a şansı yardım etti. Takım ilk dakikalarda önde müthiş pres yaptı ve dönen topları alarak Kasımpaşa’ya atak izni değil 2 pas üst üste yapma izni dahi vermedi. Bunda Yobo ve Lugano’nun ileri çıkarak mesafeyi iyice daraltmaları önemli rol oynadı. Yüksek tempo 25 dakika kadar sürdü. Kasımpaşa ilk atağını 28.dakikada yapabildi. Takım temposunu düşürürken kaptan takımını rahatlatan harika frikik golünü attı. Pozisyonun olmadığı 43’te Gökhan sağ taç çizgisinden ceza sahamıza doğru paralel anlamsız bir top attı, kafasını eğip uzaklaşmasını sağlamak terine Yobo topa kafasını uzatıp anlamsızlığa devam etti. Çizgi üzerinde top eline gelince Halis Özkayha yardımcı hakem Ekrem Kan’ın uyarısıyla penaltıyı çaldı. Volkan o kadar konsantreydi ki müthiş bir kurtarış yaptı. Burada haftanın fotoğrafı penaltıyı kurtaran Volkan’a sarılan arkadaşlarının hırsı ve coşkusuydu. Bunun devamındaki pozisyonda az önceki coşkuyla Lugano topla bir hücum yaptı ve Mehmet Topuzla bir pozisyon yaratıldı.

2. devre 55. dakikada Niang’ın güzel asistsinde Dia hem kendisinin hem de takımının beklediği golü attı. 63’te Volkan, Azar Karadaş’ın kafasından gelen topta iyi bir kurtarış daha yaptı. Oyuna Özer girince sola, Niang sağa, Topuz ortaya geçti. Takım ilginç bir şekilde 4-6-0 gibi bir diziliş ile oynamaya başladı. Aykut Kocaman geleceğin dizilişi denen bu kurguyu Ankaraspor’da da birkaç defa denemişti. Bu bölümde iyi oynamadığımız eleştirilerine çok da katılmıyorum. Eğer durum 0-0 olsaydı maçın başındaki tam saha baskı ve arzulu futbol devam ediyor olacaktı. Bence alınan önemli galibiyetlerden sonra gelen Kasımpaşa maçındaki 2. yarıdaki düşüşün normal olduğunu kabul etmemiz gerekir. Kazanmak her zaman güzeldir. Sanırım Alex bir çok kişinin sinirini bozmaya devam ediyordur.

Kasımpaşa sert başladığı maçın ilk yarısında 10 kişiyle savunmada kaldı. Skor 1-0 olduktan sonra da oyun anlayışlarında bir değişiklik olmadı. Sağ bekten orta saha yaratma modasına Fuat Çapa da uymuş olacak ki Keller orta sahanın ortasında görev yaptı. Anlamadığım konu; Ersen Martin yokken dahi geçen yıl en çok göze batan modern forvet Şahin Aygüneş'in oyuna son 15 dakikada girebilmesi oldu.

Takımın en güçlü ve formda oyuncularından Selçuk Şahin'e şansız sakatlığından dolayı geçmiş olsun, bir an önce takıma dönmesi dileğiyle. Bu savaşta herkese ihtiyacımız olacak.

2. yarıdan itibaren hakemler ve Fenerbahçe spor camiasının bir kısmı tarafından birlikte anılmaya başlamıştı. Ama bunu inanarak söyleyen çok renkli dostlarımız Fenerbahçe lehine bariz bir hakem hatası yerine (en ince ayrıntısına kadar inceledikleri halde bulamadıkları için) genellemelerle konuşmayı tercih ediyorlar.  En çok kullandıkları argüman da, her şeyden anlayan yaşlı bir köşe yazarının da her maçtan sonra söylediği gibi “Bu Lugano nasıl atılmaz arkadaş”. Lugano bugünkü maçı 1 (yazıyla bir) faulle tamamladı. (42.dakikada bizim yarı sahamızın ortalarında sol taç çizgisine yakın bir yerde). Benzer durum Trabzon, Kayseri ve Beşiktaş maçları için de geçerliydi. Lugano hedef! Hedef, çünkü dünya starlarından ve bir çok forvet oyuncusundan çok golü var, takımı için canını dişine takıp oynuyor. Ben Trabzon’un yarınki maçta olası bir puan kaybından sonra her sene farklı renklere sevdalanan yöneticilerden ve basınımızın karizmatik(!) ve centilmen hocası  Şenol Güneş’ten hakem açıklamaları bekliyorum.

TV’den izlediğim maçta seyirci performansının iyi olduğunu düşünüyorum. Özellikle “kümede kal” ve "yeteer” güzeldi. Maça giden herkese teşekkürler...


26 Şubat 2011 Cumartesi

David Stern'un Takas Sorunsalı


Önceki gün geride bıraktığımız NBA'in son yıllarda ki en hareketli takasın son günü öncesinde bir çok önemli oyuncu takım değiştirdi.Bu hafta içinde uzun süredir beklenen takasta gerçekleşti, beklenmeyen takaslarda yapıldığı açıklanıp resmi sürede yetiştirilemeyen takasta ve bizim NBA'deki 5 temsilcimizden biri de bu takasla yer değiştirdi.

Bir kaç önemli takastan bahsedersek, bizim için bana göre en önemli takas Semih Erden'i 2. tur draft hakkı karşılığında Boston'dan Cleveland'a gönderen takas oldu.Yaşlı fakat geniş Boston zaman zaman sakatlıklar nedeniyle dakika alsa da şu an geldiği takım da JJ Hickson'un yedeği olarak daha istikrarlı dakika ve sorumluluk alacak bir şans yakalayacak. Bana göre Semih'in en büyük şanssızlığı diğer bir takasla gelen Los Angeles şehrinden ayrılması nedeniyle çok mutsuz olduğu bilinen Baron Davis ile beraber oynamak zorunda olması.Semih Erden NBA'de geleceğini belirleyecek şansı yakaladı. Umarım Mehmet Okur'un Utah'da elde ettiği şansı kullandığı gibi kullanır ve NBA'de kalıcı olur.

Son 2-3 ylık dönemde en çok konuşulan Melo takası sonunda sonuçlandı ve her bence her iki takımda istediğini aldı.Burada benim en çok saygı duyduğum kişi Denver'ın çaylak GM'i Masai Ujiri oldu. Takımı devraldığında salary cap'in 14 milyon dolar üzerinde olan ve lüks vergisi ödeyen bir takımdı Nuggets. Bu sezon ortasına doğru en önemli yıldızının eşinin de istekleri doğrultusunda daha büyük denizlere açılmak istemesi sonrası ortaya çıkan karmaşadan, uzun pazarlıklar sonucu, Nuggets için olabilecek en iyi senaryo gerçekleşti bana kalırsa. Takım lüks vergisinden kurtuldu ve aldığı oyuncular ve verdiği oyuncular karşılaştırılınca da şu ana kadar dedikodu satırlarında yazılan en iyi isimler Nuggets yolunu tuttu.

Takasın diğer cephesi olan Knicks'de ise Amare sonrası takıma gelen ikinci süperstar sonrası Knicks taraftarları Isıah Thomas'ın Knicks'e çarpması ve kontrat çöplüğü olmasından beri ilk defa büyük beklenti içine girdiler. Burada ki en önemli sorun bana göre D'Antoni'nin sistemine çok iyi uyum sağlamış ve kariyerin en önemli dönemini yaşayan oyun kurucu Raymond Felton'ın takımda tutulamayıp, daha önceden de D'Antoni'nin hızlı hücum sistemine uyum sağlayamayacağı bilinen Chauncey Billups ile oynamak zorunda olmaları.NBA yazarları bu konuda üzerinde birleştiği nokta Knicks GM'i Donnie Walsh'un 2012 yılındaki free agent piyasasında Chris Paul,Deron Williams veya Dwight Howard gibi süper yıldızlardan birini alarak süper takımını tamamlamak ve Lakers hanedanı sonrasında yeni hanedanlarını kurmak. Bunun olup olmayacağını zaman gösterecek.

Diğer önemli ve üzerinde durulması gereken takasta Utah Jazz'ın uzun süre sahipliğini yapan ve geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Sloan'un en büyük destekçisi Larry Millervari bir kararla Sloan'a saygı duruşu tarzı bir hareketle Deron Williams'ı sürekli bir yıldız istediğini dile Rus milyarder Prokhorov'un takımına olan New Jersey Nets'e, Devin Harris ve çaylak Derrick Favors karşılığında takas edildi. Jazz bana kalırsa akıllıca bir hareketle muhtemelen 2 yıl sonra hiç bir şey alamadan kaybedeceği ve Sloan olayından sonra Utah'ın sevilmeyen adamı haline gelen Williams'dan kurtuldu. Nets'de ise Prokhorov mutlu görünüyor. Yeni yıldızının ilk maçını izlemek için Vancouver'daki kayak tatilini keserek, bu yıl ilk defa bir deplasman maçına gitti. Yani şu an için bu takastan da alan memnun, satan memnun.

Bu arada yapılan takasların hepsini görmek için aşağıda ki linke bakabilirsiniz.


Bu noktada başlığa dönecek olursak son dönemlerde yapılan takaslar David Stern'un uzun süredir uygulamaya çalıştığı ve son yıllara kadar da başarılı olduğu eşitlik ilkesi, yeni nesil süperstarların kapitalist sistem karşısında daha fazla sponsorluk beklentisi ya da eşlerinin büyük şehirde yaşama istekleri karşısında büyük hasar almaya başladı. The decision ile zirveye çıkan bu duruma Melo'da son iki üç ay içinde yaşanılanlarla aynı oranda destek verdi.

Murat Murathanoğlu'nun bu konuyu çok güzel irdelediği son yazısını şiddetle öneriyorum.

SSL 23.hafta maçları

*Perşembe gece yazılan Cuma-Cumartesi maçlarına Pazar ve Pazartesi maçları eklendi.

Buca-Bursa (Cuma 20:00): Bucaspor geçen hafta çok önemli eksiklerine rağmen Galatasaray karşısında bence iyi bir oyun ortaya koydu. Geçen hafta cezalı olan takımın en önemli oyuncusu Leko bu maçla birlikte dönüyor. Fakat Orhan Ak ve Musa Aydın sakatlıkları sebebiyle oynamayabilirler. Ayrıca orta sahanın sürekli oynayan oyuncularından Ragıp Başdağ da cezalı durumda. Eksik oyunculardan sıkıntılı Samet Aybaba 4-3-3 dizilişine yakın bir taktikle Beto’nun arkasında kanatlarda Erkan Taşkıran ve Mendy’i kullanıyor. Bursaspor’un ise 2.yarıda aldığı galibiyetlere rağmen iyi oynamadığını hemen herkes söylüyordu. Ben Bursaspor’un hücum hattı dışında kadrosunun çok kaliteli oyunculardan oluştuğunu düşünmüyorum. Özellikle ölü toplardan gelen hava toplarına önlem alındığında Busa’nın işi çok zorlaşıyor. Ertuğrul Sağlam’ın kadro yapısıyla özellikle orta sahayla çok oynadığını düşünüyorum. Hemen hemen her maç farklı isimler 11’de yer alıyor. Vederson, Sercan ve Altidore sakatlıkları dolayısıyla bu hafta oynamayacaklar. Geçen yıl ve I. Devre sürekli oynattığı hücum hattı oyuncularını Ozan İpek hariç değiştirmiş durumda. Geçen hafta Altidore’u Volkan’ın ters kanadında oynattı fakat Altidore hiç etkili olamadı. Cezası biten Ozan İpek bu hafta solda oynayacak. Bursaspor, geçen hafta karşısında kadro olarak çok iyi ve organize bir takım bulunca sürklase oldular. Yüksek toptan gol arama taktiğinin de Eskişehir’de işe yaramayabileceğini öngörmüştük. Ama uzun bir takım olmayan Buca için yüksek toplar sıkıntı yaratabilir. Olası bir puan kaybı Bursa’yı yarıştan tamamen koparır diye düşünüyorum. O yüzden çok stresli ve gergin olacaklardır. Bucaspor için tek avantajın elindeki kısıtlı imkanları bence iyi kullanan Samet hoca olduğunu düşünüyorum. Bursa’nın, çok kritik olan bu maçta zorlanacağını ama çok eksiği olan rakibini mağlup edeceğini düşünüyorum.
Tahmin:2

Ankaragücü-Gençlerbirliği (Cumartesi 14:00): Kadro olarak kıyaslandığında Ankaragücü’nün çok üstün olduğunu düşünüyorum. Fakat Ümit Özat ve taraftarlar arası gerginlik bu maça damga vurabilir. Taraftar gurupları hafta içinde Ümit Özat’ı protesto edeceklerini açıkladılar. Bu maçta taktikler, sahaya dizilişlerden ziyade Ankaragüçlü oyuncuların tepkisi belirleyici olacaktır çünkü bu maç Ümit Özat’ın son maçı olacak ve hocalarını galibiyetle yollamak isteyebilirler. Gençlerbirliği bence 2. yarının en şanslı takımı. Çok kötü oynadığı 2 maçtan çıkardığı 6 puanla nispeten rahat durumda. Gençlerin şansı yine devam ediyor ki form olarak çok kötü bir durumdayken oynayacağı deplasman maçı seyircisiyle hocası kavgalı bir başka Ankara takımı. Normal şartlarda Sestak, Sapara, Fatih Tekke’li kadrosuyla Ankaragücü’nün kazanmasını beklediğim maçta protestocu seyirci faktörünü göz önüne alarak en az 3 gol olur öngörüsünde bulunuyorum.
Tahmin:üst

Büyükşehir Belediye-Galatasaray (Cumartesi 16:00): Diğer büyük takımlara ters gelen Belediye’nin çok formda olduğu dönemlerde dahi Galatasaray’a karşı hiç galibiyeti bulunmuyor. Galatasaray’ın kadro kalitesi göz önüne alındığında puan sıralamasındaki yerinin normal olduğunu düşünüyorum. Belediye’nin kadro yapısı Galatasaray’ın dağınık orta saha ve savunmasına ters gelebilecek nitelikte. Hızlı ve dikine gidebilen hücum oyuncuları İbrahim Akın, Ali Güzeldal ve İskender Alın, Servet, Cana, Serkan, Çağdaş veya Hakan Balta’dan oluşacak savunma hattına problem yaşatabilirler. Belediye takımı hücum oyuncularının da yardımıyla orta sahayı iyi kapatıp çok hızlı hücumlarla gol arayan bir anlayışa sahip. Bu yüzden Galatasaray’a ters gelebilecek bir yapıdalar. Galatasaray’da Kazım, Stancu ve Baros’tan oluşan üçlü hücum hattı orta sahadan yeterli desteği alamadığı için çok üretken olamıyor. Neill orta sahada kullanıldığı için bu maçta cezalı olmasının Galatasaray’ın lehine olduğunu düşünüyorum. Sarı-kırmızılı ekip şuana kadar TT Arena dışındaki maçlarda çok silik bir görüntü ortaya koydu ve bu durum Olimpiyat stadında da tekrarlanabilir. Galibiyet durumunda sıralamada rakibinin üstüne çıkıyor olması Belediye için bir motivasyon unsuru olabilir. Ben bu maçta Abdullah Avcı ve öğrencilerinin en az bir puan alacağını düşünüyorum.
Tahmin:10
Gaziantep-Eskişehir (Cumartesi 17:00): Gaziantep geçen haftaki futbolu ve aldığı sonuç ile haftanın en çok konuşulan takımı oldu. Tolunay Kafkas, Cenk’in arkasında oynattığı Popov, Wagner ve Sosa ile çok etkili bir hücum hattı yarattı. 2.yarının en başarılı ekiplerinden birisi olmaya adaylar. Önce Kayseri sonra Bursa’yı yakalamaya ve ama asıl hedef olarak da kupayı almaya çalışacaklar. Eskişehir geçen hafta son dakika frikik golüyle Sivas’ı mağlup etse de son haftalarda form düşüklüğü gösteriyorlar. Orta sahada geçen hafta sakatlanan Tello ve Bülent Ertuğrul’un yokluğunu arayabilirler. Cezalı Batuhan’ı ise eksik olarak görmüyorum. Eskişehir’in hava toplarında başarılı ama nispeten ağır oyunculardan oluşan savunmasının Gaziantep hücum oyuncuları karşısında zorlanacağını düşünüyorum. Kadro kaliteleri ve son form durumları yanında ev sahibi olma avantajıyla Gaziantep’i net favori olarak görüyorum.
Tahmin:1

Fenerbahçe-Kasımpaşa (Cumartesi 19:00): Yarıştan koptuğu düşünülen ama ikinci yarıda 5’te 5 yaparak birden iddialı duruma gelen Fenerbahçe Kadıköy’deki maçlarda sonuca erken gitmesiyle dikkat çekiyor. Düştü denilen Kasımpaşa son iki haftadaki galibiyetleriyle 14 puana geldi ve ligde kalma çizgisiyle arasında 4 puan kaldı.  Kasımpaşa’nın kısıtlı kadrosu yanında formda Sarmov ve Ersen Martin’in yokluğu onları formda rakipleri karşısında zorlayacaktır. Fenerbahçe’nin kağıt üstünde Bekir haricinde eksiği yok fakat, Emre, Gökhan ve Dia gibi sakatlık problemi bulunan bazı oyuncular dinlendirilebilir. Fenerbahçe’nin bu maçta tek handikabı zor maçların kazanılmasının ardından kağıt üstünde kolay görünen maça odaklanamamak olabilir. Hızlı başlayarak Alex’in önderliğinde erken gol bulmak isteyeceklerdir. Geçen haftaki Beşiktaş maçında eski gücüne kavuştuğunu gördüğümüz Niang bu maçta etkili olabilir. Kasımpaşa ayağa pas yaparak olumlu futbol oynamak isteyen bir ekip dolayısıyla orta sahada savunma anlamında güçlü rakibine karşı bir direnç göstermeleri çok kolay görünmüyor. Ben Fenerbahçe’nin kazanarak yoluna devam edeceğini düşünüyorum.
Tahmin:1


Karabük-Konya (Pazar 14:00): Karabük iki hafta önce net favori olarak çıktığı maçta kötü oynayarak Kasımpaşa’ya kendi sahasında mağlup oldu. Geçen hafta ise Ankara deplasmanından bence sürpriz olmayan bir galibiyet aldı. Emenike, Angelov, M. Hanifi, Kerim Zengin ve Tozo sakatlıkları sebebiyle oynayamayacak isimler. Hücum gücü olarak sorumluluk İlhan Parlak’ın omuzlarında. Bülent Kocabey ve Hocine Ragued orta sahadan destek vermesi beklenen isimler. Orta sahada Birol Hikmet Hakan Söyler ve Hakan Özmert istikrarlı şekilde forma buluyorlar. Ben hücum anlamında sıkıntı yaşayabileceklerini düşünüyorum. Yılmaz Vural’lı Konyaspor geçen hafta kazanmalarını beklediğim maçtan 1 puanla ayrıldılar. Konyaspor son 7 haftada sadece 2 beraberlik alabilmiş ve 3-2 yenildikleri Buca maçı dışındaki 6 maçta da gol atamamışlar. Bu hafta son 2 gollerini atan oyuncuları Robak cezalı ve yerine muhtemelen Tazemeta oynayacaktır. Konya’nın en dikkat çeken oyuncusu Grajciar ve Montano ona daha geriden destek vermeye çalışacaklar. Karabük’ün hücum gücünün eksiklerinden dolayı düşmesi, Konya’nın gol yollarında etkisiz görüntüsü kısır maç beklentisini ortaya çıkarıyor. Karabük’ün rahat durumu maçı her sonuca açık hale getirdiği için 3’ten az gol olacağı öngörüsü daha mantıklı olabilir.
Tahmin:Alt

Sivas-Manisa (Pazar 17:00): Sivas 2. yarıda oynadığı 5 maçta da kötü oynamamasına rağmen sadece 1 puan alabildi ve düşme potasına girdi. Manisa ise ligin renkli takımlarından ve sadece 1 beraberlikleri var. 6 haftadır bir hafta kazanıp bir hafta ersi hafta mağlup olmuşlar. Hikmet Karaman 3 forvet oyuncusuyla birlikte Murat Erdoğan, bazen de Yiğit Gökoğlan gibi hücumu seven orta saha oyuncularını birlikte oynatınca bol gollü maçlar oynuyorlar. Kağıt üzerinde Manisa’nın çok daha iyi bir kadrosunun olduğunu düşünüyorum. Fakat Sivas’ın da kazanmaktan başka şansı yok. Rıza Çalımbay Hayrettin’i stoperde oynatma ısrarından vazgeçti, Kamanan’a da daha fazla dakika verirse takımın hücum gücü için iyi olacaktır. Kanatlarda kullandıkları ve etkili driplingleri olan Kamil Grosicki ve Erman Kılıç bu maçta daha fazla boş alan bulabilirler. Sivasspor savunmada Manisa’nın etkili hücum silahlarını durdurursa haftalardır beklediği 3 puanı alabilir.
Tahmin:1

Trabzon-Kayseri (Pazar 19:00): Şota Arvaledze eski hocasına karşı 2. maçına çıkacak. İlk yarıdaki maç golsüz sona ermişti. Bu sezon Trabzon’un dış saha performansı iç saha performansından daha iyi. İçerde kapanan takımları açmakta hep zorlandılar. Kayseri’nin kadro yapısının Trabzon’u  zorlayacak nitelikte olduğunu düşünüyorum. Boş alanı seven Trabzon’un hücum oyuncularının bu maçta istedikleri alanları bulamayabileceklerini tahmin ediyorum. Trabzon’da Umut’un alternatifsiz olması formsuz olduğu şu haftalarda hücumda Burak ve Jaja’yı daha fazla sorumluluk almaya itiyor. Trabzon kadrosu için önemli oyuncular olan Engin Baytar ve Egemen Korkmaz’ın sakatlıkları devam ediyor. Trabzon’lu oyuncular Fenerbahçe’nin olası galibiyetiyle liderlik stresine de girebilirler. Kayseri devre arasında Ziani, Amrabat gibi iyi oyuncular almasına rağmen henüz bu oyuncuların yeterince uyum sağlayamaması sebebiyle çok iyi bir görüntü çizmiyor. Yine de Selim Teber, Santana, Moritz gibi orta saha oyuncuları Zaleyeta, Kujovic gibi forvet oyuncularıyla çok iyi bir kadroya sahip. Ben maçın az gollü ve Trabzon’un kazansa bile çok zorlanacağını düşünüyorum.
Tahmin:Alt

Antalya-Beşiktaş (Pazartesi 20:00): Antalyaspor 2.yarıdaki 5 maçta sadece 2 puan alabildi ve iki haftadır mağlup oluyor. Beşiktaş ise 17’de 17 parolasıyla başladığı 2. devreye hızlı bir giriş yaptıktan sonra 4 haftadır kazanamıyor. Perşembe akşamı Avrupa Ligi’nde 4 gollü bir yenilgi daha alarak son 1 hafta içinde kalelerinde 12 gol gördüler ve moral-motivasyon açısından iyice düştüler. Antalyaspor’da Ali Turan ve Sadat Ağçay cezalı oyuncular. Bu iki oyuncunun yokluğu savunma gücünü azaltabilir. Fakat iyi haber Tita’nın bu hafta oynayacak olması. Ali Zitouni, Necati Ateş ve Tita’dan oluşacak üçlü hücum hattının dağınık Beşiktaş savunmasına karşı  çok etkili olabileceğini düşünüyorum. Beşiktaş kazanarak kötü gidişe son vermek isteyecek fakat karşılarında puan için savaşan birtakım bulacaktır. Çok eleştirilen Schuster, Kiev mağlubiyetinden sonra oyuncularını suçlar bir tavırdaydı. Bu maçta daha dengeli değişik bir kadro sürerek, taktik anlayışta değişikliğe gidebilir. Aksi takdirde mağlubiyetin yine kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Antalya’nın Beşiktaş’ın bu sıkıntılı ve yorgun halinden yararlanarak en az bir puan alacağını düşünüyorum.
Tahmin:10

25 Şubat 2011 Cuma

Türk Takımı gibi


Dün akşam maç sonrasında maçın kısa özetini yaptığım eşimin verdiği cevap bu başlık.Düşününce hiç haksız değil.Avrupa'nın elit takımları arasında gösterilmeye başlanan ve yaptığı takım savunmasıyla özellikle ön alan savunması açısından Avrupa'nın en iyi ve istikrarlı takımı olarak gösterilen Fenerbahçe Ülker maçın ilk 26 dakikası Erceg'den gelen süpriz dış atışlar dışında bu ünvana layık bir oyun sergiledi.Bu durum skora yansıdı ve bu bölümü takımımız 49-37 önde geçti.Bu dakikadan sonra seyirci rekorunun kırıldığı bir maçta 2 yanlış tercih ve bir süpriz üçlük sonrası farkın ani olarak kapanması sonrası takım olarak tüm dengemiz bozuldu.İşte tam da burada başlıkta durum ortaya çıktı.Yani takım olarak bizim iyi yaptığımız savunma yerine Olympiakos'u hücum ederek yenmeye çalıştık ve bu sene hiç bir maçta görmediğimiz kadar kötü bir oyun izledik.Bu 14 dakikalık bölümde 43-17 gibi bu seviyelerde kabul edilemez bir sonuç ortaya çıktı.

Bahsettiğimiz bu durumdan maç sonu Nevan Spahija'da şikayetçi oldu.Spahija özetle “HÜCUM ve savunmada çok düzgün bir sistemimiz vardı, ancak ne olduğunu anlayamadım ve 14 dakika içinde maçı kaybettik. Rakip takım önce geçmeye başladığında oyuncular boş verdi, neden savunmaya devam etmediler anlayamıyorum. İkinci kez Olympiakos’u yenmenin zor olacağını biliyordum, çünkü çok tecrübeliler ve çok kaliteli bir takım. Şimdi Kaunas’taki maçın kaybının ne kadar önemli olduğunu gördük.”

Bu 14 dakikalık bölüm sonrası çoğumuzun aklına Mirsad Türkcan gibi yenilgiye isyan eden takımımızın ruhu olan bir oyuncu sahada olsaydı bu kadar kolay teslim olurmuyduk diye.Bu şekilde maçlar oynanmadan elit takımlar arasına giremeyeceğimiz umarım buradan gerekli dersler çıkarılır ve Final Four yolumuz uzun süre açık olarak kalır.

24 Şubat 2011 Perşembe

SSL 23.hafta (Cuma-Cumartesi maçları)

Buca-Bursa (Cuma 20:00): Bucaspor geçen hafta çok önemli eksiklerine rağmen Galatasaray karşısında iyi bir oyun ortaya koydu. Geçen hafta cezalı olan en önemli oyuncuları Leko bu hafta oynuyor. Fakat Orhan Ak ve Musa Aydın sakatlıkları sebebiyle oynamayabilirler. Ayrıca orta sahanın sürekli oynayan oyuncularından Ragıp Başdağ da cezalı durumda. Eksik oyunculardan sıkıntılı Samet Aybaba 4-3-3 dizilişine yakın bir taktikle Beto’nun arkasında kanatlarda Erkan Taşkıran ve Mendy’i kullanıyor. Bursaspor’un ise 2.yarıda aldığı galibiyetlere rağmen iyi oynamadığını hemen herkes söylüyordu. Ben Bursaspor’un hücum hattı dışında kadrosunun çok kaliteli oyunculardan oluştuğunu düşünmüyorum. Özellikle ölü toplardan gelen hava toplarına önlem alındığında Busa’nın işi çok zorlaşıyor. Ertuğrul Sağlam’ın kadro yapısıyla özellikle orta sahayla çok oynadığını düşünüyorum. Vederson, Sercan ve Altidore sakatlıkları dolayısıyla bu hafta oynamayacaklar. Geçen yıl ve I. Devre sürekli oynattığı hücum hattı oyuncularını Ozan İpek hariç değiştirmiş durumda. Cezası biten Ozan İpek bu hafta solda oynayacak. Bursaspor, geçen hafta karşısında kadro olarak çok iyi ve organize bir takım bulunca sürklase oldu. Yüksek toptan gol arama taktiğinin de Eskişehir’de işe yaramayabileceğini öngörmüştük ama uzun bir takım olmayan Buca için yüksek toplar sıkıntı yaratabilir. Olası bir puan kaybı Bursa’yı yarıştan tamamen koparır diye düşünüyorum. O yüzden çok stresli ve gergin olacaklardır. Bucaspor için tek avantajın elindeki kısıtlı imkanları bence iyi kullanan Samet hoca olduğunu düşünüyorum. Bursa’nın, çok kritik olan bu maçta zorlanacağını ama çok eksiği olan rakibini mağlup edeceğini düşünüyorum.
Tahmin:2

Ankaragücü-Gençlerbirliği (Cumartesi 14:00): Kadro olarak kıyaslandığında Ankaragücü’nün çok üstün olduğunu düşünüyorum. Fakat Ümit Özat ve taraftarlar arası gerginlik bu maça damga vurabilir. Taraftar gurupları hafta içinde Ümit Özat’ı protesto edeceklerini açıkladılar. Bu maçta taktikler, sahaya dizilişlerden ziyade Ankaragüçlü oyuncuların tepkisi belirleyici olacaktır çünkü bu maç Ümit Özat’ın son maçı olacak ve hocalarını galibiyetle yollamak isteyebilirler. Gençlerbirliği bence 2. yarının en şanslı takımı. Çok kötü oynadığı 2 maçtan çıkardığı 6 puanla nispeten rahat durumda. Gençlerin şansı yine devam ediyor ki form olarak çok kötü bir durumdayken oynayacağı deplasman maçı seyircisiyle hocası kavgalı bir başka Ankara takımı. Normal şartlarda Sestak, Sapara, Fatih Tekke’li kadrosuyla Ankaragücü’nün kazanmasını beklediğim maçta protestocu seyirci faktörünü göz önüne alarak en az 3 gol olur öngörüsünde bulunuyorum.
Tahmin:üst

Büyükşehir Belediye-Galatasaray (Cumartesi 16:00): Diğer büyük takımlara ters gelen Belediye’nin çok formda olduğu dönemlerde dahi Galatasaray’a karşı hiç galibiyeti bulunmuyor. Galatasaray’ın kadro kalitesi göz önüne alındığında puan sıralamasındaki yerinin normal olduğunu düşünüyorum. Belediye’nin kadro yapısı Galatasaray’ın dağınık orta saha ve savunmasına ters gelebilecek nitelikte. Hızlı ve dikine gidebilen hücum oyuncuları İbrahim Akın, Ali Güzeldal ve İskender Alın, Servet, Cana, Serkan, Çağdaş veya Hakan Balta’dan oluşacak savunma hattına problem yaşatabilirler. Belediye takımı hücum oyuncularının da yardımıyla orta sahayı iyi kapatıp çok hızlı hücumlarla gol arayan bir anlayışa sahip. Bu yüzden Galatasaray’a ters gelebilecek bir yapıdalar. Galatasaray’da Kazım, Stancu ve Baros’tan oluşan üçlü hücum hattı orta sahadan yeterli desteği alamadığı için çok üretken olamıyor. Neill orta sahada kullanıldığı için bu maçta cezalı olmasının Galatasaray’ın lehine olduğunu düşünüyorum. Sarı-kırmızılı ekip şuana kadar TT Arena dışındaki maçlarda çok silik bir görüntü ortaya koydu ve bu durum Olimpiyat stadında da tekrarlanabilir. Galibiyet durumunda sıralamada rakibinin üstüne çıkıyor olması Belediye için bir motivasyon unsuru olabilir. Ben bu maçta Abdullah Avcı ve öğrencilerinin en az bir puan alacağını düşünüyorum.
Tahmin:10
Gaziantep-Eskişehir (Cumartesi 17:00): Gaziantep geçen haftaki futbolu ve aldığı sonuç ile haftanın en çok konuşulan takımı oldu. Tolunay Kafkas, Cenk’in arkasında oynattığı Popov, Wagner ve Sosa ile çok etkili bir hücum hattı yarattı. 2.yarının en başarılı ekiplerinden birisi olmaya adaylar. Önce Kayseri sonra Bursa’yı yakalamaya ve ama asıl hedef olarak da kupayı almaya çalışacaklar. Eskişehir geçen hafta son dakika frikik golüyle Sivas’ı mağlup etse de son haftalarda form düşüklüğü gösteriyorlar. Orta sahada geçen hafta sakatlanan Tello ve Bülent Ertuğrul’un yokluğunu arayabilirler. Cezalı Batuhan’ı ise eksik olarak görmüyorum. Eskişehir’in hava toplarında başarılı ama nispeten ağır oyunculardan oluşan savunmasının Gaziantep hücum oyuncuları karşısında zorlanacağını düşünüyorum. Kadro kaliteleri ve son form durumları yanında ev sahibi olma avantajıyla Gaziantep’i net favori olarak görüyorum.
Tahmin:1

Fenerbahçe-Kasımpaşa (Cumartesi 19:00): Yarıştan koptuğu düşünülen ama ikinci yarıda 5’te 5 yaparak birden iddialı duruma gelen Fenerbahçe Kadıköy’deki maçlarda sonuca erken gitmesiyle dikkat çekiyor. Düştü denilen Kasımpaşa son iki haftadaki galibiyetleriyle 14 puana geldi ve ligde kalma çizgisiyle arasında 4 puan kaldı.  Kasımpaşa’nın kısıtlı kadrosu yanında formda Sarmov ve Ersen Martin’in yokluğu onları formda rakipleri karşısında zorlayacaktır. Fenerbahçe’nin kağıt üstünde Bekir haricinde eksiği yok fakat, Emre, Gökhan ve Dia gibi sakatlık problemi bulunan bazı oyuncular dinlendirilebilir. Fenerbahçe’nin bu maçta tek handikabı zor maçların kazanılmasının ardından kağıt üstünde kolay görünen maça odaklanamamak olabilir. Hızlı başlayarak Alex’in önderliğinde erken gol bulmak isteyeceklerdir. Geçen haftaki Beşiktaş maçında eski gücüne kavuştuğunu gördüğümüz Niang bu maçta etkili olabilir. Kasımpaşa ayağa pas yaparak olumlu futbol oynamak isteyen bir ekip dolayısıyla orta sahada savunma anlamında güçlü rakibine karşı bir direnç göstermeleri çok kolay görünmüyor. Ben Fenerbahçe’nin kazanarak yoluna devam edeceğini düşünüyorum.
Tahmin:1


Fenerbahçe Ülker-Olympiakos



Türkiye'nin kulüpler düzeyinde basketbol açısından son 4-5 yılın bence en önemli maçı bu akşam bizim için uğurlu olan, buna karşın Olympiakos koçu İvkoviç ve oyun kurucusu Teodosiç'in Dünya kupasında bizimle oynadıkları inanılmaz yarı final maçında yaşadıklarından dolayı kötü anılarla dolu Sinan Erdem spor salonunda karşılaşacaklar.Bu akşam bir çok açıdan birbirine benzer iki takımın grup liderliği maçı olacak.Grup liderliği aslında Barcelona'ya giden yolu yarılamak anlamına geliyor bu gurpta.İki takımında bu sene en önemli ortak noktası kendi sahalarında ki inanılmaz seyirci desteği.Grup liderliği ev sahibi avantajı demek olduğu için her iki takımda bu avantajı doğal olarak çok istiyor.

Maça gelecek olursak pozisyon pozisyon olarak oyuncular arasında ve koç düzeyinde çok ilginç ve heyecanlı bir karşılaşma olacak.

Aslında oynayacak oyuncular dışında sakatlıklarda benzer durumda. Mirsad'ın oyun tarzı bakımından muadili olan Bourosis'in 1 ay dinlendirileceği açıklandı geçtiğimiz hafta.Eğer bizde geçen hafta yaşadığımız büyük şok gibi (Zalgiris maçında Roko Ukiç'in sakatlığı ) bir sorun olmazsa pozisyonlar şu an için dengeli gibi görünüyor.
En önemli eşleşmelerden biri oyun kurucu pozisyonunda Roko Ukiç ile Milos Teodosiç arasında olacak ve bana göre bu sezon Avrupa'daki en formda ve en yetenekli iki oyun kurucu aynı anda karşı karşıya izleme fırsatı bulacağız.Maçın kaderi açısından Ukiç'in form durumu bana göre daha önemli.Her durumda ve her oyuncumuzla belli bir savunma sertliğinin altına asla düşmeyen takımımızda hücum açısından Ukiç'in ne kadar önemli olduğu geçtiğimiz Zalgiris maçında da açık bir şekilde görüldü.Bu maç her iki oyuncununda çok sevdiği zor maçlardan.Umarım daha başarılı olan Ukiç olur.

İşin tecrübe kısmına gelecek olursak Ömer Onan ile Theo Papaloukas her iki takımın kalbi durumunda.Bu maçın Papaloukas açısından ayrı bir önemi var.Bu akşam Fenerbahçe Ülker karşısına çıkınca Euroleague'de 210. maçına çıkacak ve bu kategori'de en fazla maç oynayan oyuncu ünvanını kazanaçak.Bunun yanında Papaloukas asist ve top çalma kategorilerinde de lider durumda.Bu istatistiklere karşın ilginç bir dipnot olarak sadece 12 maçta ilk beş başlamış.Burada akıllara koçların çok sık kullandığı maça kimin başladığı değil, kimin bitirdiği önemlidir lafı geliyor ve Papaloukas bunun doğruluğunun kanıtı olarak bu akşam karşımıza çıkacak.Bu sene yaklaşık 20 dakika süre alıyor ve ortalamalarını her zaman ki gibi belirli bir standardın üstünde.Bizim cephemizde ise çok formda bir Ömer Onan var.Takımının ihtiyacı olduğu her zaman gibi geçen haftada 23 sayıyla Euroleague'in en skorer oyuncusu oldu.Basketbolunun en olgun döneminde olan Ömer Onan'a bu akşamda çok iş düşecek.

Gecenin bence takımları için diğer kilit oyuncuları Emir Preldziç ve Vasilis Spanoulis. Son haftalarda Euroleague forumlarının en çok konuşulan ismi oynadığı inaılmaz Türkiye kupası finali ve Top 16 turunda her maç istatistiklerini geliştirerek devam eden Emir Preldziç bu maçın en kilit oyuncularından biri olacak.Diğer tarafta ise kariyer olarak bütün basketbolseverlerin saygısını kazanan Kaan Kural'ın deyimiyle yürüyerek turnike atan ve durdurulması en zor ön ssaha isimlerinden birisi. Bu sene ki Euroleague maçlarında en fazla top kaybını bize karşı yaptı ve bunu tekrar sağlayabilirsek bu akşam büyük avantaj sağlarız.

Kısaca pota altında ki en önemli olacak eşleşmeye bakacak olursak Oğuz Savaş'ı bu akşam Rasho Nesterovic karşısında zor bir görev bekliyor.Avrupa'ya döndüğünden bu yana form grafiği sürekli tırmanışta olan Nesterovic'a bu akşam Bourosis'in yokluğunda daha çok iş düşecek.Bizim için olabilecek en güzel senaryo Nesterovic'in erken foul problemine girmesi olacaktır.

Kısaca hafta sonu yaşanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçı gibi gidiş gelişlerin olacağı ve kazananı küçük nüansların ve tecrübeli Ivkoviç ile karizmatik Spahija'nın vereceği kararlar etkili olacak ve umarım yazının başında bahsettiğim Dünya Kupası yarı finalinden sonra yaşadığımız sevince benzer bir sevincin bu akşam tekrarlanması.

Son bir not olarak takımımızın böyle bir durumda, Olympiakos ile karşılaştırılabilen ve çoğu otoriteye göre çok az bir farkla da olsa favori gösterilebilecek bir duruma gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekiyor.

Umarım güzel ve umut dolu bir gün olur yarın bizim için.Şu ana kadar oynadığımız basketbol ve seyircilerimizle bunu sonuna kadar hakettik.

Fenerbahçe-Galatasaray ezeli rekabeti (!)-2

Aroma 1.Lig Erkek
1ZİRAAT BANKASI18162491547
2ARKAS SPOR18144471744
3HALKBANK18126432538
4İST.B.ŞEHİR BLD.18126442638
5GALATASARAY18126442934
6FENERBAHÇE18117393031
7MEF OKULLARI18612334123
8M.MİLLİ PİYANGO18810304319
9TORUL GENÇLİK18612274317
10ÇANKAYA BLD. ANKA18513224415
11BEŞİKTAŞ18513224614
12TOFAŞ1811712534

Galatasaray:3 Fenerbahçe:2



Erkekler voleybolda takımımıza ne oluyor anlamak mümkün değil. Emre Batur, Arslan Ekşi, Leonel Marshall, Miljkovic'li kadromuza rağmen 7 mağlubiyetimiz oldu ve bu sezon Galatasaray'a karşı 2. mağlubiyetimiz. Şubat ayı başında György Demeter'in yerine göreve gelen Daniel Castellani ile de işler yoluna girmiş değil. 



2008'den itibaren son durum.

Futbol (4-2-1)
27.04.2008      Galatasaray:1   Fenerbahçe:0  (2007-08 II.yarı maçı) Nonda
09.11.2008      Fenerbahçe:4 - Galatasaray:1  (2008-09 I.yarı maçı) Deivid
12.04.2009      Galatasaray:0 - Fenerbahçe:0  (2008-09 II.yarı maçı) Kavga
25.10.2009      Fenerbahçe:3 - Galatasaray:1  (2009-10 I.yarı maçı) Guiza topuk
28.03.2010      Galatasaray:0 - Fenerbahçe:1  (2009-10 II.yarı maçı) Selçuk-Leo
21.07.2010      Fenerbahçe:1 - Galatasaray:0  (Gurbet kupası-Almanya)  Santos
24.10.2010      Fenerbahçe:0 - Galatasaray:0  (2010 -11 I.yarı maçı) Sabri’den üçlü


Basketbol Erkek (5-2)
26.03.2008     Fenerbahçe:76- Galatasaray:72  (2007-08 II.yarı maçı)
03.01.2009     Galatasaray:78- Fenerbahçe:62  (2008-09 I.yarı maçı)
24.04.2009     Fenerbahçe:89- Galatasaray:62  (2008-09 II.yarı maçı)
15.11.2009     Galatasaray:0 -  Fenerbahçe:20  (2009-10 I.yarı maçı)
27.02.2010     Fenerbahçe:81- Galatasaray:77  (2009-10 II.yarı maçı)
29.12.2010     Galatasaray:67- Fenerbahçe:56  (2010-11 I.yarı maçı)
11.02.2011     Fenerbahçe:77- Galatasaray:70  (Türkiye Kupası yarı final -Kayseri)

Basketbol Kadın  (19-5)
03.03.2008  Fenerbahçe 96-94- Galatasaray  (2007-08 sezonu II. yarı maçı)
05.04.2008  Fenerbahçe 67-52 Galatasaray   (Türkiye Kupası yarı finali- Adana)
30.04.2008  Fenerbahçe 88-92 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 1.maçı)
03.05.2008  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 2.maçı)
07.05.2008  Galatasaray 73-74 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu play-off final 3.maçı)
11.05.2008  Fenerbahçe 71-62 Galatasaray   (2007-08 sezonu play-off final 4.maçı)
11.10.2008  Fenerbahçe 55-71 Galatasaray   (Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı- Ankara)
15.11.2008  Galatasaray 58-66 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I. yarı maçı)
14.02.2009  Fenerbahçe 82-55 Galatasaray   (2008-09 sezonu II. yarı maçı)
14.04.2009  Fenerbahçe 63-60 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Kayseri)
22.04.2009  Fenerbahçe 82-72 Galatasaray   (2008-09 play-off yarı final 1.maçı)
25.04.2009  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 2.maçı)
27.04.2009  Galatasaray 64-68 Fenerbahçe   (2008-09 play-off yarı final 3.maçı)
30.11.2009  Galatasaray 77-84 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I. yarı maçı)
07.03.2010  Fenerbahçe 76-62 Galatasaray   (2009-10 sezonu II. yarı maçı)
28.03.2010  Fenerbahçe 55-57 Galatasaray   (Türkiye Kupası finali-Bandırma)
06.05.2010  Fenerbahçe 57-51 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 1.maçı)
08.05.2010  Fenerbahçe 61-56 Galatasaray   (2009-10 sezonu play-off final 2.maçı)
11.05.2010  Galatasaray 78-82 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu play-off final 3.maçı)
21.10.2010  Fenerbahçe 75-58 Galatasaray   (Cumhurbaşkanlığı Kupası)
28.11.2010  Fenerbahçe 74-68 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
01.02.2011  Fenerbahçe 77-58 Galatasaray   (Euroleague Women Top16 I. maç)
04.02.2011  Galatasaray 51-73 Fenerbahçe   (Euroleague Women Top16 II. maç)
12.02.2011  Galatasaray 76-66 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)

Voleybol Erkek (4-4)
08.03.2010  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2007-08 sezonu II.yarı maçı)
17.11.2008  Fenerbahçe 1-3 Galatasaray   (Türkiye Kupası maçı)
13.12.2008  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu I.yarı maçı)
12.03.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
10.10.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
10.01.2010  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2009-10 sezonu II.yarı maçı)
28.11.2010  Fenerbahçe 0-3 Galatasaray   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
23.02.2011  Galatasaray 3-2 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)

Voleybol Kadın (14-0)
14.12.2008  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (2008-09 sezonu I.yarı)
11.03.2009  Galatasaray 1-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu II.yarı maçı)
10.04.2009  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 1.maçı)
13.04.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2008-09 sezonu play-off yarı final 2.maçı)
14.04.2009  Fenerbahçe 3-2 Galatasaray   (2008-09 sezonu play-off yarı final 3.maçı)
18.10.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu I.yarı maçı)
23.12.2009  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (Türkiye Kupası çeyrek final 1.maç)
17.01.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu 2.yarı maçı)
16.03.2010  Fenerbahçe 3-1 Galatasaray   (Türkiye Kupası çeyrek final 2.maçı)
24.04.2010  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2009-10 sezonu yarı final 1.maç)
26.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 2.maçı)
28.04.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2009-10 sezonu yarı final 3.maçı)
21.11.2010  Galatasaray 0-3 Fenerbahçe   (2010-11 sezonu I.yarı maçı)
06.02.2011  Fenerbahçe 3-0 Galatasaray   (2010-11 sezonu II.yarı maçı)

21 Şubat 2011 Pazartesi

Gümüşbıçak ve Cüneyt Çakır'ın Forması

"Cüneyt Çakır forması yarın tüm Fenerium formalarında satışa çıkıyor" en çok tekrarlanan twitter girdilerinden birisi olmuş dün akşam. Bu ilginç düşünceye az sonra değineceğim. Benim Cüneyt Çakır ile ilgili tereddütlerim vardı maçtan önce. Aslında çok haksız da olmadığımı gördüm ama ben bu konuya pek  girmeyeceğim.



Maçtan yaklaşık üç saat önce Lig TV izlemeye başladım. Fenerbahçe kadrosunun netleşmesini bekliyordum fakat Şansal Büyüka yaklaşık her 10 dakikada bir "Beşiktaş'ın çarşı gurubu dünyaca ünlü ve takımına en çok destek olan, desibel rekorları kırmış, herkesin takdir ettiği mükemmel bir taraftar kitlesi" gibi cümleler kurdu. Maçın başlamasına az bir zaman kala da "bakalım bugün kaç desibel olacak" diyerek noktayı koydu.


Yaptıkları yanlı yayınların dozunu iyice artırmaya başladılar. Peki bu kadar övülen taraftar gurubu bu kadar övgüyü gerçekten hakediyor mu? Sadece 3 gün önceye dönelim. Kiev maçında en büyük coşkuyu anlamsız bir kırmızı kart sonucu dışarı çıkan Quıresma'ya gösterdiler. Bugün ise Ferarrari'yi çıkarken küçük de olsa bir gurup alkışladı. Devamında mağlubiyetin sorumlusu olarak gördükleri Cüneyt Çakır'a küfürler, hakaretler...Büyüka'nın bu kadar övdüğü bu küfürbaz gurup için takımdan ayrılan Çağdaş Atan oynadığı bir maçtan sonra "taraftar bizi olumsuz etkiliyor" demişti.


Bugünkü maçı ise daha önce bir programda Beşiktaşlı olduğunu açıklayan (Beşiktaşlı olmasına itirazımız yok) ve bu taraflılığını maçta bariz şekilde belli eden Melih Gümüşbıçak anlattı. Ben son dönemde bu kadar yanlı anlatılan bir maç izlemememiştim. Bir ara AEK-Beşiktaş maçı izlediğimi düşündüm. Örneğin; Ferrari'nin Lugano'yu bir güreşçi gibi indirdiği pozisyon için " Lugano, Ferrari tarafından itildiğini iddia ediyor" diyebildi. Fenerbahçe'nin 3. golünden sonra ise uzun süre sesi duyulmadı. Kendini toparladığında neyse ki maçın sonu gelmişti.

Türkiye'de Fenerbahçe taraftarları hariç futbolla ilgilenenler Fenerbahçe'nin hakemlerle şampiyon olacağı, federasyonun Aziz Yıldırım'ın güdümünde olduğu safsatalarına kendilerini inandırmışlar. Yukarıdaki twitter girdisinin bu kadar çok tutulması bunu gösteriyor sanırım. Hepiniz bütün gece hakemin Beşiktaş'ı nasıl katlettiğini(!) okumuşsunuzdur. Peki durum böylemiydi gerçekten.

Cüneyt Çakır maçın 3. dakikasında Ekrem'in arkadan yaptığı net sarı kartlık faulünde oyuncuyu uyarmayı tercih etti. Aynısını Selçuk'a da yaptı ama onun faulü arkadan değildi. Daha sonra Ekrem'e haklı bir sarı kart. Hemen 5 dakika sonra Ekrem'in bir sarı kartlık faulü ama yine uyarı. Orada Ekrem atılsa ki bence atılmalıydı hakeme kimse bir şey diyemezdi. Sarı kartı olan, büyük yıldız Quresma'nın (bu sezon bir golü var) hakemi kandırmak için kendini yere bırakması da kartla cezalandırılabilirdi. Lugano'nun düşürülmesi tartışmasız penaltıydı. O malum pozisyon da küfürbaz gurubun ve diğer Beşiktaşlıların kızması gereken kişi hakem değil Ferarari olmalıydı. Ben bu maçta Cüneyt Çakır'ın Fenerbahçe lehine yaptığı bir hatayı göremedim.

Hakem diye ağlaşan Beşiktaşlı arkadaşlarımı da anlayabiliyorum. O kadar yıldız alacaksın, bu sayede Demirören için ettiğin her türlü hakareti unutup, yiyeceksin sonra en fazla önem verdiğin maçta takımın yıldızı 38 yaşına gelmiş eski bir Fenerbahçeli olacak. Müthiş atmosferiyle övündüğün stat maçın sonunda "oley oley" sesleriyle, "inleyen nağmeler"le çınlayacak, büyük yıldız dediğin, taptığın Quresma sezonda sadece 1 gol atabilmişken,  rakibinin kaptanı bir maçta sana 3 gol atacak. Bunlar kolay sindirilecek şeyler değil tabi ki. Ayrıca, bir dönem Demirören'i devirmek için imza toplayan yeni yönetici Sinan Vardar bir programa katılıp "biz şerefli ikinciliklerin kulübüyüz, hakem konusunda en son bağıran biz olduğumuz için bu hatalar başımıza geliyor" açıklamasını yaparken puan durumundaki sıralarından haberi yoktu sanırım. Kendisini bu açıklama için tebrik etmek gerekir.

İnönü deplasmanında maç boyu verdikleri destekle takımımızı yalnız bırakmayan  ve maçın sonundaki şovuyla tv başında bizi gururlandıran, 33 yaşımda ilk kez Beşiktaş'a bir maçta 4 gol birden attığımızı görebilmeme katkısı olan herkese TEŞEKKÜRLER...



20 Şubat 2011 Pazar

KOCAMAN umutlarımız VAR!




Seni izleyebildiğimiz için çok şanslıyız, torunlarımıza biz ALEX'i izledik diyebileceğiz...



Değerlendirme
Maça çok iyi başlayarak öne geçtik. Farkı arttırabilecekken, Niang ve Dia ile net fırsatları harcadık. 25.dakikada Beşiktaş oyunu dengelese de uzaktan şutlar haricinde pozisyona giremedi. Takımımızda Emre ve sanırım sakatlığı sebebiyle Gökhan Gönül ilk yarının en etkisiz oyuncularıydı. Emre kritik top kayıpları yaptı. Dia ise tartışmasız sahanın en iyisiydi ilk yarıda. Bu arada Ekrem bence 15.dakika civarında atılabileceği bir pozisyonu uyarıyla kurtardı. İlk yarının sonlarında yediğimiz uzak mesafeli gol, morelleri bozdu. Selçuk ve Emre ilginç şekilde 30'dan sonra orta sahada dönen topları alamamaya ve defansa yakın oynamaya başladılar ve orta sahamız çok boş kaldı. Bu arada Niang ilk geldiği günlerdeki gücünü yakalamış gözüktü. Mehmet Topuz çok koşmasına rağmen Emre-Selçuk ikilisine bence beklenen yardımı götüremedi. 

İkinci devreye Emre-Özer değişikliği bekledim Aykut Hoca'dan, böylece Topuz'u daha etkili olacağı ortaya çekebilirdi ama O devam etmeyi tercih etti. Devrenin başında bir gol daha yiyince ilk yarıdaki görüntü tersine döndü. Almeida'nın kaçırdığı veya Volkan'ın kurtadrdığı gol maçın kader anıydı. Aynı şey ilk yarıdaki Dia'nın direkten dönen topu için de geçerli. Ferrari'nin yaptığı anlamsız hareket maçın bize dönmesine sebep oldu. Bu dakikadan sonra ALEX şov başladı ve maçın sonu çok kolay geçti.

Beşiktaş adına ise yapılan bunca yıldız(!) transferinden sonra, maçın en iyi siyah-beyazlı oyuncusunun 38 yaşındaki eski bir Fenerbahçeli olması düşündürücü. Beşiktaş'ın medya tarafından göklere çıkarılan küfürbaz taraftar gurubunun hakemi protesto etmesi ise gülünç. Kiev maçında anlamsız bir kırmızı kart gören Quresma'yı alkışlarken neyi düşündüklerini merak etmiyor değilim. 

Şimdi maç fazlasıyla da olsa lideriz ve Trabzon, Kayseri ve Beşiktaş maçlarını geride bıraktık. Daha önemlisi takımın hırsı KOCAMAN umutlarımıza bizi daha çok inandırıyor.