15 Şubat 2011 Salı

Fenerbahçe – Kayseri ve Rüzgargülleri




Maç Önü
Rüzgarın etkisiyle ya da birisinin üflemesiyle fırıl fırıl dönen, dönerken renkler iç içe girdiği için daha güzel görünen bir oyuncaktır rüzgargülü. TRT Çocuk kanalında her gün yayınlanan programın da ismi ayrıca. TV’de özellikle Kadıköy’de oynuyorsak maç önü yorumları, seyirci atmosferini vs. izlemeyi çok sevmeme rağmen, başlama vuruşuna 15 dakika kalana kadar güzel kızım ile önce biraz Rüzgargülünü sonra da 165, 169. gibi kanalları izlemek zorunda kaldım.

Takımın sahaya “Bitmez Tükenmez Aşkımız” pankartıyla çıkması çok güzeldi ve geçen senenin tribünlerde en çok söylenen tezahüratına göndermeydi sanırım.
Bütün takımlar maçlarını oynayıp Pazartesi akşamı sadece bizim maç kalınca, sarı-lacivert çubukluya gönül verenlerele beraber bütün futbolseverlerin gözü kulağı bu maçtaydı. Okulda ve mahalle bakkalında bunu net hissettim, Fenerbahçeli’den çok Kayserisporlu vardı etrafta.

Maça gelirsek:
Fenerbahçe beklenen11’le çıkmıştı maça.

                       Niang                                                                         Zaleyeta
                
    Dia              Alex           Özer                                  Abdullah          Ziani          Amrabat
                                                                                                                                      
             Selçuk         M. Topuz                                                  Selim       Santana
   
Santos      Yobo     Lugano        Gökhan                   H.Ali     Amisulashvili   Serdar    Hamza
                             
                         Volkan                                                                Volkan Babacan

Fenerbahçe’de diziliş aynıydı ama oyunda iki farklılık dikkatimi çekti. Birincisi Dia diğer maçlarda olduğu gibi çizgide kalmayarak sıkça hatta ilk dakikalarda Alex’ten bile fazla Niang’ın yanına girdi. Bu durum Kayserispor’un geçen haftalarda dengeli olan savunmasını oldukça şaşırttı. İkincisi ise Emre’li maçlardan çok daha etkili yarı saha presi, pas yaparak çıkan (ki bunu Gürcü stoperleri oldukça iyi yapıyordu) Kayseri savunmasının alışkanlığını bozmuş oldu. Bu preste Santos’un da tüm gücüyle yer alması, Alex’in top kapmak için yaptığı faullerden daha şaşırtıcıydı.

Pres ve Dia’nın 2. forvet olarak aralara sızması sadece 1 gol getirdi. Dia’nın hem 2. forvet gibi oynayıp hem de her defasında Santos’a yardıma gelmesi 60’larda yorulmasına sebep oldu. Fakat o dakikaya kadar çok iyi iş çıkardı. Fenerbahçe maçın her anında oyuna hakimdi, skoru arttırmasına Niang ve Semih’in maç öncesinde de yazdığım gibi istenen form düzeyinde olmamasıydı. 

Kayserispor'un tek hücum planı en etkili oyuncuları Amrabat'ı alışık olduğu solda değil arkasında açıklar vereceğini düşündükleri Santos'un kanadı olan sağda oynatmalarıydı. Bu olmayınca II. yarı kendi bölgesine geçti. Amrabat'ın ters kanadında oynayan Abdullah ve orta sahada görev yapan Ziani ise ilk yarı boyunca çok etkisiz kaldı. Dolayısıyla Zaleyeta'yı ceza sahasında topla buluşturamadılar.

Fenerbahçe'de günün en iyi oyuncularından birisi defansif olarak her açığı kapattığı gibi stoperlerden ilk topları alıp gerektiğinde başarıyla oyunun yönünü değiştiren Selçuk’tu. Bence Türkiye’nin tartışmasız en formda ve güçlü oyuncusu M.Topuz ile beraber çok iyi bir ikili oldular. Hatta sağdaki Özer'i de katarsak Emre’nin oynadığı maçlardan daha saldırgan ve üçgenlerle topu ileriye daha iyi taşıyan bir orta saha oluşturdular. Özer bir çok kişi tarafından beğenilmese de bence dün başarılıydı. Orta sahada yorulup oyundan alınana kadar top alış verişinde ve topun Fenertbahçe’de kalmasında önemli rol oynadı. Tek eksiği Niang’a ve Alex'e yeterli desteği verememesi diyebiliriz. Ama sakatlıktan yeni çıktığını da unutmamamız gerekiyor. 

Alex, son haftalardaki gibi yine mükemmel oynadı, top ona geldiğinde eminim bütün Fenerbahçeliler ve sahadaki oyuncular rahatlayarak "nasılsa kaptan en iyisini yapar" diye düşünüyorlardır.  

Maçtan önce maçın hakemi ile ilgili endişelerimiz söz konusuydu. Herkesin bu konuya dikkat çekmesi bence istediğinde iyi maç yöneten hakemimizin de kendine çeki düzen vermesini sağladı galiba. Santos’a 3.faulünde (kendisi öyle gösterdi) sarı kart gösterdi ki faul sarı kart gerektiren bir faul değildi. Ben Kaysrispor’un dünkü en iyi oyuncusu Ambarat’ın 7 faulünü saydım. Özer’e yapılan bence penaltı değildi. Lugano maçı sanırım 1 veya 2 faulle ve kartsız tamamladı ve korktuğumuz olmadı.

Seriyi böylece 5 maça çıkardık ve bu periyotta sadece 1 gol yedik. Trabzon ve Kayseri gibi güçlü iki rakibimizi de neredeyse hiç pozisyon vermeden mağlup etmeyi başararak sıralamada bir basamak daha yükseldik.

Her şey bu hafta başı bizim için çok güzeldi peki ya rüzgargülleri? Önümüzdeki maç önünü ve mutlu olabilecekleri bir maç sonunu bekliyorlardır herhalde.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder