24 Eylül 2011 Cumartesi

Kuddusi As Düdüğünü!




Fenerbahçe  dünkü Kayseri deplasmanı ile beraber 11 günde 4. maçına çıktı. Biz siteye maç yazısı yazmaya yetişemezken futbolcularımız ne durumdadırlar? Bu kadar ağır bir fikstürü kaldırabilmek hele ki bu kadar sakata rağmen buradan 10 puan ile çıkabilmek olağan üstü bir başarıdır.

Aykut Hoca bu süreçte eksik oyunculardan dolayı daha önce yan yana oynamamış oyuncuları kullanmak zorunda kaldı. Malum sebeple takımdan ayrılan 3 ilk 11 oyuncusunun yanında Gökhan Gönül, Mehmet Topuz, Emre Belezoğlu, Serdar Kesimal, Selçuk Şahin gibi oyunculardan yararlanamadı. Buna rağmen ligin en zor deplasmanlarından olan Gaziantep ve Kayseri’den kayıpsız dönüldü.

Fenerbahçe maça önde başladı ve golü erken buldu. İlk 20 dakikada oyun orta saha mücadelesi şeklinde geçti. 25’ten sonra orta sahada pas yapamadığımız ve ileride top tutamadığımız için oyunun hakimiyetini Kayseri’ye bıraktık. Bunda Kayseri’nin çok koşan genç orta sahası da etkiliydi. İlk bölümde Caner, maçın genelinde ise Baroni ve Yobo çok iyi performans ortaya koydular. Caner bu yılın sürprizi ve yıldızı durumunda. Baroni bu yıl geçtiğimiz yıllardan çok farklı bir görüntü içinde. Fizik olarak çok diri olmasının yanında sorumluluk alıyor ve çok istekli oynuyor. Özer üzerinden Aykut Hoca’nın eleştirilmesini ise hiç iyi niyetli bulmuyorum. Bu yıl puan mücadelesi değil, onur mücadelesi verdiğimizi hiçbir an unutmamalıyız. Özer kötü oynayabilir ama mücadele etmediğini söyleyemez hiç kimse. Özer, açık ara sahanın en fazla koşan oyuncusuydu dün ve her tarafa yetişmeye çalıştı. Ayrıca, çok kötü de oynasa bu yıl her hangi bir oyuncumuz hiçbir eleştiriyi hak etmiyor.

Maçın 2.devresinde Kayserispor daha etkili oynamaya devam etti. Amrabat ve Hasan Ali sağ tarafımızı epey zorladılar.

Spor camiası hem fikir olarak Fenerbahçe’nin çok kötü oynadığına karar vermiş olsa da uzaktan şutlar dışında hemen hemen net pozisyon vermediğimiz bir maçta ben çok kötü oynadığımızı kabul etmiyorum. Maçın başında bize 3 puanı getirecek golü bulduk ve 10 günde 3 maç yapmanın getirdiği yorgunluk sebebiyle oyunu geride kontrol ettik. Tek eksiğimiz kontra atağa çıkamamak oldu.

Bu arada Kayseri’de kendilerine ayrılan yeri tıklım tıklım dolduran taraftarımız yine harikaydı. Maç boyunca hiç susmayarak Lig Tv yorumcularını dahi rahatsız ettiler.

Maç sonunda büyük kaptanın oynamadığı için üzgün olan ve Lig Tv kameremanları tarafından sürekli yakın çekimle ekrana getirilen Stoch dahil bütün takımı taraftara götürmesi camia olarak kenetlendiğimizin mükemmel göstergesiydi.


Kötü niyetli bir hakem yorumcusunun maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu’na veremediği bir penaltı (tartışmalı bir pozisyon) için utanmadan ettiği hakaretler, Fenerbahçe düşmanlarının psikolojisini çok iyi ortaya koyuyor. Fenerbahçeli olduğunu iddia eden bazı yazarlar da bunlara katılmış durumdalar ve bir değil iki penaltı istiyorlar. (Bu hak arayıcı şahıslar Salı günü çalınan iki puanımız karşısında sessiz kalmışlardı) İlk pozisyonda tartışılabilecek tek şey Orhan Şam’a yapılan fakat verilmeyen faul. Devamında kornerden gelen pozisyonda Bilica’nın eline gelen topta penaltıyı çalamadığı için kendisinden hakemliği bırakmasını istiyorlar. Benim görüşüm o pozisyonu göremedi. Aynı hakem geçen hafta Galatasaray maçındaydı. Verdiği penaltı ve kırmızı kart skandal olmasına rağmen bu kadar konuşulmamıştı.

Ayrıca bu maçta Kuddusi Müftüoğlu Gökay’a dirsek atan Amrabat, Uğur’a dirsek atan Santana’yı da görmedi. Ama onlar karambol bir pozisyonda göremediği elle oynama için bizim yıllardır kötü hakem olduğunu söylediğimiz Müftüoğlu'nun hakemliği bırakmasını istiyorlar. Çünkü Fenerbahçe her şeye rağmen kazanmaya devam ettikçe hazımsızlık çekiyorlar!

Alınan 3 puandan ziyade burada asla unutmamamız gereken bir şey var; Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Cemil Turan ve Tamer Yelkovan hala haksız bir şekilde tutuklu bulunuyorlar.

Sevgiler, saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder