13 Eylül 2011 Salı

AYKUT HOCA TAKIMI "KALDIRIMA" GETİR



Fenerbahçe olarak şu kirli ortamda yer almayı istemesek de şartlar ve kulübün menfaatleri bizi bu duruma mecbur etti ki yöneticilerimiz bu yönde bir karar verdiler. Bizim taraftar olarak şu aşamada tek yapabileceğimiz; cezalı olmadığımız maçlarda “cesur yüreklerin” yanında olmak onlara yalnız olmadıklarını hissettirmektir. Gerçi cezalı olduğumuz maçlarda da diğer takımların statlara toplayamadığı sayıda taraftarı dün olduğu gibi stat çevresine toplayabileceğimizden kuşkum yok. NTV Spor’un haberine göre dün akşam 10-15 bin civarında taraftar topluluğu stat etrafında takımlarına destek verdiler. Maç sırasında, stat dışından gelen muazzam destek taraftarın kulübüne nasıl destek verdiğini gösteriyordu. Ceza demişken; 5 ölümle sonuçlanan olaylar nedeniyle 5 maç ceza alan takımın seyircili sezon açılışından sonra, TFF yetkilileri dün akşam ki maçın seyircisiz oynanmasından rahatsız olmuşlar mıdır merak ediyorum.  Mustafa Denizli'nin dün akşam bu konuyla ilgili yaptığı yorum biraz gecikmiş olsa da ilk kez dillendiriliyor olması açısından önemlidir.  Eğer bu yorum yayıncı kuruluşun şirin görünme hamlesi değil ise!

Fenerbahçe’nin, İstanbul’un diğer büyük takımlarının aksine kendi ayakları üzerinde durabiliyor olması, maddi açıdan hiç kimseye minnetinin olmaması hatta mali yönden rakipleriyle farkı açarak Avrupa'nın büyük kulüpleriyle rekabet edebilecek düzeye gelmesi bir takım güçleri rahatsız etmiş olmalı ki kendi ülkemizde üvey evlat muamelesi görüyoruz. Son yaşananların özetinin bu olduğunu düşünüyorum ve kısa maç yorumuna geçmek istiyorum;

Orduspor, yapılan 19 transfere rağmen benim beklentimin aksine hiç de dağınık görüntü vermedi. Özellikle, kanat hücumcuları olarak kadroda yer alan Culio ve Dalmat ilerleyen günler için Orduspor taraftarları için umut olacak gibi gözüküyorlar. İlk kez yan yana oynamaların rağmen Sedat-Yalçın tandemi oldukça uyumlu bir görüntü çizdi. Sahaya kaptan olarak çıkan, 2 sezon Monaco forması giymiş Gosso ve Soleven kaleci Fornezzi dikkat çeken oyunculardandı. Fatih Tekke'nin, toparlanamaması halinde formayı kaptırması eldeki geniş kadro düşünüldüğünde sürpriz olamayacaktır. Zira dün takımının en kötüsüydü. Metin Diyadin yönetimindeki Orduspor yeni bir ekip olmasına rağmen dün akşam sahadan puanla ayrılabilirdi. Düşme korkusu yaşayacaklarını sanmıyorum.

Aslında bu maç için şunun yerine bu oynamalıydı, şu oyuncu kötü günündeydi, Fenerbahçe oyunu rakip alana yıkamadı, şu oyuncu oynayınca hücumda aksıyoruz… gibi teknik konular o kadar boş ki içimden bu tarz şeyler yazmak hiç gelmiyor. Söylenebilecek tek şey; bir çok eksiğe rağmen geçen yıl ki kazanma alışkanlığının devam ediyor olması. Dünkü galibiyetle birlikte galibiyet serisi 19 maça, Kadıköy’de yenilmeme serisi 24 maça, gol yememe serisi ise 10 maça çıkmış oldu. Masa başında değil ama saha içinde kazanmaya devam ediyoruz. Teknik konulara girmeyeceğim ama Alex’in gol olmayan enfes rövaşatasından bahsetmeden geçmek de olmaz. “Artık bu sene oynayamaz” diyenlere inat saha içinde ve dışında gerçek kaptanın nasıl olması gerektiğini dosta düşmana göstermeye devam ediyor. Bu arada Baroni’nin gol sevinci gerçekten duygu doluydu. Oyuncu gurubuz başkanlarına olan desteklerini maçtan önce ısınırken, yaşadıkları gol sevinçleriyle, maçtan sonraki açıklamalarıyla bütün Türkiye’ye gösterdiler. Bu oyuncu gurubu, şampiyonlar liginde tüm dünyaya boy gösterecekken bir alt ligde dahi hep birlikte oynamayı göze almış, bu yıl kendilerine yapılacak hiçbir teknik eleştiriyi hak etmeyen yüksek karakterli oyuncular topluluğudur. Bu birlikteliğin mimarı ise bu zorlu günlerde yönetim kurulu yerine adeta camianın liderliğini yapan KOCAMAN yürekli adamdır. Aykut Hocamızın değerini bilip ona her şartta destek olmalıyız. Onu kaybetmek camiamız için en büyük yıkım olur.

Lig Tv spikerine “Ertunç bu maç seyircisiz değil miydi ? Nerden geliyor bu ses ?” dedirten, “amatöre düşürseniz kaldırıma çıkar destekleriz” diyebilen büyük Fenerbahçe taraftarına saygılar, sevgiler...

2 yorum:

  1. Tribünlerin boş olduğuna inanamıyor insan...
    Diğer takımlar stadı dolduramazken Fenerbahçe boş tribünlere bile 15 bin kişiye oynadı.
    Taraftar harikaydı.
    İsteyen istediğini yazabilir ama taraftarın hakkını vermek lazım.
    Tv'den takip etmek zorunda kalan her Fenerbahçeli bu maçta kendi taraftarıyla gurur duydu.
    O tezahüratları yapan bütün Fenerbahçeliler bundan emin olsun.

    YanıtlaSil
  2. Fenerbahçe taraftarı yaptığı bütün etkinliklerle "FENERBAHÇE YIKILMAZ" sözünü dosta düşmana göstermiştir...
    İlginize teşekkürler.

    YanıtlaSil