19 Eylül 2011 Pazartesi

2000 Ruhunun Dönüşü ve Fair-Play Ligi

Trabzonspor - BB Belediye:
 İlk 10-15 dakikadaki Trabzon’un gol bulma isteğinden sonra Belediye ayağa pas yaparak orta saha üstünlüğünü ele geçirdi. İlk yarıda ev sahibinin sahanın iyi oyuncularından Volkan’ın direkten dönen topu dışında pozisyona girememesi kendileri adına düşündürücü bir durum. Bunda Belediye’nin alan daraltan oyun anlayışı etkili oldu. Şenol Güneş henüz kadroyu kafasında netleştirebilmiş değil. Örneğin maç içinde Henrique önce sol dışta sonra en uçta, İnter maçının kahramanı Celutska ve Halil yedek, fizik olarak güçsüz durumdaki Vittek sahadaydı. Belediye ise her zamanki gibi sakin ve sabırlıydı. Bu sakinliğe savruk ve heyecanlı Can Arat dahi ayak uydurmuş ve takımına oldukça fayda sağlamaya başlamış. Abdullah Avcı takımına uygun çok iyi iki hücum (Doka, Webo) oyuncusunu kadroya kazandırarak bu yıl adından daha fazla söz ettireceğe benziyor. Sağ dışta oynayan Bosnalı Visca geçen haftaki görüntüsünde değildi ve ikili mücadelelerde zayıf kaldı. Maçın ikinci devresinin başından 60’lara kadar gol olacak gibi bir görüntü yoktu. Bu dakikadan sonra Trabzon özellikle etkisiz Adrian’ın yerine Alanzinho’nun girmesiyle etkili olmaya başladı fakat golü bulamadı. Deplasmanda alacağı 1 puana razı durumdaki Belediye soldan Doka’nın geliştirdiği atakta Webo’nun fırsatçılığı ile golü bularak Trabzon’dan 3 puanla döndü. Abdullah Avcı, belki de puan yazmadığı ilk iki haftayı kayıpsız geçmiş oldu. Trabzonspor ise geçen yılın sonlarında kendisini pek de zorlamayan rakiplerinden aldığı puanları, ligin bu döneminde alabilecek gibi gözükmüyor. Fenerbahçe ile aynı soruşturmada kendileri de olmasına rağmen geçen yılki kupanın derdine düşen Şenol Güneş ve oyuncuları bu süreçte işlerine baksalar daha iyi olacak.

Galatasaray-Samsunspor:

 GS ilk dakikalarda baskılıydı ve oyuna hakim oldu. Fakat hatlar arasındaki kopukluk da dikkat çekiciydi. Geçen hafta rakibine kafa atmasına rağmen ceza almayan Melo’nun golüyle öne geçen GS devre sonuna kadar daha üstün bir futbol ortaya koydu. İlk yarıda GS’nin en iyisi güçlü fiziği ile Eboue oldu. Riera ve Melo diğerlerine oranla biraz daha öne çıkan futbolculardı. Kazım ve Baros ise takımın en kötüleriydiler. 2. yarıyla birlikte Samsun 4-5-1’den Ekigho’nun Bance’nin yanına girmesiyle 4-4-2’ye döndü. Bu yarıda rakibinden daha iyi oynamaya başladılar ve aradıkları golü de buldular. GS, her geçen dakika zorlanmaya başlamış ve gol umudu azalmış, tribünlerden homurdanmalar duyulmaya başlamışken oyuna sonradan giren Sercan-Elmander ikilisinin işbirliği ile 73. dakikada bir gol buldu ve kabustan uyandı. Çünkü 2. gole daha yakın gözüken takım Samsunspor’du. Hemen golden sonra Türkiye’nin belki de en tartışmalı hakemi olan Kuddusi Müftüoğlu’ndan skandal bir karar geldi. (bu linkten izlenebilir) Kaleci Ahmet Şahin top elinde oyuna sokmak isterken önüne geçerek onu engellemek isteyen Elmander’e çarptı ve bu futbolcu da 2000 ruhu karakterine uygun bir hareketle yüzünü tutarak geriye doğru uçtu. Karar kırmızı kart ve penaltı oldu. Bence doğru karar; Samsun lehine endirek serbest vuruş ve Elmander’e sarı kart olmalıydı. Selçuk ile Melo’nun neredeyse birlikte kullandıkları bu penaltı ile birlikte GS taraftarı 26 hafta sonra puan cetveline baktığında ilk kez takımını eksi averajda görmeyecek. Bu penaltı olmasa da GS büyük olasılıkla bu maçı kazanacaktı. Fakat daha takıma yeni katılan Elmander- Melo gibi oyuncuların takım karakterine bu kadar çabuk uyum sağlaması dikkat çekici bir nokta. Bu noktada hiç kimse kazanmak için saha içinde her yol mubahtır zırvalıklarında bulunmasın. Ligimiz temizleniyordu değil mi?


Fair-play şampiyonunun lig şampiyonu ile aynı para ödülünü alacağını TFF başkanı MAA daha önce açıklamıştı. Şu anda 2. maçlar sonunda kart görmeyen tek takım GS olarak gözüküyor. 1. maçta Melo’nun topsuz alanda rakibine attığı kafa (bu linkten izlenebilir), bu hafta Sabri’nin sarı kart görmesini gerektiren dirseği, Selçuk’un arkadan atağı kesen sarı kartlık faulü, Elmander’in fair-play ruhuna aykırı davranışına rağmen centilmenlik liginde açık ara lider durumdaki GS’nin farkının Fatih Terim olduğunu düşünüyorum. Maçtan sonra neşeli bir ifadeyle soruları yanıtlayan Terim maçın hakemine hiç değinmedi. Umarım bütün sezon boyunca aynı duyarlılığı gösterir. Bugünkü hakemin bundan sonraki maçlarında, kart-penaltı standartlarının takipçisi olacağız. Son olarak, ligimizin en centilmen teknik direktörü Şenol Güneş’ten şampiyonlukta çekiştikleri rakiplerine verilen penaltıyla ilgili bir açıklama gelecek mi merakla bekliyoruz.

Sevgiler, Saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder