13 Eylül 2011 Salı

DİĞERLERİ

2010-2011 sezonu büyük sancılardan sonra başladı. İzleme imkanı bulabildiğimiz maçları kendi gözümüzden yorumlamaya çalışacağız. Bu hafta Fenerbahçe maçı hariç 2 maç yazısı yazdık.

Eskişehirspor- 2  Beşiktaş- 1
 İlk hafta itibarıyla izlediğim 6 takım içersinde en kötü durumda olanın Beşiktaş olduğunu söyleyebilirim. Maça 4-1-2-3 düzeniyle başladılar. Benim dikkatimi çeken nokta, defansın önünde oynayan Fernandez’in oldukça formsuz ve kırılgan haliydi. Fernandez’in basınımız tarafından olduğundan fazla övüldüğünü ve kırılgan yapısıyla ligimize uygun bir ön libero olduğunu düşünmüyorum. Teknik kadro tarafından orta saha ikilisi olarak sahaya sürülen Veli-Necip ikilisi oldukça etkisiz kaldılar. Necip kendisinden beklenen patlamayı henüz yapabilmiş değil. Sivok-Egemen tandemi ise henüz uyum sorunları yaşamaktalar. İlerideki 3 Portekizli’den fizik olarak en iyi durumdaki Almeida’nın rakip için en moral bozucu  anda bulduğu şans golü dahi Beşiktaş’ın puan almasına yetmedi. Zira, Eskişehirspor özellikle orta sahada oldukça savaşçı bir takım. Klasik 4-4-2 düzeninde oynadılar. İlk 11’de geçen yılki kadrodan farklı olarak defansın solunda Dortmund’dan alınan Dede, orta sahın sağında PL tecrübeli Camara, ve ileri uçta Mehmet Yıldız yer aldılar. Özellikle orta sahanın ortasında görev yapan Alper Potuk-Veysel Sarı oldukça başarılı oynadılar. Henüz 20 yaşındaki Alper, modern futbola uygun bir orta saha oyuncusu potansiyeline sahip olduğu izlenimi yarattı. İlerleyen dönemde milli takım için adı mutlaka geçecektir. İlerideki Serdar Özbayraktar-Mehmey Yıldız uyumu ise sanırım herkesin beklediğinden fazlasıdır. Özellikle Serdar bence sahanın yıldızıydı. İkinci raıda Mehmet’in yerine oyuna giren Batuhan’ın golü ise aslında kumaşının iyi olduğunun göstergesiydi. Oyuna sonradan dahil olarak mükemmel pasıyla golün hazırlayıcısı olan Tello, bu maçta yer almayan Burhan Eşer, Pele ve İskoç liginde gol kralı olmuş Kris Boyd, Eskişehir’in kadrosunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Daha önce Galatasaray’da başarısız bulunarak bence erken gönderilen Skibbe’nin bu kadroyla başarılı olabileceğini düşünüyorum. Maçın hakemi Bünyamin Gezer’in en büyük hatası 43.dakikada 2.sarı karttan Quresma’yı atamamasıydı.

İstanbul BB- 2  Galatasaray-0

İBB hücumun iki kanadına ve en uca iyi transferler yapıp arkadaki 8 eski oyuncusuyla oldukça hazır ve geçen yıla göre daha organize bir ekip görüntüsü verdi. La Liga’dan tanıdığımız Webo bu yıl adından sıkça söz ettireceğe benziyor. Bulgaristan liginde geçen yılın futbolcusu seçilen Doka da ilk maçı olmasına rağmen GS savunmasının sağına zor anlar yaşattı. Fenerbahçe’de ve geçen yıllarda çok savruk bir görüntü çizen Can Arat’ın takımın en iyilerinden birisi olarak öne çıkması Abdullah Avcı’nın başarısı olarak söylenebilir. GS ise yardımcı antrenör Hasan Şaş’ın 2-5-3 oynayan hücum takımıyız demecini tekzip edercesine maça 3 sağ bek orijinli, toplam 6 defans oyuncusuyla çıktı. İlk 15 dakikada GS’de kimin nerede oynadığını tespit etmekte epey zorlandık. Sahaya dağılımda klasik Fatih Terim kaosu fark ediliyordu. Arsenal’de yıllarca sağ bekte izlediğimiz Eboue sol açık hatta bazen en uçta, Sabri orta üçlüden birisi olarak sahadaydı. Maçın ilk 20 dakikasında GS oldukça arzuluydu ve rahat bir galibiyet alacak izlenimi verdi. Buna rağmen  sadece 1-2 pozisyon bulabildi ve 30.dakikadan sonra oyundaki hakimiyetini kaybederek devreye kadar kalesinde gördüğü üst üste tehlikelerden sonra Muslera’nın hatasıyla mağlup duruma düştü. Muslera, Türkiye’nin bugüne kadarki en fazla bonservis ücreti ödenerek alınan kalecisi. 2010 dünya kupasında Lugano’dan dolayı en yakından takip ettiğim takım Uruguay milli takımı olmuştu. O dönemde takımın en zayıf halkası olarak kendisini görüp Lazio’da oynuyor olmasına şaşırmıştım. Tabi ki genç bir kaleci o dönemden sonra gelişip olgunlaşmış da olabilir. Maçın 2. devresine GS bir oyuncu değişikliğinin yanında 3 pozisyon değişikliği ile başladı. Sabri gerçek bölgesine Yekta onun yerine, Ujfalusi de Servet’in yanına girdi. Yine de 2. yarıya İBB iyi başladı. GS’nin gol bulabilecek bir havası yoktu. Bu arada 4 hakem İtalya’dan bildiğimiz alışılmış Melo kafasını gör(e)mediler. Sercan’ın Çağlar’ın yerine oyuna girmesiyle Eboue bu defa son açıktan sol beke kadar kaydı. GS’liler bu sene bu oyuncu değişiklikleri ile oluşacak pozisyon ve sistem değişikliklerine alışmalılar.

Saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder