13 Aralık 2011 Salı

Volkan'ın Sakalları

Hafta içinde hiç beklemediğimiz bir mağlubiyet aldık Galatasaray'dan. Biz beklemiyorduk zira onlar da kazanmayı beklemiyorlardı aslında. Üçlü orta saha ile farklı bir diziliş ile orta saha üstünlüğünü tamamen rakibe verdiğimiz felaket bir ilk 25 dakikadan sonra rakibin hızı kesilirken yenen bir gol ve devre sonunda Bilica'nın kişisel hatasından bir gol daha.  Buna rağmen 2. devreye iyi başladık ve rakibi hapsettik. Stoch'un direkten dönen şutu gol olsa (ki korku sarmıştı tüm stadı"yine mi?" diye) farklı bir maç izleyebilirdik.

Maç sonrası medyamızda GS şampiyon ilan edildi. Son iki yıldır derbi kaybetmeyen Fenerbahçe de yerin dibine sokuldu. Üstüne Pazar akşamı GS, Trabzon deplasmanından kolay bir galibiyet daha alınca yıllardır futbol sohbetlerine uzak kalan bir gurup tekrar futbolun güzelliklerini konuşmaya başladı.

Bu akşam maça çıkarken rakip 2 sene öncesinin şampiyonu geçen yılın 3.sü Bursaspor'du. İki takımda hemen hemen aynı dizilişle (4-2-3-1) sahadaydı. Maça çok iyi başladık ve müthiş pas oyunuyla rakibi sindirdik. Emre ve Özer'in oyunu çift yönlü oynama becerileri, Stoch ve Kaptanın hücum güçleri bunda etkiliydi. Hak ettiğimiz golü devre sonuna doğru belki de takımın en formsuz ismi Semih ile bulduk. Bu Semih'in bu sezondaki ilk golü oldu.

İlk 11'mizde 4 yabancı vardı bu akşam. Serdar Kesimal kendine güvenen görüntüsüyle taraftarlara "nerelerdeydin" dedirtmiştir diye düşünüyorum. Klasik yerli stoper çizgisine ters bir yapısı var Serdar'ın. Ayağına oldukça hakim. Bu konuda Yobo'dan bile daha iyiydi diyebilirim. Belki erken bir tahmin olacak ama bence Serdar bugünkü görüntüsüyle modern futbola uygun ve üst sınıf bir stoper olacak. Özer de bugün son haftalardaki dağınık görüntüsünden uzaktı.

Bursa'daki düşüş devam ediyor. Ertuğrul Sağlam'ın kadro arayışı da. Bu akşam Ramazan'ı denedi orta sahada ama oldukça başarısızdı. Takımın iyisi denebilecek Batalla 2.devre oyuna dahil olabildi. Bursa, kadro kalitesi olarak orta sıra bir Anadolu takımına dönmüş durumda. Bursaspor şampiyon olduğunda Türk futbolunda devrim bekleyenler dün takımına sırtını dönen taraftarları gördüler.

Lig Tv spikerleri yine klasik anlatımlarına devam ettiler. Gökhan'ın çizgiye dahi gelmeden çıkardığı top için desibel rekoru deneyip "çok kritik" yorumunu yaptılar.  Sevgili Melih, Bursa'ya kanat akınları yerine birbirini hiç tanımayan stoperlerin arasına ve arkasına atılacak toplarla gol bulmayı tavsiye etti.

Sonuç olarak çok önemli bir üç puanla averajla 2. sıradayız. Medyamızın yere göğe sığdıramadığı, şimdiden şampiyon ilan edilen GS ile aynı puandayız. Son iki maçta 6 gol atan golcü GS'nin 24, gol yollarında sıkıntıları olan Fenerbahçe'nin 23 golü var.

İlk resmi maçımdan sonra sakallarımı keseceğim diyen Serdar bugün akşam muhtemelen kesmiştir. Ya, başkanımız tahliye olunca sakalarını keseceğini söyleyen Volkan daha ne kadar bekleyecek acaba?

"Futbolda Şiddet Yasası"nın 2.defa köşke gönderilmesi ve Cumhurbaşkanının mecburen imzalaması sonucunda bu akşam itibarıyla tahliyeler başladı. "Aklanın da gelin" pankartıyla basınımızdan övgüler alan renksiz taraftar gurubu bugün U dönüşü yaparak Metriste kendi yöneticisi ve hocasını karşılayıp aynı suçlamayla içeride olan Fenerbahçe başkanına  küfür ettiler. Ama onlar basınımızın göz bebeği, dokunulmazı..

Kaptan ALEX bugün ilk defa Samet'siz basın toplantısı yaparken çok önemli mesajlar da verdi aslında anlayana. Bu arada Samet Güzel'in tedbir kararı kalkmazken tercümanlığını yaptığı Vederson'un tedbir kararının kalkması yaşanan ilginçliklerden bir tanesi. Son gelişmeler sürecin bir şike soruşturması değil Fenerbahçe operasyonu olduğunu gösteriyor. Örgüt üyeliği safsatasından sonra her an Ergenekon ile bağlantı kurulabilir.

Bilmedikleri, sadece tezahürat diye düşündükleri fakat öğrenecekleri bir şey var;

"FENERLE KİMSE BAŞA ÇIKAMAZ!!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder