26 Şubat 2013 Salı

Beşiktaş'a HAYIR; Seba & Çarşı


Nisan 1998. TFF'de Haluk Ulusoy dönemi...GS'de Fatih Terimli 2.sezon. Bir önceki sezon, Aykut Kocamanlı, Oğuz Çetinli İstanbulspor'a karşı 97. dakikada kazanılan(!) meşhur temdit penaltılı sezon..O sezon kazanılan tam 15 penaltının, hatta belki de lig tarihinin en şaibeli penaltısıyla gelen ilk şampiyonluk... 
2.sezon; her Avrupa maçı öncesi "Türkiye'yi temsil ediyor" söylemiyle sert oynatmamak adına uyarılan rakipler, baskı altına alınan hakemler, ertelenen lig maçları... Fenerbahçe o dönem havuzu protesto etmektedir ve yayıncı kuruluş Cine 5 kameraları stada sokulmaz. Tribündeki taraftarlar hariç kimsenin golleri dahi göremediği iç saha maçlarından birisi; Kadıköy'de 26 Nisan 1998'de oynanan Beşiktaş maçıdır. Maçtan 2 hafta önce rakibimiz kupa finalinde Muğlaspor'dan tranfer Fevzi Tuncay'ın iyi oyunuyla GS'yi penaltılarla yenip kupayı almıştır. O günkü maçta golleri görme şansına sahip olan 25 bin FB'liden birisiyim, çok iyi bir Beşiktaşlı olan üniversiteden sınıf arkadaşım güzel insan Cemil ile birlikte. O tarihi maçta okul açık (eski açık) tribünün tamamında da rakip takım taraftarları yerini almıştır. "Efsane maraton"daki Fenerbahçe taraftarı her zamanki gibi muhteşemdir ve ilk kez Kadıköy'de bulunan Beşiktaşlılar dahil herkesi mest ettiğini söylemeden geçmek o güne haksızlık olur. Takımlar sahaya çıktığında Beşiktaş takımı hiç beklemediği bir destekle karşılanıp Fenerbahçe taraftarınca maratona çağrılır. Şaşkınlık içerisindeki Beşiktaşlı oyuncular bir anlık tereddütten sonra kendi tribünlerinden önce Maraton tribüne yönelirler ve istisnasız hep bir ağızdan tribün diliyle tebrik edilirler.  Beşiktaş lehine yapılan bu tezahürat yakın dönem için belki de ilktir. O günkü o destek, o günlerde iyiden iyiye ayarı kaçan "GS Lobisine" tepkidir. Fakat ne yazık ki karşılık bulmamıştır.
O dönem Beşiktaş'ın başkanı efsane isim Seba'dır! "Şerefli ikincilikler" söyleminin sahibi Süleyman Seba. Bu imalı lafın kastettiği yıllar şampiyon hep aynı takımdır. Beşiktaş'ın meşhur taraftar gurubu küfürlerle tarihlerine ihanet ederek efsane başkanını yollar ve Beşiktaş önce Serdar Bilgili sonra çarşının da desteklediği Yıldırım Demirören ile yeni bir yola girer. Bu yolda tek düşman Fenerbahçe'dir. Sebep; sebep yok! Oysa ki, çalındığını iddia ettikleri 1987, 1988, 1993, 1997 şampiyonluk kupalarının hepsi Avrupa yakasının diğer takımının müzesindedir. Buna rağmen her fırsatta Fenerbahçe'ye küfürler, "temizlig pankart kardeşliği", başkanların "papermoon yemekleri", Avrupa'nın önemli bahis sitelerinin tahtadan çıkardığı GS-BJK maçları vs vs..
Bugün Beşiktaş, Fikret Orman liderliğinde, zor bir süreçten geçiyor!  Mevcut yönetim, her şeye karşı olan, çok öngörülü taraftar gurubunun "çıldırt bizi başkan" söylemiyle düşüncesizce yapılan Demirören transferlerine desteği sonrası oluşan enkaz halindeki mali tabloyu düzeltmeye çalışıyor. Önümüzdeki sezon için de maçlarını oynayacak bir stat aramaktalar. Bu, yönetimin iyi niyetli olduğu düşünülse dahi son 14-15 yıl düşünüldüğünde Beşiktaş camiası ve özellikle de taraftar gurubu başlarına gelen her olumsuzluktan Fenerbahçe'yi sorumlu tutarak Fenerbahçe camiasını en basit tanımıyla düşman bellediler.
İlkokul dönemim ağır Beşiktaş yenilgileri geçmiş bile olsa stadımızı Seba dönemindeki Beşiktaş ile paylaşmaktan rahatsız olmazdım. Fakat daha geçen yıl Trabzon'un şampiyonluğunu (!) kutlayabilecek kadar çirkinleşebilen çarşı gurubuyla HAYIR! Şampiyonluk yarışında rakibimizin başkanına,(sondan bir önceki hafta karşılaşacak olmalarına rağmen) "Lig sizin, kupa bizim" diyebilen zihniyetle ASLA! 
Eminim taraftarımızın büyük çoğunluğu oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe maçında, tamamen kendi emeğimizle yaptığımız stadımızda deplasman tribününde olmak istemez. Hele ki seni baş düşmanı gören bir taraftar gurubuna karşı!! Fenerbahçe yönetiminin belki iyi niyetle yapmayı istediği stat paylaşma fikrine sonuna kadar karşı olduğumu ifade etmek istedim.
Tüm çubuklu sevdalılarına,
Saygılar, sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder