7 Ekim 2013 Pazartesi

Medya Yalanları-2: Fener’in pozisyonu yok!



Dün akşam maçtan sonra ve bugün spor yazarlarının ortak analizi (!) “Dengeli maç”, “0 pozisyon”.  İki futbol ulemasının yazdıklarına bir bakalım.  Fotomaç’tan Mert Aydın’ın  yazısının başlığı : “Pozisyon bile yok”..Fanatik’ten Mehmet Demirkol’un yazının ilk cümlesi: İki takım oyuncuları da tüm çabalarını sergilediler ama kurgular bu maçın hakkını hiç vermedi. Bir o kaleye bir bu kaleye oynanan maçta Fenerbahçe 3 uzak şut ve 2 röveşata çıkarıyorsa, Trabzonspor'un tek bir pozisyonu dahi yoksa bu derbi iyi değildir”.  Dün akşam maç sonunda Lig Tv ekibi ise yayına M. Reşit Akçay güzellemeleriyle girdi. Yılların futbol üstadı Şansal Büyüka’ya göre “Oyunun her dakikası Mustafa hocanın istediği yönde şekillenmiş”. 

Gerçekten şaşırıyor insan. Bir tarafta gol için elinden geleni yapmaya çalışan, en azından futbol oynamaya çalışan bir Fenerbahçe, diğer tarafta tüm planı oynatmamak üzerine kurulu, 1 puanı başarı gören Trabzonspor.  Şunu söylememiz gerekir ki; kaleye 24 şut atan, ceza alanına 77 defa top indiren takım için objektif kimse kötü oynamış diyemez. (Ayrıntılı rakamlar burada) Sahada rakibine her alanda ezici üstünlük kurmamıza rağmen 3 puanı getirecek golü bulamadık. Sow’un son saniyedeki pozisyonu veya Webo’nun direkten dönen vuruşu gol olmuş olsa şu anda bambaşka şeylerin konuşuluyor olacağına da eminim.
Fenerbahçe ilk dakikada Holmen ile net bir fırsat yakaladı. Bu pozisyon ile işi erkenden bitirebilirdik. Zira kaleye ilk ve tek şutunu 60.dakikada atabilen Trabzon’un gol için hiçbir planı yoktu. 6 maçtır sol bek oynayan Olcan sol önde, stoper Aykut sol-bekteydi. Takımına zorluklar içinde “futbol” oynatan Hamza hoca’dan çok daha fazla övgü alan M.R.Akçay’ın tek düşüncesi 1 puandı. Buradan bakıldığında evet başarılı. Tüm oyunu yönlendiren (!) Trabzon hocası maçın devamında da sırayla Yusuf, Adrian ve Henrique gibi ön tarafa en yakın tüm oyuncularını çıkarıp, sağ bek Zeki ön-libero Abdulkadir’i oyuna dahil etti. Janko değişikliği ise kanımca sırtı dönük top alsın, faul alıp zaman çalsın düşüncesiyle yapılan bir hamleydi.
Fenerbahçe tarafında; Elazığspor’dan bile daha katı savunma anlayışıyla oynayan bir rakibe karşı 11’in değişmez oyuncuları Bruno Alves ve özelikle Raul Meireles’in eksikliği hissedildi. 5 haftadır Fenerbahçe’nin oyun kurgusunda stoperler kanatlara açılıyor, ön-libero geri ortaya girip alan genişleterek oyun kurulmaya çalışılıyor. Yani takım,  hücum ederken 3-4-3 gibi diziliyor. Bu plana göre, bundan önceki maçlarda oyuna topu daha ziyade sağ taraftan Alves aracılığıyla sokuyorduk. Bekir savunma görevini yerine getirmesine rağmen topu oyuna sokmada aynı başarıyı gösteremedi. Bu bloğun tam önünde de gizli oyun kurucu görevinde Raul’u görüyorduk. Orta sahada Raul’un yerine forma bulan Holmen çok koştu, mücadele etti ama oyunu yönlendirme konusunda eksik kaldı. Bu kadar savunmayı düşünen bir takıma karşı oynamasak bu ikilinin eksikliği hissedilmeyebilirdi. İlk yarıdaki baskılı oyunumuzdaki tek eksiğin en uçtaki Webo ile Egemen-Bekir ikilisi arasındaki mesafenin fazla olmasıydı diye düşünüyorum. Bu, dönen topların kısmen rakiple paylaşılması rakibe nadir de olsa ani akın fırsatları verdi. II. Devre, Fenerbahçe golü bulabileceğinin sinyallerini veriyordu. Ersun hoca ilk yaptığı (55.dakika) Alper-Emre değişikliği ile sıkıntıyı tespit etmiş gibiydi. İyi oynamalarına rağmen Alper-Holmen ikilisinden birinin değişmesi mantıklıydı. Ama bu isim çok da hazır görünmeyen Emre yerine geçen hafta Ankara’da Raul sakatlanınca 2.devre gayet başarılı oynayan Salih olabilirdi diye düşünüyorum.  Hocanın yaptığı 2. değişiklik (Holmen-Emenike) ise sanki ilk değişikliğin inkârı gibiydi. Eski halinde olmamasına rağmen Emre değişikliği ile rakibi iyice bunaltmaya başlamışken, orta sahayı boşaltarak forveti dörtlememiz Trabzon’un nefes alıp çıkmaya başlamasına sebep oldu aslında. Çok koşan Holmen yoruldu ise şayet, yerine Mehmet Topuz düşünülebilirdi.

Kısaca hakemden bahsedecek olursak; Hüseyin Göçek denince aklımıza hemen 2010-11 şampiyonluk sezonundaki 90+4’te Santos’un golüyle kazandığımız G.Antep maçı geliyor. En facia 10 hakem yönetimi listesi yapılsa, o son derece kritik maçtaki Göçek yönetiminin bu listeye gireceğine eminim. Ayrıca kendisinin, sosyal medyada GS formalı resimleri de dolaşınca açıkçası dün akşam Kadıköy’de gerilimi yüksek bu maçta işi oldukça zordu. Düdüğüne çok sık başvurdu ve oyunu sürekli durdurdu. Bir dönem hakemlik de yapan birisi olarak şunu söyleyebilirim; hakem kendisini riske atmak istemiyorsa en küçük müdahaleye faul çalar. Hakemin dünkü bu tutumu bilinçli olmayabilir fakat, bunun oyun planı oynatmamak, oyunu soğutmak üzerine olan tarafa yaradığı aşikar. 

Maç sonunda saha içinde yaşanan küçük gerilimin normal olduğu fikrindeyim. Zira, gerilimi oldukça yüksek bir maçtı. Maçın hemen bitiminde henüz oyuncular duşlarını almamışken, stat boşalmadan Trabzonspor başkanı İ.Hacıosmanoğlu’nun seyirci çıkışında ne yapmaya çalıştığı oldukça açıktı aslında. Emniyetin güvenlik tedbirlerine uymayıp, “ben istediğim yerden girer, çıkarım” şeklinde film repliği kafasında olursan dün akşamı ucuz atlattığımızı söyleyebilirim. Fakat bazı basın kuruluşları olayı “Trabzon başkanına saldırı olarak” lanse etmesi, başkanın da hedefine kısmen ulaştığının göstergesiydi. Belki de maçtan fazla konuşulması gereken şey de bir Trabzonspor yöneticisinin akıl, mantık almayan açıklaması; “Türk futbolundan Fenerbahçe’yi silemezlerse yazıklar olsun”.  Maalesef Türk sporu, bu seviyeye inmiş durumda, bu şuursuz düşüncenin 4. Büyük kulübümüzü yönetiyor olması inanılmaz!

Milli maç arasına 2 maçta yaşanan 5 puan fireyle her şeye rağmen 16 puanla lider girdik. GS maçına kadar önümüzde Erciyes deplasmanı, G.Antep ve Bursa deplasmanı var. Alınacak 9 puan ile şampiyonluk için büyük avantaj sağlayabiliriz. Takımdaki iştah ve fiziki yeterlilik bu yönde umutlanmamızı sağlıyor.

Son olarak, her fırsatta kupa isteyen Trabzonspor’un 3 Temmuz sonrası oynanan toplam 8 müsabakada Fenerbahçe’yi hiç yenemediğini, hatta bu 8 maçta sadece 2(iki) gol atabildiğini hatırlatmak isterim.

Şimdiden herkese iyi bayramlar.
Saygılar, sevgiler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder