24 Aralık 2012 Pazartesi

Kocaman Umutlarımız Var!


Hafta içinde Raul Meireles'e PFDK tarafından verilen 12 maçlık ceza ile saha içerisindeki mücadelenin göstermelik olduğunu bir kez daha anladık. Karşımızda öyle etkin aleyhte bir lobi var ki; kazanılan veya kaybedilen puanları anlamsız kılıyor!

Çarşamba akşamı TRT'de ortaya çıkan görüntüler ise durumun ne kadar vahim olduğunu anlamak istemeyenlere tokat oldu. Meireles'in tükürmediğinin net olarak ispatlayan görüntülerin yayıncı kuruluş yerine bir başka kanalda ortaya çıkması ise ilginç bir durum. Burada "acaba gizlenen başka görüntüler de var mı?" sorusu ise aklımızı kurcalamıyor değil.

Cumartesi maç günü tahkim kurulu toplandığında; "2 yıldır ilk defa maç günümüzde lehimize bir karar çıkacak mı?" beklentisinin ne kadar boş olduğunu gördük! 12 maç cezayı verirken yeterli olan görüntülerin, cezayı kaldırmak için yetersiz kaldığını öğrenmemiz üzerimize oynanan oyunun ispatıdır! Tahkim kurulu yayıncı kuruluştan belgeleri toplayabilmek için 5 gün süre istemiş! Bu gerekçe ile oldukça komik duruma düştüler. Sanırım bu 5 günde görüntüler LİG TV tarafından 80'li yıllarda izlediğimiz VHS bantlara çekilecek, iadeli taahhütlü olarak TFF'ye gönderilecek!! Burada eksik olanın görüntüler değil, tükürük olduğunu aklı yeten, mantıklı herkes anlamıştır!!

Cumartesi sabah yaşanan bu rezaletten sonra Karabük maçının skorunun benim için gerçekten önemi kalmamıştı. Biz ne yaparsak yapalım en küçük fırsatta arkamızdan vuracakları açıktı. Skordan önemli olan oyuncularımızın yüreklerini ortaya koymalarıydı.

Bu düşüncelerle bir önceki yazımızda görmeyi umduğumuz, saha içi hırsın ve takım bütünleşmesinin tekrar yakalanacağı düşüncesi, maçtan önce armayı öperek arkadaşlarına destek olan oyuncularımızı görünce alevlenmişti. Fakat maçın başlamasıyla birlikte bizdeki bu düşünceler tam bir hayal kırıklığına dönüştü. Hiç bir amacı olmadan gezinen futbolcular topluluğu! Sonuç; fırsat kollayan bazı tribün guruplarının yıllardır görmediğimiz protestosu! Başkanı ve hocayı istifaya davet etmeleri. Buna engel olmaya çalışan bazı guruplarla yaşanan tartışmalar! Ve buna daha fazla dayanacak gücü kalmayan hocanın istifa açıklaması. Canlı yayında Aykut Kocaman'ın istifasını izlerken yaşadığım üzüntüyü açıklamak zor! O anda kaybedilen 3 puandan, şampiyonluktan çok fazlasıydı! Kocaman umutlarımızı kaybetmiştik!

Spor basını tarafından oluşturulmaya çalışılan Aykut hoca "oyuncular tarafından sevilmiyor" algısı ters işlemiş; daha 3-4 ay önce takıma katılan Raul Meireles, "sen bırakırsan ben de ülkeme dönerim" açıklamasını yaparak hocaya güvenini ortaya koymuştur! Durumun buraya gelmesinde bir numaralı sorumlu oyuncularımız tek tek hatanın kendilerinde olduğunu belirtip hocamıza söz vererek kararından vazgeçirmeye çalışmışlar.

Şu ana kadar hocadan resmi "devam ediyorum" veya "bırakıyorum" açıklaması gelmiş değil. İçimizdeki fırsatçılar ve rakip takım taraftarlarının olası geri dönüşü karakter zafiyeti olarak algılamaları ise akıl tutulmasından başka bir şey değildir! Kendileri verdikleri hiç bir karardan dönmemişler midir acaba! Onlara bir hatırlatma; seven kişi sonucunu düşünmez, seviyorsa döner!

Kendi futbolcusuna küfür edenlerin, medyaya edep yerini gösterenlerin ve buna rağmen itibar görenlerin bu sefer kazanmaması için dayan be hocam.

Sayın Kocaman, bu kirli düzen senin gibi bir ADAMı asla hak etmiyor! Yine kendini düşünme ve bizim için sevenlerinle kal hocam. Gidersen de yolun açık olsun. Adam gibi gelmiştin, adam gibi ayrılmış olursun. Simsiyah saçlarla göreve başlayıp, 2,5 yılda ağarttığın saçlarınla arkanda, hatırladığım 8 şampiyonluğun en temizi, en hak edileni ve 29 yıldır alamadığımız kupa. Ama hepsinden kat be kat önemlisi; yargısız infaz edildiğimiz dönemdeki duruşun, kulübe sahip çıkman, hislerimize tercüman olman...Ne karar verirsen ver doğruyu yapmış olursun, SENİ SEVİYORUZ!

Saygılar, sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder