Liderlik İçin..

Yazıya basınımızda her derbiden önce klasik olarak yer alan derbi rakamlarıyla başlamak istiyorum:

Türkiye derbisi olarak nitelenen rekabette bugüne kadar oynanan 372 maçta;

• FB: 141 
• GS:118 kez galip gelmiş 
• 113 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlanmış.

Her maç öncesi bu rakamlar yazılır ama her şeyi analiz eden spor medyamız tarafından bu rakamların anlamı ortaya konmaz. Yılda ortalama 2-3 maç yapan takımlar arasındaki galibiyet farkının 23 olması oldukça önemlidir. Zira bu farkın kapanıp üstünlüğün el değiştirebilmesi için en az 10 yıl boyunca gerideki takımın bütün maçları kazanması gerekmektedir. Mantıklı bir değerlendirmeyle bu üstünlüğün el değiştirmesi mümkün görünmemektedir. Bu; derbi maçlarının bu kadar önemsendiği futbol dünyasında, GS taraftarları için oldukça üzücü bir durum olsa gerek! 

Örneğin İspanya derbisinde böyle bariz ve kalıcı bir fark söz konusu değildir. Rakamlar; Real Madrid: 87 Barcelona: 86 Berabelik:46 şeklinde oldukça dengelidir.

Rakamlardan bugüne gelecek olursak;

Fenerbahçe,16.haftaya girerken liderlik maçına çıkıyor. Sıfır emekle sahiplenilen Arena'da!

Basın ve TFF tarafından dokunulmazlığı olan, küfürleri görmezden gelinen, cezaları sonsuza(!) ertelenen hocası ile her türlü lobiyi arkasına alıp, yere göğe sığdırılamayan rakibizi mağlup ettigimiz takdirde liderliği alacağız! Olası 3 puanla, 8 yıldır süregelen sistemde yapılmaya çalışılan modern anlamdaki değişimin sahaya yansıtılmaya çalışıldığı, bunun üstüne tüm hakem hatalarının ne hikmetse aleyhine gerçekleştiği bu zorlu süreç büyük olasılık lider olarak tamamlanacak!!

Henüz 1 ay önce yerin dibine sokularak hocasının istifasını bekleyen, şampiyonu Ekim ayı sonunda ilan eden spor basınımıza inat!! 

AL Gurup maçlarını lider tamamlamayı garantileyerek çıktığımız, bu sayede sene başından beri dinlenme fırsatı bulamayan oyuncularımızı dinlendirdiğimiz Mönchengladbach maçından sonra dahi eleştirildi bu takım! Bir Türk takımının gurup maçları sonunda belki de ilk kez böyle bir rotasyon şansına sahip olması övülmek yerine, yedekleri hazırlayamamakla eleştirildi Aykut Hoca! İşin acısı "Fenerbahçeliyim AMA"cılar tarafından bile!! Rakiplerimiz "köy takımı" yakıştırmasıyla sürekli küçümsendi.

Bu süreçte rakibimiz, CL guruplarına son derece şanslı bir kura-fikstürle başladı. Büyük bir şansla son iki maçını iddiasız iki takımla oynayarak ve 2.torbadan gelen takımın sadece 3 puan alabildiği guruptan çıkabildi. Değerli (!) basınımız tarafından bizce normal bu sonuç "tarihi başarı" şeklinde sunuldu.

16 Mayıs'ta Başkentte Fenerbahçe'nin 29 yıl sonra kupayı almasıyla bu organizasyon önemini kaybetmişti (!) Erzurumspor, Ç. Dardanelspor, İnegölspor vb. muadilleri olmasına rağmen 13 yıldır rakipler tarafından espiri konusu yapılan, nadide bir spor kanalı tarafindan her sene yıl dönümü hatırlatılan Pendikspor'a elenişimiz, bu yıl bir kez daha eşleşmemiz ile bazı yöneticilere kahkaha attırabilmişti. Sanırım1461 maçından sonra, bu tür sonuçların futbolun doğasında olduğu gerçeği söz konusu heyecanlı yöneticinin ve benzerlerinin yüzünü birazcık kızartmıştır.

Ayrıca, önümüzdeki yıldan itibaren, NTV Spor'da yayınlanan "tarihte bugün" programında 11 Aralık tarihlerinin de "GS'ın 1461 faciası" ibaresiyle yer alıp almayacağının ise takipçisi olacağımızı belirtirim!

1.devrenin kısaca iki taraf açısından da gözden geçirilmesinden sonra kritik maça gelecek olursak;

Ben Fenerbahçe'nin kadro ve oyun yapısı itibarıyla ve maçın da deplasmanda oynanacak olmasını göz önüne alarak galibiyete yakın olduğunu düşünüyorum. AL maçları gösterdi ki takımımız, iyi alan daraltan, kontrollü pas oyunuyla, rakiplerini bozabilen iyi bir deplasman takımı! İki takımında kadroda sürpriz yapacagını düşünmüyorum! Fenerbahçe'nin G.Gönül ve Kuyt ile Riera ve Ambrabat'ın (veya Emre Çolak) oynayacağı kanattan etkili olacağını düşünüyorum. GS'nin orta sahadaki Melo (veya Yekta Kurtuluş)-Selçuk İnan ikilisinin, orta sahayı 3 oyuncuyla kontrol eden takımlar karşısında zorlandığını daha önce görmüştük. Dolayısıyla kanat oyuncularının veya forvet hattının buraya yardım getirmesi GS açısından elzem! Fenerbahçe oyun planını, orta ikiliye top aldırmayarak, top yapma becerisi olmayan rakip savunmayı uzun oynamaya mecbur bırakacak sekilde yapmalıdır. Burada Sow, Kuyt, Caner ve Baroni'nin yapacağı baskı çok önemli olacaktır. Oyunu kesinlikle yarı sahamızda kabul etmemeyerek, hataya açık rakip savunma göbeğini zorlamalıyız! Zira aynı şeyi rakibimizde düşünerek ileri ikilisi ile özellikle ortadan baskıyla savunmamızı hataya zorlayacaklardır. Bu yüzden oyunu, daha geniş alana yayarak Hasan Ali Kaldırım ve Gökhan Gönül üzerinden Meireles yardımıyla kurmaya çalışmalıyız. Orta sahadaki artı bir oyuncu avantajımızı iyi değerlendirerek bu bölgeden Meireles ile gol bulabileceğimizi düşünüyorum. İlk 11'miz dışında Aykut hoca maçın devamında formda Sezer Özturk ve boş alanda oynamayı seven Krasic'i hatta hava yoplarında etkili, tecrübeli Selçuk Şahin'i kullanmayı düşünecektir!

Maçta aleyhimize tek handikabın, gerekli sertlik ve agresifliği oyuncu tipleri göz önüne alarak rakibimiz kadar ortaya koyamama olasılığı olduğunu düşünüyorum. Zira rakibimiz son derece agresif, maç boyu hakemle ve rakiple oynayan, galibiyet için her yolu mübah gören oyuncu ve teknik ekipten oluşuyor.

Maça bence sürpriz şekilde atanan Halis Özkahya, geçmiş maçlarda yaşadığı disiplin sorununu erken kartlarla geçiştirmek isteyecektir.

Oyuncu karakteri olarak nispeten daha sakin olan takımımızın bahsettiğim handikabı avantaja çevirip derbi baskısını en aza indirerek, galibiyet ve liderlikle Kadıköy'e döneceğini düşünüyorum.

Münferit olarak statta taraftarımızın olacağını biliyorum fakat anlamsız deplasman yasağı sebebiyle Arena'da taraftarımız toplu halde maç izleyemeyecek. Fakat tüm çubuklu sevdalıların kalbi takımları ile olacaktır!

Fenerbahçemize sonsuz başarılar diliyorum...