11 Kasım 2013 Pazartesi

İşte Böyle Her Sene Böyle...


Maçın en güzel anıydı. Bitiş düdüğü ile birlikte Fenerbahceli oyuncular orta yuvarlağa gelip, önce bütün tribünü susturdular sonra da klasikleşen başlıktaki tezahüratı başlattılar. 55 bin taraftar da coşkuyla liderliğin perçinlenmesini ve 15.seneyi kutladılar.

Kadıköy'de maç önü bu defa oldukça ilginçti. Marmaray çıkışı karşılaştığımız ve maça girme konusunda çok istekli Sırbistan vatandaşı Marko'ya belki de Obradovic sevgimizden köşe bucak bilet aradık. Hem de Kızılyıldız taraftarı olmasına rağmen. Volkan Demirel, son dakikada kurtardığı penaltıyla 2-1 skor tahmini yapan Telekom bileti bulmayı başardığımız Marko'yu muhtemelen üzmüştür. 

Kadrolar belli oldugunda ortak görüşümüz; GS kadrosunun savunma ağırlıklı ve maçı kilitleyebilecek yapıda olduğu yönundeydi. Maç başladığı anda da gördük ki sanki Mancini dörtlü savunmayı ve önündeki Ceyhun'u orta sahayı geçmemeleri konusunda uyarmıştı. Sahaya dizilişleri 4-5-1 şeklindeydi. GS'ın hücum planı yoktu, ya da tribünden öyle görünüyordu. Sağ kanatta spor medyamızın öve öve bitiremediği 25 milyon TL'lik Bruma, Caner karşısında çok cılız ve acemi kaldı. Son iki sezonun gol kralı Burak ise sol çizgide çok etkisizdi. Alves'ten yediği enfes bir çalım ve yakalandığı bir ofsayt dışında neredeyse görünmedi. Bundan önce oynadığı her maçta fiziksel gücüyle savunmaları zorlayan Drogba ise Egemen ve Alves karşısında tam manasıyla ezildi. Sneijder'in yerinde oynamasını beklediğim Selçuk daha geride Ceyhun ve Melo ikilisinin hemen önündeydi hücuma hiç bir katkı sağlayamadı. GS maç 0-0 devam ederken Drogba ile kaleye uzak mesafeli iki şut gönderdi. 1-0 mağlup durumda oynarken ise (başka bir deyişle puan farkının 9 olması muhtemelken) kaleyi bulan veya bulmayan şut sayısının 0 (yazıyla 0) olması bence derbinin özetiydi. 
Fenerbahçe ise Egemen, Alves, Caner ve Topal'ın çok iyi oyunları ile savunma anlamında kusursuzdu. Hücum adına istekli olmamıza rağmen çok etkili olduğumuz söylenemez. Bunda, gollerin sahipleri Baroni-Emre ikilisinin etkisiz oyunları ve rakibin planının alanı daraltarak oyunu kilitlemeye calışması etkiliydi. Tam, Alper bu maç iyi olurmuş, Raul olsaydı şeklindeki mırıldanmaları Caner'in soldan sert ortasına Chedjou'nun yaptıgı planjon susturdu. Webo, Baroni derken kaptan Emre, topu alıp golü yaparak aslında 23.dakikada maçı bitiriyordu. Zira, rakip takım oyunu 0-0'a ayarlamış ve B planı yoktu. Mancini'nin Aydın'ı oyuna alırken Semih'i yanına alıp Melo'yu stopere çekerek neyi amaçladığını ise anlayamadım. 
Devrede mecburen yapılan Kuyt-Emenike değişikliği benim gibi bir çok taraftarı biraz endişelendirmis olabilir. Belki tesadüf ama bu seneki puan kayıplarımız Kuyt'ın oyundan alındığı maçlarda gerçekleşti (Trabzon maçında 82.dakikada, Konya macında 2-0 galipken 63.dakikada kenara gelmişti). Ersun hoca 1-0 önde olmamıza rağmen Kuyt'un yerine sağ tarafa Emenike'yi oyuna aldı. Emenike'nin 11 başlayamamasından kaynaklandığını düşündüğüm bir konsantrasyon eksikliği net olarak belli oluyordu. Örneğin maçı bitiren 2.gol öncesinde Emre'nin presiyle kazandıgımız topta Sow'un sahanın en iyilerinden Webo'ya attıgı akıl dolu pasına Webo'nun kendisini uyarısı olmasa topa doğru hareketlenip ofsayta neden olacaktı. 
Maçla ilgili dikkatimi çeken bir başka konu da GS'lı oyuncuların maç içersinde geçmiş maçlara nazaran daha sakin olmalarıydı. Kulübede olmasına rağmen sarı kart görmeyi başaran 1.kaptan Sabri dahi olumlu futbol havasını gölgeleyemedi. GS'lı oyuncular maç sonunda da FB'li oyuncuları tebrik ederek olaysız bir derbi sonuna büyük katkı sağladılar. GS açısından şu an için oyun olarak tatmin eden bir görüntü olmayabilir belki ama takımın galibiyet için her yolun mübah sayılacağı bir anlayıştan uzaklaşması bir çok GS taraftarının tercihidir düşüncesindeyim.
Fenerbahçe taraftarının, kulübede kart görmeyi başaran Sabri ve Fatih Terim'e göndermelerle yaptığı tezahüratlar maçın eğlenceli anlarındandı. GS'a karşı olan serinin 15 yıla çıkmasının yanında Kadıköy'de 30 maçtır derbi kaybetmediğimizi hatırlatmak isterim. 
Maçın iyileri: 1-Egemen Korkmaz 2-Mehmet Topal 3-Pierre Webo
Saygılar, sevgiler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder