Maça her iki takımda beklenen on birleriyle başladı.
Fenerbahçe adına Arena’daki atmosfer düşünüldüğünde Emre’nin sakatlığının
düzelmesi handikaptı aslında. Bu maç özelinde Drogba ile mücadele edecek
fiziksel gücü göz önüne alındığında Egemen Korkmaz ve dripling yeteneği ile
geceye damga vurabilecek Alper Potuk’un eksiklikleri net olarak hissedildi.
Galatasaray evinde oynadığı maçlarda alışıldığı gibi tüm
takım olarak pres ve hücum ederek başladı. Aslında ellerinde başka kozları da
yoktu. Zira 2.devrede bunu net olarak gördük. Ev sahibi takımın taktik
detaylarından en önemli olanı da Emre’nin üzerine oynamalarıydı. Daha ısınma
sırasında tüm tribünün FB kaptanına ettiği küfürler, henüz 3.dakikada topla
alakası olmayan pozisyonda malum oyuncunun kasti faulü ve bunu görüp avantaja
bırakarak devamında kart göstermeyen Bülent Yıldırım, Emre’yi istenilen (!)
hale getirmişlerdi. Emre’nin her şeye rağmen sakinliğini koruyup takımını
sakinleştirmesi gerekirken, rakibin bu oyununa geldi ve takımını eksik bıraktı.
Emre’nin gördüğü 2. sarı kart doğruydu fakat bundan beş dakika önce gösterilen
ilk kart GS’li oyuncuların ısmarlamasıydı. Emre gördüğü kırmızı karttan sonra
sakin şekilde kaptanlık bandını çıkarırken 3 numaralı oyuncunun yaptığı hareketleri
açıklayabilecek bir Galatasaraylı olduğunu sanmıyorum. Kural kitabına göre, sarı
kartın gösterilmesi gereken durumlardan birisi de “centilmenliğe aykırı hareket”
etmektir. Gol atan oyuncunun formasını çıkarması centilmenliğe aykırı, rakibine
kırmızı kart gösterten oyuncunun hayvansı hareketleri ise Brezilya’nın
geleneksel dansı(!) Burada tahammül
edemediğim asıl husus; yapılanlara tahrik olup kırmızı kart görerek oyun dışı kalan bir
oyuncu ile bir edepsizin spor basınımız tarafından aynı kefeye konuyor olması.
İtalya’da bu hareketleri nedeni ile istenmeyen adam olan malum
futbolcunun, Fenerbahçe forması giydiğini düşünün; basınımız tarafından ilk
sezonun ardından ipi çekilirdi, basın öyle üstüne giderdi ki; kulüp yollamasa
dahi, söz konusu oyuncu aldığı cezalar ve çirkin hareketleri sebebiyle taraftar
tarafından istenmeyen adam ilan edilirdi. Raul Meireles örneği önümüzde
duruyor. Malum şahsın yaptığı çirkinliklerin yüzde birini yapmamasına rağmen ipi çekilmek üzere, Fenerbahçe taraftarının çoğunluğunun istemediği adam. Diğeri ise; hakemin belki de utanarak son dakikalarda atmasından sonra alkış ve tezahüratlarla
kenara geliyor. Özet; psikolojik
rahatsızlıkları çok belli olan bu oyuncunun bu durumunun sebebi kendisini
korumaya alan hakemler ve basınımızdır.
Maçın hareketi ise; kırmızı kart sonrası ilk pozisyonda, dünya
beyefendisi Mehmet Topal’ın hakemin oyundan atamadığı yaratığa, kırmızı kartı göze
alarak gösterdiği tepkidir.
Maça dönecek olursak; Fenerbahçe 2.devrede bir kişi eksik
olmasına rağmen 70.dakikaya kadar üstün olan taraftı Sow’un hiç gününde olmaması, Emenike’nin
her atak girişiminin anlamsız düdüklerle kesilmesi oyun olarak hak ettiğimiz
golü bulamamamıza neden oldu. Çok bariz ofsayt hataları, kritik faul kararları hep
aleyhimize oldu. Buna rağmen son ana kadar maç içinde kalıp, elinden geleni
yapmaya çalışan oyuncularımızı tebrik ediyorum. Raul Meireles son haftalarda
olduğu gibi yine takımımızın en iyisiydi. Geçen hafta yazdığımı tekrar etmek
istiyorum 2014-15 sezonu için en iyi transfer Raul’un takımda kalması olur.
Yaratıkların korunduğu futbol ortamında Raul Meireles gibi bir değeri futbol
medyasına yem etmemeliyiz.
Maçın sonunda Mancini’nin oyundan çıkmak isteyen kaptanından, sahada yere
yatıp "zamandan çalmasını" istemesi ise rakibin durumunu ortaya koyuyordu. Allah
bizi, "insan normları" çerçevesinde ama kötü oynadığı için takım kaptanını ıslıklayıp, 3 numaralı formayı giyen edepsizi çılgınca
alkışlayan Galatasaray taraftarının durumuna düşürmesin!
Bugün 11’de oynayan 5 oyuncumuz (Bekir, Gökhan, Topal, Emre, Emenike)
üstün hakem yönetimi yüzünden haftaya cezalılar. Şartlar ne olursa olsun o maçı
dün futbol dışı çirkinliklere maruz kalan futbolcularımız ve taraftarımız alacaktır. 6 hafta kaldı ve halen rakiplerin tüm maçlarını
kazanması halinde dahi 9 puana ihtiyacımız var.
Biz 2-3 hafta sonra şampiyonluğu kutlarken, dün sanırım 2.lik koltuğunu
devraldığı için çılgınca sevinenler gönüllüler-ünlüler takımlarının
mücadelesini izliyor olacaklar.
Özetle; it ürür kervan yürür arkadaşlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder