7 Nisan 2014 Pazartesi

İt Ürür Kervan Yürür

Maça her iki takımda beklenen on birleriyle başladı. Fenerbahçe adına Arena’daki atmosfer düşünüldüğünde Emre’nin sakatlığının düzelmesi handikaptı aslında. Bu maç özelinde Drogba ile mücadele edecek fiziksel gücü göz önüne alındığında Egemen Korkmaz ve dripling yeteneği ile geceye damga vurabilecek Alper Potuk’un eksiklikleri net olarak hissedildi. 

Galatasaray evinde oynadığı maçlarda alışıldığı gibi tüm takım olarak pres ve hücum ederek başladı. Aslında ellerinde başka kozları da yoktu. Zira 2.devrede bunu net olarak gördük. Ev sahibi takımın taktik detaylarından en önemli olanı da Emre’nin üzerine oynamalarıydı. Daha ısınma sırasında tüm tribünün FB kaptanına ettiği küfürler, henüz 3.dakikada topla alakası olmayan pozisyonda malum oyuncunun kasti faulü ve bunu görüp avantaja bırakarak devamında kart göstermeyen Bülent Yıldırım, Emre’yi istenilen (!) hale getirmişlerdi. Emre’nin her şeye rağmen sakinliğini koruyup takımını sakinleştirmesi gerekirken, rakibin bu oyununa geldi ve takımını eksik bıraktı. Emre’nin gördüğü 2. sarı kart doğruydu fakat bundan beş dakika önce gösterilen ilk kart GS’li oyuncuların ısmarlamasıydı. Emre gördüğü kırmızı karttan sonra sakin şekilde kaptanlık bandını çıkarırken 3 numaralı oyuncunun yaptığı hareketleri açıklayabilecek bir Galatasaraylı olduğunu sanmıyorum. Kural kitabına göre, sarı kartın gösterilmesi gereken durumlardan birisi de “centilmenliğe aykırı hareket” etmektir. Gol atan oyuncunun formasını çıkarması centilmenliğe aykırı, rakibine kırmızı kart gösterten oyuncunun hayvansı hareketleri ise Brezilya’nın geleneksel dansı(!)  Burada tahammül edemediğim asıl husus; yapılanlara tahrik olup kırmızı kart görerek oyun dışı kalan bir oyuncu ile bir edepsizin spor basınımız tarafından aynı kefeye konuyor olması. 

İtalya’da bu hareketleri nedeni ile istenmeyen adam olan malum futbolcunun, Fenerbahçe forması giydiğini düşünün; basınımız tarafından ilk sezonun ardından ipi çekilirdi, basın öyle üstüne giderdi ki; kulüp yollamasa dahi, söz konusu oyuncu aldığı cezalar ve çirkin hareketleri sebebiyle taraftar tarafından istenmeyen adam ilan edilirdi. Raul Meireles örneği önümüzde duruyor. Malum şahsın yaptığı çirkinliklerin yüzde birini yapmamasına rağmen ipi çekilmek üzere, Fenerbahçe taraftarının çoğunluğunun istemediği adam. Diğeri ise; hakemin belki de utanarak son dakikalarda atmasından sonra alkış ve tezahüratlarla kenara geliyor. Özet; psikolojik rahatsızlıkları çok belli olan bu oyuncunun bu durumunun sebebi kendisini korumaya alan hakemler ve basınımızdır. 

Maçın hareketi ise; kırmızı kart sonrası ilk pozisyonda, dünya beyefendisi Mehmet Topal’ın hakemin oyundan atamadığı yaratığa, kırmızı kartı göze alarak gösterdiği tepkidir. 

Maça dönecek olursak; Fenerbahçe 2.devrede bir kişi eksik olmasına rağmen 70.dakikaya kadar üstün olan taraftı Sow’un hiç gününde olmaması, Emenike’nin her atak girişiminin anlamsız düdüklerle kesilmesi oyun olarak hak ettiğimiz golü bulamamamıza neden oldu. Çok bariz ofsayt hataları, kritik faul kararları hep aleyhimize oldu. Buna rağmen son ana kadar maç içinde kalıp, elinden geleni yapmaya çalışan oyuncularımızı tebrik ediyorum. Raul Meireles son haftalarda olduğu gibi yine takımımızın en iyisiydi. Geçen hafta yazdığımı tekrar etmek istiyorum 2014-15 sezonu için en iyi transfer Raul’un takımda kalması olur. Yaratıkların korunduğu futbol ortamında Raul Meireles gibi bir değeri futbol medyasına yem etmemeliyiz.

Maçın sonunda Mancini’nin oyundan çıkmak isteyen kaptanından, sahada yere yatıp "zamandan çalmasını" istemesi ise rakibin durumunu ortaya koyuyordu. Allah bizi, "insan normları" çerçevesinde ama kötü oynadığı için takım kaptanını ıslıklayıp, 3 numaralı formayı giyen edepsizi çılgınca alkışlayan Galatasaray taraftarının durumuna düşürmesin! 

Bugün 11’de oynayan 5 oyuncumuz (Bekir, Gökhan, Topal, Emre, Emenike) üstün hakem yönetimi yüzünden haftaya cezalılar. Şartlar ne olursa olsun o maçı dün futbol dışı çirkinliklere maruz kalan futbolcularımız ve taraftarımız alacaktır. 6 hafta kaldı ve halen rakiplerin tüm maçlarını kazanması halinde dahi 9 puana ihtiyacımız var. 

Biz 2-3 hafta sonra şampiyonluğu kutlarken, dün sanırım 2.lik koltuğunu devraldığı için çılgınca sevinenler gönüllüler-ünlüler takımlarının mücadelesini izliyor olacaklar.

Özetle; it ürür kervan yürür arkadaşlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder