9 Mayıs 2011 Pazartesi

Kaleci Tomic Gole Gidiyor...


Bu akşam oynanan maçlardan sonra liderliğimiz devam ediyor. Son iki haftaya giriyoruz ve sadece bir sonuç dışında (Trabzon’un mağlup olması, bizim kazanmamız) şampiyonluk yine son haftaya kalacak.

Bugün topun hakimiyeti genelde Fenerbahçe’de olmasına rağmen geçen haftalara göre kötü oynadık. Bir durgunluk ve aşırı sakin bir durum söz konusuydu oyuncularda. Verilen 2 tehlikeli pozisyon aslında beni çok korkutmadı. Zira, deplasmanlarda hep geriden gelip kazanıyorduk. 16. dakikada muhtemelen yarından itibaren Türkiye’nin ¾’ünün diline dolayacağı tartışmalı bir pozisyon yaşandı. Selçuk’un ceza alanı dışındaki hafif darbesiyle, Karabüklü oyuncunun abartılı düşüşüne hakem çok inanmadı. Bu tür pozisyonlar bizim lehimize o kadar çok atlanıyor ki maç içersinde önemsemiştim. Fakat maçta başka her hangi bir pozisyon olmayınca lehimize verilen, tek incelenecek pozisyon olarak öne çıktı. İkinci yarıda ise golün er ya da geç geleceği o kadar belli olmuştu ki, takımımız mükemmele yakın bir ikince devre oynadı. Gerçi maçın devre arasında, 2. yarı devam ederken ve maç sonunda LİG TV spiker ve yorumcularının diline doladıkları konu Karabüklü oyuncuların Fenerbahçeli oyunculardan daha fazla koşması oldu. Bunu inceleyip dile getirirlerken %64’e %36’lık topla oynama oranı görmezden gelindi. Futbolda doğal olan ve ilkokul çocuğunun bile bildiği bir şey vardır; topu kapmaya çalışan topu dolaştırandan daha fazla koşar. Golden önce Niang’a verilmeyen penaltı pozisyonu ile geçen hafta Gaziantep’i 10 kişi bırakan Burak’ın penaltı pozisyonunu gözünüzün önüne getirip kıyaslayın.

Gökhan Gönül’e ayrı bir paragraf açmak istedim. Zico döneminde Önder’in cezalı veya sakat olduğu bir maçta onun yerine görev almış ve bugün Türk futbolunun Avrupa’nın iyi takımlarında oynayabilecek birkaç oyuncusundan birisi durumuna gelmiştir. Savunmadan son anda önemli bir top çıkarılıyor bakıyoruz O, hücuma çıkılıyor, sağdan müthiş bir deparla gelen O…

İzmir’de de Karabük’te de ev sahibi taraftarlar Trabzon’un şampiyon olacağını, diğer takımın olamayacağını haykırdılar. Volkan Demirel maçtan sonra kendisine yöneltilen “herkes Trabzon’un şampiyon olmasını istiyor ve size karşı bir antipati duyuluyor bunu neye bağlıyorsun?” sorusuna “FENERBAHÇE’nin BÜYÜKLÜĞÜNE” yanıtını vererek konuya noktayı koymuştur.

Maçın son saniyesinde bence çok önemli bir olay oldu. 93:10’da kazanılan korner için Karabük kalecisi Tomic koşarak Fenerbahçe ceza alanına gol atmaya geldi. Bunu kupa rövanş maçlarında veya tek ayaklı kupa maçlarında, çok önemli puan savaşlarında görmüştük. Ama bu akşam Karabük’teki olay ilk kez yaşanmış olabilir. Sıralama için hiçbir iddiası olmayan bir takımın kalecisi gol atılması durumunda 1 puan kazanılacak maçta kalesini boşaltıp gol atmaya geliyor. Karabük’ün bundan önce aldığı tek farklı mağlubiyetlerinde bu kaleci gol için ileri çıkmış mı, ya da bundan sonraki maçlarda da gol için ileriye çıkmaya devam edecek mi? Rakibimizin maçının son dakikası da oldukça ilginçti. 1-1 sonrası yapılan santrayla kazanılan gol bize bir reklamı hatırlattı.

Sadece bu akşam yaşananları takımlarıyla beraber tersine çevirsek nelerin konuşuluyor olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Her statta aynı takımın lehine bağrılması, bazı oyuncuların, onursal başkanların iki hafta sonra maçları olmasına rağmen şampiyonluk adaylarını açıklamaları, bir kalecinin 1 puan için hırsla gol atmaya gelirken, bir diğer takımın santradan, yan toplardan attığı müdahalesiz goller… Lütfen takımları birbirlerinin yerine koyup, olanları düşünün!

Bu deplasmandan çıkardığımız 3 puanla çok çok önemli bir avantaj elde ettik. Şu ortamda şampiyon olursak tüm camia olarak olağanüstü bir başarı elde etmiş olacağız. Haftaya Kadıköy tarihi günlerinden birisini yaşayacak. Evimizdeki son maçımızı oynayacağız ve tüm Fenerbahçeliler orada olmak isteyecektir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder