11 Nisan 2011 Pazartesi

Bitmez tükenmez aşkımız...

Türkiye'nin büyük çoğunluğunun puan kaybı beklediği maçtan Fenerbahçe rahat bir galibiyetle ayrıldı. Bu deplasman fikstüre bakıldığında en zor maç olarak gözüküyordu ve alınan galibiyet son 6 hafta için çok önemli.


Kadro:
Volkan Demirel (6): Yediği golde hatası yoktu. Erken gol dışında bir pozisyon oldu onda da şanslıydı.
Diego Lugano(8): Son dönemlerdeki en iyi maçlarından birisini çıkardı. Atılan golde asitsin pasını yapması, takımı için oyun anlayışında bile değişiklik arayışının göstergesiydi.
Joseph Yobo (7): Batuhan’a yakın oynayan stoper olmasına rağmen, golde uzak kaldı. Maçın devamında güven verdi.
Gökhan Gönül (7): Hücuma önceki maçlardaki kadar destek olamadı fakat savunma anlamında başarılıydı. Yine de son golün asitsini yaptı. Genel olarak başarılıydı.
Andre Santos (6): Burhan karşısında zaman zaman zorlandı. Yenilen gol onun kanadından geldi. Topu oyuna sokma konusunda başarılıydı.
Christian Baroni (7): İlk golde Alper’e sadece eşlik edince gole davetiye çıkardı. Bu dakikadan sonra ise orta sahada oldukça istekli ve güçlü gözüktü. Başarılıydı.
Emre Belezoğlu (6): Pas trafiğini yönetme konusunda takımın eksiğini kapatsa da savunma anlamında oldukça zayıftı. Sakatlığının etkisinden henüz kurtulamamış.
Mehmet Topuz (6): Sağ önde başlayıp, ortada bitirdi. Eski maçlarına göre bir düşüş söz konusu. Hücumda üretkenlik getiremiyor. Son dönemdeki kötü maçlarından birini çıkardı. Bunun sebebi hazır olmayan Emre’nin de açıklarını kapatmaya çalışması olabilir.
Caner Erkin (8): Sol kanat için önemli bir alternatif olduğunu gösterdi. Çok iyi bir maç çıkardı. Bu oyunuyla formayı bırakmaz.
Alex de Souza (9): Kaptan yine sahanın tartışmasız yıldızıydı. Atılan 2 golde de imzası var. Bunun dışında her pozisyonda o var. Artık kafa toplarına da hakim.
Mamadou Niang (7): İlk yarıda oldukça istekliydi. Galibiyet golündeki bitirici vuruşu mükemmeldi. Fakat 2. yarılarda fizik olarak düşüyor.
Gökay İravul: Oyundan düşen Emre’nin yerine oyuna girdi.
Semih Şentürk: Çok kısa oyunda kalmasına rağmen yine golünü attı. Bunu yaparken bütün vücuduyla golcü olduğunu gösterdi.
Bekir İrtegün: Son dakikalarda kaptanın yerine oyuna dahil oldu.


Eskişehir’de Ivesa, Sezgin-Veysel-Diego-Volkan, Doğa-Alper, Burhan-Erkan-Sezer, Batuhan 11 ile maça başladı. İki takım da sahaya 4-2-3-1 şeklinde dizildiler. Gole kadar olan sürede takımlar birbirini kollamaktaydılar. Alper kendi sahasından aldığı topu orta sahada Caner, Emre ve Baroni’den baskı yemeden rahatça sürüp sağ tarafa verdiği pasın sonucundaki Batuhan’ın kafa golü Fenerbahçe’yi uyandırdı. Gerçi Fenerbahçe son 5 deplasman maçında geriye düşüp kazanmıştı. Fenerbahçe 5 dakika içinde Alex imzalı 2 golle kontrolü eline aldı. İlk yarının geri kalan bölümünde oyunun kontrolünü elinde tutup önemli fırsatlardan yararlanamayarak soyunma odasına gitti.

İkinci devreye Sezer’in yerine Pele’yi oyuna alarak başlayan Bülent Uygun orta sahadaki kontrolü ele almak istiyordu. Bunu, Niang sağa, Mehmet Topuz sağa geçip klasikleşen 4-6-0’a dönene kadar başardı. Bence Bülent hocanın bu hamlesi asıl planının ilk aşamasıydı. Kontrolü ele geçirdikten sonra Batuhan’ın yanına Ümit Karan’ı alıp sonuca gidecekti fakat işler istediği gibi olmadı. Oyunun kontrolünü 2. yarıda kısa bir süre hariç ele geçiremedi. Fenerbahçe, Bülent Uygun’lu Eskişehir’i kendi sahasında ilk kez yenmeyi başardı.

Fenerbahçe’de dün akşam çok iyi bir Caner izledik. Haftalardır aranan sol kanat oyuncusu benim der gibiydi Caner. Bana, Uğur Boral’ın ameliyattan önceki günlerini hatırlattı.

Sağ kanatta veya oynadığı her bölgede Mehmet Topuz’un takımda en beğendiğim oyunculardan birisi olduğunu öncelikle belirtmeliyim. Fakat kendisi savunma anlamında çok katkı verse de, çok iyi niyetle ve müthiş bir hırsla mücadele etse de gol veya pozisyon üretme konusunda takımına destek olamıyor. 28 lig maçında da oynamış ve gol sayısı yanılmıyorsam 1 (bir). Fenerbahçe gibi bir takımda hücumun sağında oynayan oyuncunun hücum anlamında daha fazla katkı vermesi gerekiyor. Alex harika işler yapmaya devam ediyor. O’nu izleyebildiğimiz için gerçekten şanslıyız.

Bu arada LİG TV spikeri ve maç yorumcusu(!) Melih Gümüşbıçak maçı tv’den izleyen taraftarlarımızın sabrını zorlamaya devam ettiği düşüncesindeyim. Eskişehir golünden sonraki coşkulu anlatımı, kendisini tutamayıp tribün ağzıyla “ES-ES” falan demesi oldukça iticiydi. Kendisinden aynı coşkuyu Fenerbahçe gollerinden sonra da beklediysek de özellikle 2.golümüzden sonra uzun süre sesini duyamadık. Tekrar döndüğünde defalarca şu yorumunu tekrarladı: “2.yarıda klasik Fenerbahçe böyle, galibiyet golünü atıp oyunu rölantiye alıyor”. Bu yorumunu gereksiz, detaylı istatistiki bilgilerle süsledi. Fakat “Fenerbahçe’nin 2.devre geriye düştüğü 5. maçını da çevirdi” yorumunu yapmaya  dili varmadı. Kendisini izlemeye devam edeceğiz.

Maçın hakemi Türkiye’nin yıldızı elit hakem Cüneyt Çakır’dı. Maç boyu tek hatasının 3 defa sarı kart görmesi gereken Erkan Zengin’e tek sarı kart göstermesi olduğunu düşünüyorum.

Kalan maçlarımız Gaziantep, Buca (d), Belediye, Karabük (d), Ankaragücü, Sivas (d). Ben zor maçlarımızın bittiğini ve kalan maçlarımızı kazanacağımızı düşünüyorum. Şampiyonluk için rakibimizin tek bir maçtaki puan kaybı yeterli olacaktır ve her şeye rağmen şampiyon olacağımıza inanıyorum. Aksi durumda da BİTMEZ TÜKENMEZ AŞKIMIZ...

Bu haftanın diğer önemli maçında Galatasaray sahasında Trabzonspor’a beklenildiği şekilde mağlup oldu. 2 hafta önce hırsla hazırlanıp “sezonun kader maçı” olarak çıktıkları maçın yanında, bu haftaki maça, devre arasında oynadıkları Radyospor kupası maçı kadar önem vermediler. 2 hafta öncesinin hırslı, yedek kulübesi tacizcisi 75’te atılarak farkını ve kalitesini ortaya koydu. Trabzonspor bulduğu tek pozisyonla çok önemli bir 3 puanın daha sahibi oldu. Son 5 haftadır kötü futbol sonucunda son dakikalarda aldıkları tek farklı galibiyetlere bir yenisini daha eklediler. Bugün Trabzonspor zirve yarışında Fenerbahçe yerine örneğin Bursa ile mücadele ediyor olsaydı, bu futbolla bu galibiyetleri alabilir miydi emin değilim. Türkiye’nin ¾’ü Trabzon’un şampiyonluğu hak ettiğini iddia ediyor. Fakat ben bu iddianın neye dayandığını bir türlü çözemiyorum. Beşiktaş, Kasımpaşa, Gençlerbirliği, Konya ve Galatasaray maçlarındaki oyunlarıyla aldıkları galibiyetleri bir an için aynı şekilde Fenerbahçe'nin aldığını düşünün!?  2. yarıdan bu yana izlediğimiz Trabzonspor şampiyonluğu hak ediyorsa eğer diyecek bir sözümüz yoktur. Bu sezonun transfere en çok para harcayan takımı Galatasaray, bu mağlubiyetle henüz fark etmese de tehlikeli bölgeye iyice yaklaştı. Düşmesi neredeyse kesinleşen Konya’nın mağlubiyet sayısı 16, Galatasaray’ın 15 oldu. Ligde attıkları 29 golle sadece Buca (22), Kasımpaşa (26) ve Konya’dan (20) daha fazla gol atmış durumdalar. Ligden kesinlikle düşmeyeceklerdir ve bunu da aşağılayarak kovdukları Rijkaard döneminde aldıkları 4 galibiyete borçlu olacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder