8 Mart 2011 Salı

Dörtte Üçe Karşı


Dün akşamdan; Türkiye’nin en centilmen ve beyefendi(!) hocasının neredeyse bütün hakem hataları kendi lehlerine olmasına rağmen hakem tarafından sahadan atılması…

Rakibin hiç de hak etmeden kazandığı 3 puan…

Hakemin etkisinin olmadığı maçlarda dahi ortalığı ayağa kaldıran yöneticilerin “biz önce kendi oyunumuza bakmalıyız” şeklindeki sağduyulu(!) demeci…

Kanal kanal dolaşıp şirinlik gösterileri arasında “dörtte üç bizim şampiyonluğumuzu istiyor” söylemi…

El birliğiyle bozulmaya çalışılan moraller…

Maç günü; sabah saatlerinde başlayan kar ve dondurucu bir soğuk. Gökhan Gönül, Selçuk Şahin ve Semih Şentürk kadroda yoklar. Türkiye’nin çoğunluğu dört gözle çubuklu formalıların puan kaybını bekliyor…

Kadro;

Volkan Demirel: 75. dakikada kritik bir kurtarışa imza atarak Gençlerin tekrar umutlanmasının önüne geçti. 7

Diego Lugano: Çok konsantreydi, yine golünü attı. Topla oynamada eskisinden daha iyi bir görüntü sergiledi. 8

Joseph Yobo: Sakin yapısı ve topu oyuna sokmadaki başarısıyla güven veriyor. 7

Bekir İrtegün: Savunmada da, hücumda da istenilen katkıda bulunamadı. 5

Andre Santos: İkinci yarıdaki iyi oyununu bu maçta da sürdürdü. Önünde kim olursa olsun uyum sağlayıp, hücum hattına destek veriyor. 8

Emre Belezoğlu: İlk yarıda çok top kaybı yaptı ve güçsüz göründü takımın en kötülerindendi fakat ikinci yarıda mükemmele yakın oynadı. 7

Mehmet Topuz: Takımın en yararlı oynayan oyuncularından. Her yere koşuyor ve çok güçlü. Her bölgede oynayabilme özelliği takım için önemli. 8

Issiar Dia: Bugün iki kanatta da etkisiz kaldı. Rakip takım onun kanadını kademeli savununca boş alan bulamadı. 6

Özer Hurmacı: İlk yarıda çok üretken olmasa da müthiş savaştı. Özellikle 2. yarıda sol tarafta etkiliydi. Kritik anlarda 2 defa savunmaya önemli destek verdi. 8

Alex de Souza: Yakın markajda olmasına rağmen yaptığı mükemmel asistle maça yine damgasını vurdu. Top ona gelince takım rahatlıyor. 9

Mamadou Niang: Çok istekli ve diriydi. Güzel bir son vuruşla 3 puanın  alınmasına katkı sağladı. 8

Christian Baroni: Oyuna girdikten sonra 2. topları almaya başladık ve orta saha hakimiyetini elimize geçirdik.

Daniel Guiza: Sahalara dönüşü seyirciyi memnun etti. Seyirciyle arasında müthiş bir bağ var.

Caner Erkin: Son bölümde Özer’in yerine oyuna dahil oldu.

Maç;

Fenerbahçe 14.dakikada golü bulana kadar orta sahadaki pas organizasyonuyla oyunun hakimiydi.  Klasikleşen ve sinir bozan(!) Alex serbest vuruşunda Lugano golü attıktan sonra rahatlayan takım, Niang’ın gücü ve hızıyla savunma ve kalecinin arasına girmesiyle bir penaltı kazandı. Alex penaltıyı 7 yıldır attığı ve herkesin bildiği yere attı yine. Golden sonra Gençlerbirliği öne çıktı ve hücum dönüşü orta sahaya düşen  2. topların hepsini almaya başladı. Buna yapılan top kayıpları da eklenince Gençler etkili olmaya başladı. Geçirdiği ameliyat sonrası sahalara etkili dönmeyi başarabilen Mustafa Pektemek’in ceza yayı civarındaki başarılı hareketleri sonrası attığı etkili pası Orhan düzgün bir vuruşla filelerle buluşturdu. Bir korner sonrası yaya düşen topa yine Gençlerli oyuncuların önünde kalınca şok beraberlikle soyunma odasına gidildi.

Devre arası stadyumda, puan kaybı olabileceği konuşuldu. Tabi bu yorum, son bölümdeki kötü oyun üzerinden yapılıyordu. Maç boyu takımına mükemmel destek veren taraftar takım sahaya çıkarken onları çağırıp “Bizler inandık siz de inanın” tezahüratı ve maçın başlamasıyla birlikte verdiği inanılmaz destekle takımı ateşledi.  Gole kadarki bölümde yapılan etkili pas trafiği aslında maçın kazanılacağını gösteriyordu. Dia’nın yerine Baroni’nin girmesiyle Mehmet Topuz sağa geçti ve takım daha etkili olmaya başladı. Alex 12 dakika önce vurup topun direkten döndüğü bölgeye yakın yerde topla buluştuğunda bir çok taraftar “vuur!” sesiyle şut istemesine rağmen, Kaptan mükemmel ara pasıyla skoru yine değiştirdi.  68.dakikada 12-13 pas sonunda harika bir golle iyice rahatladık.

Bu dakikadan sonra Aykut Hoca yine Niang’ı kanada atıp Mehmet’i ortaya çekti. Takım maç sonuna kadar 4-6-0  dizilişiyle sahada yer aldı. Fakat bu bölümde verilen 2 net gol pozisyonu düşündürücüydü. 75. dakikadaki net pozisyon son dakikalarda sıkıntı yaratabilirdi.

Lugano gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü ve böylece Galatasaray maçında oynamayı garantiledi. Fakat cezalı Santos ve sakat Gökhan’ın da olmayacağı düşme hattındaki Konya maçının nispeten rahat GS maçından daha kolay olacağını neden düşünüyoruz anlayamadım.

Maç sonu; Alex 18, Niang 13, Lugano 6 gol oldu.  Alex + Niang: 31 golle ligde GS dahil 10 takımdan fazla gole ulaştılar. Son 12 maçta 11. galibiyetimize ulaştık.

Taraftar oyuncu bütünleşmesi yine görülmeye değerdi. “Fener gol gol gol, şampiyonluk geliyor…”

Rüzgargülleri yeni adıyla ¾ çoğunluk için dünkü sevinç patlamasından sonra üzücü bir akşam oldu.



Son söz; Kendi takımımın mağlubiyetine sevindiğim gün, benim için futbol bitmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder