8 Aralık 2013 Pazar

Cesur Yürekler




Maça, beklenen 11 ile fakat beklemediğimiz şekilde durgun başladık. Bu durgunluk 30 dakika sürdü, bu süre zarfında hücumda bir şey üretmezken kalemizde 1 gol 1 de net pozisyon gördük. Lig TV'de kaçan bu pozisyon ahlar tühlerle yorumlanmasına rağmen, sonrasındaki 60 dakikalık oyunumuz 2-0'ı dahi çıkarabilecek kalitedeydi. Baroni'nin devre biterken attıgı nefis serbest vuruş golünde, kaleci hatası arayan (ikinci devre kurtarışlarla maçı tutan kaleciden bahsediyoruz) vekilimizden vuruş kalitesinden de bahsetmesini beklemek bundan önceki yorumlarını da bildiğimiz için anlamsız!

Alves pozisyon alışta maçın başında hatalar yapsa da katettiği 10941 m. iyi analiz edilmeli. Defansif olarak haftalardır zaten kusursuz oynayan Egemen, 10339 m.koşmuş. Oyunun organizasyonunda iki stoperimiz son derece önemli görev üstleniyorlar. Top bizdeyken, sağ bek-sol bek gibi görev yapıyorlar. Dolayısıyla da bir orta saha oyuncusu kadar koşup, hücuma katkı sağlıyorlar. Fakat kupa maçında şunu gördük ki; alternatifleri olan Bekir, Yobo ve Serdar bu anlamda yeterli değiller.

Sezon başından bu yana ve bu maç özelimde de oynayan 11'in en zayıf halkası ise maalesef Gökhan Gönül. Savunmada ve özellikle hücumda eski Gökhan'ı mumla arıyoruz. İkili mücadelelerde fiziksel olarak mükemmel durumdaki takımın gerisinde olduğu çok açık görülüyor. Şansı veya şansızlığı mevkisi için tam bir alternatifinin olmayışı. Mehmet Topal ise Gökhan'ın aksine her geçen gün daha iyi duruma geliyor ve savunma kurgusu ve oyunu geriden organize etme görevini kusursuz yerine getiriyor. Kuyt için ise söyleyecek söz bulmak zor. Her maç aynı öz veriyi gösteriyor ve takımın en önemli ismi durumunda.

Sol bek mevkkinde Caner ise, Ersun hocanın oyun sistemine cuk diye oturmuş durumda. Kadlec transferini çok eleştirmemize rağmen, bu yanlış mükemmel bir sol bek kazanmamıza sebep oldu. Ceza, sakatlık durumlarında da o bölge Hasan Ali ile rahatlıkla yedeklenebilir.

Taraftarımızın en fazla eleştirdiği isimlerden Baroni dünkü maç özelinde tam bir lider gibi oynadı. Holmen'in yetersizliği ve Raul'un durumu, Emre'nin bitmeyen sakatlıkları düşünüldüğünde takımın önemli parçalarından birisi haline geldi. Kritik anlarda aldığı sorumluluklar, genç oyuncularla olan pozitif ilişkisi, Baroniyi beklenenin aksine önemli bir figür haline getirecek gibi gözüküyor.

Kendimizce bir kaç oyuncu profili analizinden sonra maça dönecek olursak; maçın her geçen dakikasında oyundaki üstünlüğümüz net olarak hissedildi. Bunun sebebi, rakip hocaların dahi takdir ettiği fizik-kondisyon üstünlüğümüz. Üstünlüğü ele geçireceğimiz pozisyonlarda Serkan Kırıntılı'nın başarısından sonra zor deplasman, mevcut puan farkı gibi faktörler düşünüldüğünde 1 puan da iyidiri düşünmeyen Ersun hoca çok ve faydalı koşan, her maç biraz daha faydalı oynayan Alper'in yerine yine Webo'yu oyuna aldı. Bu cesur hamle, takıma hedef 3 puan mesajıydı. Oyuncularımız da kendilerine güvenenleri mahcup etmeyerek 6.deplasman galibiyetine imza atarak sinirleri bozmaya devam ettiler.

Maçın hakeminden de kısaca bahsedecek olursak; klasik bir Yunus Yıldırım yönetimiydi. Hatalar yaptı tabi ki ama her takıma aynı standartı uyguladığı için acınacak hakemlerimiz arasından iyisi gibi gözüküyor. 1-1 devam ederken Kuyt'a yapılan penaltı belki puan kaybına sebep olabilirdi. Fakat Yunus Yıldırım, forma rengi gözetmeden benzer pozisyonları kimseye çalmıyor. Ne acı ki; bir hakem için standartı var diye, iyi diyebiliyoruz.

Bu galibiyetle devre arasına 3 hafta kala puanımızı 35 yaptık. Devreyi 42-44 puanla tamamlayabiliriz. Muhtemelen son yılların en iyi ilk devre performansı olacak.

Saygılar, sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder